Abdurrahman Dilipak: Put Edinmek

Abdurrahman Dilipak: Put Edinmek

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Put Edinmek /Habervakti.com

Not: Siyonistlerin kehanetleri ile ilgili gelişmelerin ne olduğunu bu gece göreceğiz. Her şeyi gören, duyan, bilen, “ol” deyince olduran, “öl” deyince öldüren, Kadere, rızka, ecele hükmeden Alemlerin Rabbi “hüküm sahibi”, “Kadir-i Mutlak” ve hükmünde ortağı olmayan bir Allah var. La Galibe İllallah. Bu ramazan, Gazze aydınlığında Hak ile batılın, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, gerçekten iman edenlerle, iman eder gibi görünüp, gerçekte imanları konusunda şüphe taşıyanların ayrıldığı bir ay oldu. İslam ülkelerinde kimiler, inkara saparken, Kafir beldelerinde kimileri Allah yaklaştılar. İrtidat ve Hidayete giden yollarda nice tecellilere şahitlik ettik. Herkes söz ve eylemi, düşünceleri, durdukları yer ve planları ile aslında kendi saflarını seçtiler. Bu seçim en büyük seçimdi. Gazze halkına, Şehitlerine ve onların yeryüzündeki dostlarına selam olsun. Veyl osun, “Uluslararası sistem” dedikleri GlobalResetçi HABAT, Epsetein’in Satanist pedofilik, Siyonist AGARTHA’cılara ve onlar karşısında seslerini kısanlara. Şimdi, bundan sonra ne olacak, onu birlikte göreceğiz. Gelişmeleri sizlere kendi penceremden aktarmaya çalışacağım. Allah’ın ipine sımsıkısı tutunan Hakkı haykıranlara selam olsun!

Badehu!

Yarın bayram! Bayrama girerken bir kez daha madden ve manen arınmamız gerekir. Ramazan ayı boyunca Kur’an- Kerimi manası ile birlikte okuyanlar ne demek istediğimi daha kolay anlayacaklardır. Sadece okumak yetmez, onu anlamamız da gerek. Anlamamız da yetmez, onu yaşamamız gerek. Bu iş adımı da kelime-i tevhittir. Ve kelime-i tevhid, “Hayır” diye, bir “itiraz” ile başlar. Allahtan başka hiçbir şeyi İlah ve Rab edinmemek ve ona hiç kimseyi ve hiçbir şeyi ona ortak ve eş kabul etmemekle başlar.

3 Kitap’ta da sözü edilen 10 Emir’in 2.si “Put edinmek” ile ilgilidir. Tevrat’taki 10 emirin ilk 3’ü şöyledir: 1-Tanrın (Yahve) YHVH'den başka ilah(lar)ın olmayacak. 2-Kendine yukarıda, gökte; aşağıda, yerde; veya derinlerde, yeraltında yaşayan put(lar) yapmayacaksın. Onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin. 3-Tanrın Yahve'nin ismini boş yere anmayacaksın. Çünkü Yahve onun adını boş yere ağza alan kişiyi cezasız bırakmayacaktır.

İslam’a göre her şey put olabilir. Mesela Müşrikler, Allah adına, Onu temsil etmek üzere Put yapıyorlardı ve Kâbe’nin içi be çevresi İslam’dan önce putlarla doluydu. Hz. İbrahim’in içinde doğduğu topluluk da Putperesti. Mesela Hristiyanlar, Teslis yoluyla Hz. İsa’yı İlah ve Rab edindiler ve onu putlaştırarak, her yere heykellerini diktiler.

Kur’an-ı Kerim bize, “Şeytan sizi Allah ile aldatmasın” der. Dahası İslam Din ve devlet büyüklerinin ya da Allahtan başka hiçbir şeye uluhiyet nispet edilmesini, onun heykelleri yapılara ona kutsiyet atfedilmesini yasaklar. Onun için keleme-i Tevhid’de, La ilahe illallah” dedikten sonra ve “Muhammed’ün Abd’uhu ve RESULühu”. Yani Muhammed Allah’ın KUL’u ve RESULÜ’dür” denir.

Geçmişte TANRI KIRALlar da vardı. Aslında bugün de var. Hatta bugün bunlar çok daha fazla, hem buna. İananlar hem de putlar!. Roma, İON tanrılarının isimlerine varana kadar biliyoruz. Asya’da, Afrika’da, Amerika’da, İskandinav ülkelerinde de bir çok Mitolojik, Ezoterik tanrılar vardır. “Ulu Dağ”, “Tanrı Dağı, “Olimpos” dediğinin yerler o tanrıların yurdu kabul edilir. Mesela Firavun ve Nemrut Tanrı/Kraldı. Kendilerini İlah ve Rab konumuna yükseltiyorlardı. Kutsaldılar. Kutsal Roma imparatorları da öyle. Bizdeki “Ağustos” ayı, aslında Roma’nın “Tarı Kıralı” “Agüst”e şükran ayı” idi. Para da, kadın da, lider, önder o her kimse, soyut ya da maddi olarak her şey İLAH ve RAB konumuna yükseltilebilir. Hatta ŞEYTAN bile. Satanistler ona ibadet etmiyorlar mı?

İBADET ne demek. İBADET kelimesinin arkasında gizli olarak ABD, ABİD, MABED, İBADET MABUD, ABİDE var. “Abd” “Kul” demektir. “Abdurrahman” derken “Rahmanın kulu”, “Abdullah” derken “Allah’ın kulu” demiş oluyorsunuz. Mabed, “İbadet edilen yer” demektir. İbadet, “Kulluk görevi olarak yapılan eylemi” ifade eder. Mabud “İbadet edilen” demektir. Abid “İbadet eden, kulluk görevini yerine getiren, tapınan” demektir. Abide “ebedileştirme, ölümsüz kılma, yüceltme” şeklinde ona ilahiyat nispet etme gibi anlamlar taşır. Mesela “Abide” kelimesi, kök olarak “ebedî”, “ebediyen”, “ebediyet”, “ilelebet”, “müebbet” kelimesi ile de akraba bir kelimedir.

Birini “İDOL edinmek”, onu putlaştırmaktır aslında!. Futbol takımları ve futbolcular da aslında put edinilebilmektedir. Eski Ahid’de yer alan “Pesel” (oyma put), “Tselim” (heykel, sûret) gibi İbrânîce kelimelerin karşılığında kullanılmıştır. Tevratta putlardan bahsedilirken 30 farklı isme yer verilmiştir. Bunlardan “Eidolon”un sahte tanrılara verilen isimdir.

Biz. Hac’da Şeytan taşlıyoruz da, dönünce Şeytanın en hoşuna giden işlerinden biri olarak, din ve devlet büyüklerini, nefsimizi, malı, parayı, karşı cinsi put edinmeyi çok seviyoruz. “İdol” edindiğiniz her şey, herkes sizin putunuzdur. Allahtan başka ezeli ve ebedi, mutlak olan canlı ya da cansız bir şey yoktur, olamaz.

Zamane insanları, Altın buzağıya tapınan İsrail oğullarını, Mekkeli müşrikleri kınıyor da, bu gün Modern insanın Mekke müşriklerinin putundan daha çok putları var. Put’un ille de oyma taştan olması gerekmiyor. O kadar put ve ikonamız var ki , meydanlarda, evlerde, bürolarda.

Zamane putperestleri, putperest olduklarını bilmezler genellikle. Hatta kimi kendini Müslüman, Hristiyan, Ateist olduğunu bile zanneder.

Biri size bir şey söylediğinde, o şey üzerinde düşünmeden, o şeyi, size söylendiği gibi kabul ya da reddetmiyorsanız, işte siz o zaman şeyi söyleyeni İlah ve Rab edinmiş olursunuz. (Bakınız: Tevbe 34).. Osmanlıda Tanzimat sonrası artık halk “Teb’a ve Reaya” olarak tanımlanmaya başlanmıştı, Teb’a “Tabi olan”, Reaya “Riayet eden” anlamına geliyor. Size sorulmadan ve rızanız alınmadan, sizin inanç ve değerlerinin aleyhine olan bu dayatma bir Firavun geleneğidir. Gariban halk, padişaha bir istidada bulunacak olursa, “Kullarınız” diye bitiriyordu arz’ını. Zaten sultan da o “insancıklar”a “Kullarım” diye hitap ediyordu. O “zıllullah”dı. (Haşa) Allah’ın “yeryüzündeki gölgesi” idi. Katoliklerin Papa’sına benzettiler kendilerini.

Bugünlere durduk yere gelmedik. Osmanlı da durduk yere yıkılmadı.. Yıkılış, birilerinin planları, komploları sonucu olmadı. Rıza Nur hatıralarında hem Osmanlıda halkın, hem sarayın durumundan şikayetçidir. Bugünkü Türkiye, “Tek parti döneminin eseridir” diyoruz da, aslında Osmanlıyı yıkıma sürükleyen İttihad Terakki’nin askeri kanadının ardından, aynı sürecin devamı olarak ortaya çıkan İttihat Terakki’nin siyasi kanadının, “Tek Adam Cumhuriyeti/Monarşik Cumhuriyet”i(!?)nin eseridir. İslam, siyasetten ve kamusal alandan tecrid edilirken “Resmi ideoloji” dinleştirildi. “Kabe Arap’ın olsun / Çankaya bize yeter” diyenler Tek Parti dönemi mantığı ile geldiler bu güne kadar. Hala Anayasamızda değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen, ama kimsenin uygulamadığı yasalarımız var.

Bütün insanlar bir kişinin fikirlerine uymak, onun emirleri yönünde, gösterdiği istikamette, gösterdiği şekilde hareket etmek zorundaysa, bu şeyi İlahlaştırır ve Rab’leştirir. O kişi ister devlet adamı, ister asker, ister dini bir şahsiyet olsun bu değişmez. (Bakınız: Taha 56-57) Onu temsil eden semboller ise put olur. Ona sadakat törenleri ya da ona ilişkin nesneler ise İkonalar, seremoniler ve ritüellere dönüşür.

Ne kanaat önderlerinin, Devlet adamları ve parti liderlerinin, kabile reislerinin, Mezhep ve Tarikat önderlerinin, hiçbir ölümlünün sözlerinin Allah’ın hükmü karşısında bir değeri yoktur. Onlar bizim İlahımız ve Rabbimiz değildir. Bizim Rabbimiz Allah’tır. Allah’ın emri ve daveti ortada dururken, hiç kimsenin, her hangi bir bahane ile, bizi o davetten engellemesini, hiçbir Müslüman asla kabul etmez, edemez. Gazze’yi düşünün.. Kısık sesleri düşünün.. Direnen kadınları, çocukları düşünün bir de “içimizdeki” onları “Terörist” ilan edenleri, onlar için bir avuç kısık seslerin çağrısına karşı, partizanca düşüncelerle, bu sesleri duymak istemeyenler, Habatçılara, Agarthacı Epstein çeteleri ve GlobalResetçi, Trans Hümanizm çetelerine karşı seslerini kısıp oturanları düşünün! Haksızlıklar karşısında susup oturanlar gibi olmayan bir avuç yiğide selam olsun.

O zaman bekleyin bundan sonra olacakları! “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım”! (Nisa 75)’ne buyuruyordu Allah (cc): “Size ne oluyor ki, Allah yolunda, ayrıca, baskı altına alınıp çaresiz bırakılarak: “Rabbimiz! Ahâlisi zâlim olan şu memleketten bizi kurtar. Bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?”

Gelin bütün Putlara ”La ilahe” diyelim ve dinimizi Allaha has kılarak yalnız Allah’ı İlah ve Rab edinelim ve “İllallah” diyelim.

Selam ve dua ile.