Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 576., Sakarya'da 602.,

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 576.Hafta Basın Açıklamasını Yaptı.Basın Metnini Platfrom Adına Enes Küçükyıldız okudu.

İsrail'de gözaltına alınan TİKA çalışanı Muhammed Murteja'nın serbest bırakılmasına çağrı yapıldı ve İsrail'in İHH'yı terör örgütü ilan etmesine kimsenin ses çıkarmaması,Kudüs'teki ezan yasağı ve Siyonist Katil İsrailin Filistin topraklarına yaptığı diğer zulumlere tepkiye yönelik basın açıklamasının tam metni şöyle :
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 576.hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.
Özelde Gazze genelde ise Filistin topraklarında yaşanan İsrail saldırıları sonucunda gerilen Türkiye-İsrail ilişkileri Mavi Marmara yardım gemisinin uluslararası sularda saldırıya uğraması ve 10 yarım gönüllüsünün şehit edilmesi sonucu kopma noktasına gelmişti. Bu süreçte Türkiye hükümeti ilişkilerin iyileşmesi için Türkiye’den özür dilenmesi, tazminat ödenmesi ve Gazze ambargosunun kaldırılması şartlarını koştu ve şartlar yerine getirilmeden ilişkilerin düzelmeyeceği açıklamasını yaptı. Ardından 2016 yılı haziran ayı içerisinde imzalan anlaşma ile hükümetin koşmuş olduğu 3 şartın yerine getirildiği ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleştiği ilan edildi. Kamuoyunda ve özelliklede vicdanlarda hala tartışılan 3 şartın yerine getirilmesi meselesi ve özelliklede Gazze ambargosunun kaldırılması hususu yoğun siyasi baskı ve medya üzerinden yürütülen linç kampanyası sonucu yeteri kadar tartışılmadan unutturulmak üzere tarihin tozlu raflarına kaldırılmak istendi. 
Geride kalan ayları sadece medyaya düşen haberler üzerinden okuduğumuzda bile esasında ne Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırıldığı ve nede Filistin işgalinin hız kesmediğini net bir şekilde görebiliyoruz. İsrail; uluslararası toplum tarafından yapılan sözde uyarılara rağmen işgal ettiği Filistin topraklarında yeni yerleşim yerleri inşaasına son hız devam etmekte, yeni yerleşim yerleri kurmak ve Filistinlileri göçe zorlamak adına Filistinlilere ait evleri yıkmakta, tarım arazilerini işlenemez hale getirmekte, işyerleri ve fabrikaların kapısına kilit vurmakta, 5 yaşındaki çocuktan 85 yaşındaki ihtiyara kadar Filistinlileri tutuklamakta- hapsetmekte ve nerede ise hergün kameralar önünde sokak ortasında insanları infaz etmektedir. Diğer yandan Gazze sürekli bir biçimde karadan, havadan ve denizden bombalanmakta, lider şahsiyetlerine yönelik suikastlar düzenlenmekte, Gazze’ye giren sınırlı çeşitlilik ve sayıdaki ürünlere yönelik kısıtlama yoğun bir şekilde devam ettirilmektedir.
Son olarak İsrail, Türkiye Cumhuriyeti Kurumu olan TİKA (Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) çalışanı Muhammed Murteca’yı tüm resmi prosedürler yerine getirildiği halde Gazze sınırında gözaltına aldı ve ardından tutuklama cüreti gösterdi. Diğer yandan İsrail her zamanki alçaklığını tekrar ederek yaptığı çalışmalar tüm dünya tarafından bilinen ve farklı toplum kesimleri tarafından takdir ile karşılanan İHH’yı terör örgütü olarak ifadelendirmiştir. Açıktır ki, İsrail’in bu hamlesi kendisine hami olan başta ABD olmak üzere küresel güçlerin pompaladığı yükselen İslam karşıtlığı düşüncesinden bağımsız değildir. Küresel anlamda mazlum insan topluluklarına umut olan İslam düşüncesi ve rüştünü sahada ispatlayan İslami yardım organizasyonları küresel güçlerin hedef tahtasına oturtulmuştur. Bu konuda esasen bizleri üzen ve derin bir endişeye sevk eden şey ise ülkemiz başta olmak üzere halkı Müslüman olan ülke yöneticilerinin bu duruma sessiz kalmaları olmaktadır. Özellikle kendisine ait bir kuruluşun çalışanının tutuklanmasına yeterli tepkiyi göstermeyen ve yasal çerçevede faaliyet gösteren yardım kuruluşunun terör örgütü olarak nitelenmesini es geçen siyasi kadroları ve devlet kurumlarını bu tepkisizliklerinin yarın daha büyük ve baş edilmesi daha zor meselelere kapı aralayacağı hususunda uyarıyoruz.
Küresel emperyalistler şu iyi bilinsin ki; vicdanlı yürekler terörü ve teröristi gayet iyi tanıyor. Devlet adı maskesi takarak meşrulaştırmaya çalıştığınız ve elinizde bulundurmuş olduğunuz medya gücü ile perdelediğiniz olaylar sizi aklamaya yetmeyecek. Dünyanın dört bir yanında ve özellikle son birkaç yıldır Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da yapmış olduğunuz katliamlar terörist sıfatınızı dahada bir pekiştirmektedir. PKK-PYD, Haşdi Şabi, Hizbullah isimleri altında beslediğiniz ve medya gücünüz ile akredite etmeye çalıştığınız terör yapılarını gayet net bir şekilde tanıyoruz. Biliyoruz ve inanıyoruz ki; İsrail başta olmak üzere bu topraklarda sezeryanle dünyaya getirdiğiniz bütün taşeron terör örgütleriniz ve siz buralara ait değilsiniz ve gideceksiniz.
Yaşanılan bu zulme sessiz kalan devlet bürokrasisini ve siyasi aktörleri kınayarak buradan bir kez daha yineliyoruz; Muhammed MURTECA derhal serbest bırakılmalıdır, İHH insanlığın medarı iftiharı olan uluslararası bir kurumdur ve İsrail tarihin gördüğü en azılı terör örgütüdür.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

 

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

 

Sakarya 602. Hafta: MAZLUMDER’deki kapatmalara tepki

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 602. hafta basın açıklamasında, MAZLUMDER Sakarya şubesinin de kapatıldığı olağanüstü kongre kararlarına tepki gösterdi.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 602. hafta basın açıklamasında, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen ve tartışmalı kararların alındığı MAZLUMDER olağanüstü kongresine tepki gösterildi. Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi’nin okuduğu açıklamada, “Siyaset zemininin yitirildiği, toplumsal zeminin fesada uğratıldığı, hakkın adalet terazine vurulmadığı günlerden geçiyoruz. Her gün yeni bir sorun, her hafta yeni bir kriz ile karşılaşırken; çözüm merciinde olanların halktan daha fazla şikâyetçi olduğunu görüyoruz. “İlginç zamanlarda yaşayasın!” bedduasına uğramış gibiyiz! Gücün ve şiddetin sözü bastırdığı, kuru gürültünün hakikati perdelediği ve siyasal egemenliğin her alanı kuşattığı şu vasatta, şüphesiz toplumsal alanda yürütülen adalet mücadelesine duyulan ihtiyaç da giderek artıyor. Artıyor, çünkü adalet arayanların, hakkı savunanların imkânları her geçen gün azalıyor. Bunun son örneği, aralarında Sakarya’nın da bulunduğu, 16 ilde faaliyet gösteren MAZLUMDER şubelerinin, tartışmalı bir şekilde icra edilen olağanüstü kongre marifetiyle kapatılması oldu. 26 yıldır, insan hakları mücadelesinin Müslümancasını yapma kaygısı güdülen bir çatı altında cereyan eden bu haksızlık şüphesiz ibret vericidir.” denildi.

“Müslüman mahallesinin tüm sivil aktörlerinin iradelerini, siyasetin ipoteği altına soktukları bir dönemde yaşanan bu kritik hadise, en ufak itirazın dahi duyulmak istenmediği günlerden geçtiğimizin başka bir nişanesi olmuştur.” ifadelerine yer verilen basın açıklamasında, süreçle ilgili “Bugüne kadar, Rabb’imizin “adil şahitler olun” emri gereğince hareket etmiş ve zor zamanların sözünü söylemiş birçok insanın emeklerini hiçe sayan bir anlayışla alınan bu kapatma ve ihraç kararları, gerçekten üzüntü ve utanç vericidir. Meselenin özü odur ki, onlarca yıllık şahitlik çabası, tavrını zulmün kimden geldiğine bakarak alma kaygısı ağır basanların yarattığı puslu havada bertaraf edilmiştir! Egemenlerle paydaş olmayı marifet sayanların sesi daha gür çıksın diye, her kim olursa olsun tüm mazlumlara yoldaş olmayı teklif edenlerin söz hakkı tek kalemde gasp edilmiştir!” değerlendirmesi yapıldı. “Şüphesiz, bu ilginç zamanlar da aşılacaktır! Her şeye rağmen, mmleket olarak hakka, adalete ve özgürlüğe kavuşup, kardeşçe ve esenlik içinde yaşadığımız günlere gelelim diye adil şahitlik sorumluluğumuzu yerine getirmeye gayret ediyoruz.” denilen basın açıklaması, İnşirah suresinin ayet meallerinin okunmasıyla son buldu.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 602. Hafta Basın Açıklaması

Değerli dostlar, duyarlı Sakarya halkı;

Siyaset zemininin yitirildiği, toplumsal zeminin fesada uğratıldığı, hakkın adalet terazine vurulmadığı günlerden geçiyoruz. Her gün yeni bir sorun, her hafta yeni bir kriz ile karşılaşırken; çözüm merciinde olanların halktan daha fazla şikâyetçi olduğunu görüyoruz. “İlginç zamanlarda yaşayasın!” bedduasına uğramış gibiyiz!

Gücün ve şiddetin sözü bastırdığı, kuru gürültünün hakikati perdelediği ve siyasal egemenliğin her alanı kuşattığı şu vasatta, şüphesiz toplumsal alanda yürütülen adalet mücadelesine duyulan ihtiyaç da giderek artıyor. Artıyor, çünkü adalet arayanların, hakkı savunanların imkânları her geçen gün azalıyor. Bunun son örneği, aralarında Sakarya’nın da bulunduğu, 16 ilde faaliyet gösteren MAZLUMDER şubelerinin, tartışmalı bir şekilde icra edilen olağanüstü kongre marifetiyle kapatılması oldu.

26 yıldır, insan hakları mücadelesinin Müslümancasını yapma kaygısı güdülen bir çatı altında cereyan eden bu haksızlık şüphesiz ibret vericidir. Uzun zamandır, iktidar sofrasından nimetlenebilmek için bu mücadeleden elini ayağını çekmişlerin dahi kendilerine rol bulabildiği ve perestiş edilebildiği bu sahne, MAZLUMDER tarihinde nasıl bir sayfa açılmak istendiğini de ortaya koymuştur.

Bugüne kadar, Rabb’imizin “adil şahitler olun” emri gereğince hareket etmiş ve zor zamanların sözünü söylemiş birçok insanın emeklerini hiçe sayan bir anlayışla alınan bu kapatma ve ihraç kararları, gerçekten üzüntü ve utanç vericidir.

Meselenin özü odur ki, onlarca yıllık şahitlik çabası, tavrını zulmün kimden geldiğine bakarak alma kaygısı ağır basanların yarattığı puslu havada bertaraf edilmiştir! Egemenlerle paydaş olmayı marifet sayanların sesi daha gür çıksın diye, her kim olursa olsun tüm mazlumlara yoldaş olmayı teklif edenlerin söz hakkı tek kalemde gasp edilmiştir!

Müslüman mahallesinin tüm sivil aktörlerinin iradelerini, siyasetin ipoteği altına soktukları bir dönemde yaşanan bu kritik hadise, en ufak itirazın dahi duyulmak istenmediği günlerden geçtiğimizin başka bir nişanesi olmuştur.

Değerli dostlar;

Şüphesiz, bu ilginç zamanlar da aşılacaktır! Her şeye rağmen, Platform olarak, yürüyüşümüze devam ediyoruz. Memleket olarak hakka, adalete ve özgürlüğe kavuşup, kardeşçe ve esenlik içinde yaşadığımız günlere gelelim diye adil şahitlik sorumluluğumuzu yerine getirmeye gayret ediyoruz.

İnanıyoruz ki, gün gelecek, ateşe odun taşıyanlarla, su taşıyanların mücadelesi daha iyi anlaşılacaktır. Güce tabi olanlarla, adalete tabi kalanların safı netleşmiş olacaktır. Sureti haktan görünenlerle, hakkı görünür kılmaya çalışanlar açığa çıkacaktır. Belki bugün, belki yarın, belki yarından da yakın!

Sözümüzü İnşirah suresi ile tamamlıyoruz:

“(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şânını yükseltmedik mi? Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”
 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu adına Sakarya Dayanışma Derneği

Sakarya 602. Hafta: MAZLUMDER’deki kapatmalara tepki