Türkiye-Ermenistan protokolleri

 

Ermenistan'la imzalanan "Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü" ile "İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü"nü savunurken diyorsun ki: "Bu protokollerde Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarından çekilmeye başlaması zikredilmiyor, ama protokollerin arka planında bu hususların kesinlikle yer aldığını bilen biliyor." Ben bilmiyorum kardeşim. Sen nereden biliyorsun?

- Bazı yetkililerle görüşmelerimden biliyorum. Hükümet erkânının öteden beri yaptığı "Karabağ meselesi çözüm yoluna girmeden ilişkiler normalleşmez" yolundaki açıklamalardan biliyorum. Ermenistan'la imzalanan protokollerdeki bazı ifadelerden biliyorum.

- Neymiş o ifadeler?

- "İki devletin, bölgede demokratik ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin arttırılması için işbirliği yapmak yönündeki ortak amaçları"ndan söz ediliyor. "Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi" gereğine işaret ediliyor.

- Ne alâka?

- Şu alâka: İşgal sorunu çözüm yoluna girmeden bölgede sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin arttırılması mümkün değil. Demek ki ilgili ifadenin arka planında böyle bir irade var. "Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi" denildiğine göre (ve uluslararası hukuk Azerbaycan topraklarındaki Ermeni işgalinin gayri meşru olduğunu kabul ettiğine göre), işgal sorununu çözüm yoluna koymak kesinlikle gündemde. Nitekim Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, konuyla ilgili bir beyanatında, 'Bu bir süreçtir ve bittiğinde sadece Türk-Ermeni sınırı değil, birçok sınır açılacak. Mesela Azerbaycan-Ermenistan sınırı." dedi. Azerbaycan-Ermenistan sınırı işgal sorunu çözüm yoluna girmeden açılabilir mi? Açılamaz. Ahmet Davutoğlu bunu bilmiyor mu? Biliyor. Öyleyse ufukta çözüm görüyor.

- Ya yanlış görüyorsa? Diyelim ki biz sınırı açtık, ama Ermeniler Azerbaycan topraklarından asker çekmeye yanaşmadılar. Sarkisyan'ın gayri resmi olarak öyle bir söz verdiği söyleniyor, ama diyelim ki o söz tutulmadı. O zaman ne olacak?

- Sınırın açılması, ikili ilişkilerin iyileşmesi ve Ermenistan'ın bu sayede elde edeceği kazançlar, Ankara'ya Erivan üzerinde tesir imkânı sağlayacaktır. Bu imkân, işgal sorununa çözüm yolunda sonuna kadar kullanılacaktır. İstenen neticeye ulaşılamadığı takdirde ise atılan adımlar gözden geçirilecektir.

- Nereden biliyorsun?

- Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine paralel olarak Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin de normalleşmesi gerektiğini, bunun "vizyonun bir parçası" olduğunu söylüyor. Sonra da diyor ki: "Bölgede kapsamlı bir normalleşme olmazsa tek bir normalleşmenin yaşayabilir, sürdürülebilir olması mümkün değildir."

- Yani?

- Gayet açık: Karabağ sorunu çözülmezse Türkiye-Ermenistan protokolleri güme gider.

- Yeri gelmişken: Sence bu sorun nasıl çözülür?

- Karabağ'ın yaklaşık dörtte birini teşkil eden Yukarı Karabağ mıntıkasının statüsüyle ilgili nihai bir anlaşmaya varmak kısa vadede mümkün gözükmüyor. Öyleyse, ilk aşamada, Yukarı Karabağ sorununun çözümü 'öteleyerek', işgal altındaki diğer "rayon"lar üzerinde yoğunlaşmak lazım. Bunların Azerbaycan'a bir an evvel veya hiç değilse aşamalı olarak iadesi üzerinde durmak lazım. Anladığım kadarıyla hükümet de konuya böyle yaklaşıyor. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elhan Poluhov da dört gün evvel bu yönde bir açıklama yaptı.

- Amerikalı arabulucu Bryza'nın kulakları çınlasın! "Ermenistan, işgal altında tuttuğu yedi rayonun beşinden hemen çekilsin, diğer iki rayondan da beş sene içinde çekileceğini taahhüt etsin, Yukarı Karabağ konusuna sonra bakılsın" demiyor mu Bryza? Aynı şey işte. Demek ki bu açılım bir Amerikan projesi. Hüsamettin Cindoruk'un dediği gibi, "Obama Açılımı"!

- Komik olma! Ne Obama'sı? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Erivan'a gittiğinde Obama daha ABD Başkanı değildi.

- Ama başkan olacağı belliydi.

- 2005'te de belli miydi? Üst düzey bir Hariciye yetkilisi bana bu açılımın işaretini ta o zaman vermişti.

- Türkiye'nin sınırlarını tanımayan Ermenistan'la ilişkilerin nasıl normalleşebileceğini, topraklarımızda gözü olduğunu bildiğimiz bir devletle normal bir ilişkiyi nasıl kurabileceğimizi de izah etmiş miydi o yetkili?

- Protokollerde "toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı" vurgulanmıyor mu? "İki ülke arasındaki mevcut sınır, uluslararası hukukun ilgili anlaşmalarında tarif edildiği şekliyle, karşılıklı olarak tanınacak" denilmiyor mu?

- Kars Anlaşması ve onun hazırlığı mahiyetindeki Moskova Anlaşması zikredilmiyor ama.

- "İlgili anlaşmalar" ifadesinin Moskova ve Kars anlaşmalarını içermediğini söylemeyeceksin herhalde!

- Açıkça "Kars Anlaşması" demek çok mu zordu?

- Ermenistan'ın iç dengeleri bakımından çok zordu, evet. Kars Anlaşması açıkça zikredilmediği halde Daşnaklar isyan bayrağını çekti, görmüyor musun? Onlar "Bu ifade Kars Anlaşması'nın kabulü anlamına gelir, Sarkisyan Türk işgali altındaki Ermeni vatanını satmıştır, haindir" diye bas bas bağırırken, senin "Kars Anlaşması niye zikredilmedi?" diye tutturman çok acayip.

hakan albayrak/yenişafak

 

Bu yazı toplam 1280 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar