"Yüzlerindeki Pişmanlık Değil Başarısızlık Öfkesi"

"Yüzlerindeki Pişmanlık Değil Başarısızlık Öfkesi"

FETÖ davalarına müdahil olarak katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, “FETÖ davası sanıklarının yüzlerinde pişmanlık değil başarısızlığın getirdiği öfke var dedi.

FETÖ davalarına müdahil olarak katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, “FETÖ davası sanıklarının yüzlerinde pişmanlık değil başarısızlığın getirdiği öfke var. İlk ifadelerinde örgütü itiraf eden FETÖ’cü askerlerin cezaevlerinde yeniden beyinleri yıkandı. Ağız birliği içerisinde FETÖ’yü savunmaları örgütsel bir faaliyet. Mahkemeler FETÖ’cü askerlerin şovuna izin vermemeli.” diyor.

Mustafa Doğan İnal’ın Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan’a verdiği röportaj şöyle:

İçlerinde Yurtta Sulh Konseyi'nin de bulunduğu 221 kişinin yargılandığı 15 Temmuz Çatı Davası Ankara'da başladı. Mahkeme karşısına çıkan sanıkların, ağırlaştırılmış müebbet cezası alacaklarını bilmelerine rağmen davayı sulandırmaya çalışması, alaycı bir dil kullanması, dahası kendisini değil FETÖ'yü aklamaya çalışması, akıllara "FETÖ cezaevinde de beyinleri yıkamaya devam ediyor mu?" sorusunu getirdi. Kendilerine ezberletilmiş gibi aynı cümlelerle savunma yapan FETÖ'cü hainlerin bu tavrını FETÖ davalarının müdahil avukatlarından ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı olan Mustafa Doğan İnal'a sorduk.

FETÖ'CÜLER CEZAEVLERİNDE AĞIZ DEĞİŞTİRDİ
-Mustafa Bey 15 Temmuz darbesi çatı davası Ankara'da başladı. Ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanan bir darbecinin kendisini değil terörist başı Gülen'i ve örgütünü koruması, alaycı bir dil kullanması, savunmasında hiçbir pişmanlık ifadesine yer vermemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her şey dünyanın gözü önünde olmasına rağmen 15 Temmuz sonrası başlayan darbe yargılamalarında sanıkların tavırları gerçekten dikkat çekici.
Aslında 15 Temmuz'dan hemen sonra gözaltında ve hakim sorgularında anlattıkları itiraflar doğru olandı. Çünkü darbe girişimindeki başarısızlığın hemen ardından anlattıkları umutsuzluklarının bir göstergesiydi. Fakat süreç içinde gerek örgüt liderinin mesajlarıyla tekrar muhatap olmaya başlamaları, gerek cezaevlerinde bulundukları ortamlardaki bir arada olmaktan kaynaklanan iletişimleri, Türkiye de hükümete muhalif çevre ve partilerin darbe girişimini 'kontrollü' diye tanımlamaları darbecilere güç, umut ve motivasyon verdi. Açık açık yapılan darbe girişimi batı kamuoyu ve ülkedeki nefret odakları tarafından tartışmalı hale getirilerek darbe girişiminde bulunanlar bir şekliyle motive edildi. Görünen o ki tüm FETÖ sanıkları örgüt liderinin uzun yıllara dayalı umut ve motivasyon cümlelerini sorgusuz bir şekilde kabul ediyor ve açıkçası bu davalardan sıyrılacakları günleri bekliyorlar. Bu davalarda beklentileri kesinlikle beraat etmek değil, örgüt liderine verdikleri söze sadık kalıp kendilerince bu 'imtihan' sürecini tamamlamak.

EMİR KOMUTA ZİNCİRİ İÇİNDE HAREKET EDİYORLAR
-İfadelerde de ortak bir dil var. Ne yapmaya çalışıyorlar?

Sinsi bir şekilde belirli bir amaç etrafında toparlanmış bu yapının 40 yıllık örgüt motivasyonunu göz ardı edemeyiz. Nitekim başlayan yargılamalarda verdikleri ifadelerin temeli örgüt bağının inkar edilmesi, darbe teşebbüsünün inkar edilmesi, emir komuta zinciri içinde sadece aldıkları emri uyguladıkları gibi savunmalara dayanmaktadır. Hemen hemen hepsi aynı cümlelerle savunma yapmakta, yargılamanın yönünü başka tarafa kaydırmaya çalışmaktadırlar.

GÖZLERİNDE BAŞARISIZ OLMALARINDAN KAYNAKLANAN KİN VARDI
-Siz bu duruşmalara müdahil olarak katıldınız. Bu hainler hakkında bir izlenim elde etme imkanınız oldu mu?

Duruşmalardaki bu örgütsel tavrın ve savunmanın arkasında aslında yaptıkları şeyi meşru görmek yatmaktadır. Mesela Muğla'da devam eden sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik suikast davasında bu tavrı net olarak görüyoruz. Orada sanıklar kendilerince bir terör operasyonuna gittiklerini hedeflerinin Cumhurbaşkanı'na suikast olmadığını anlatmaktadırlar. Tüm dünyanın gözü önünde helikopterlerle Cumhurbaşkanımızın kaldığı otele saldıran, ateş eden ve oradaki güvenlik görevlileriyle çatışıp görevlileri şehit eden bu askerler çok rahat ve kendilerinden emin bir şekilde suçlamaları benzer ifadelerle ret etmekte, sadece verilen emri yerine getirdiklerini anlatmaktadırlar. Bizim de müşteki sayın Cumhurbaşkanımız adına katıldığımız o duruşmalarda sanıkların sözlerinde ve gözlerinde başarısız olmalarından kaynaklanan hırsı kini ve nefreti hemen görebiliyorsunuz. Yani yaptıklarından pişman olmayan başarısızlıklarına üzülen teröristler bunlar.

ÖRGÜTTEN GELEN HER EMRİ YERİNE GETİRİYORLAR
-Daha önce yapılan askeri darbelerde görmediğimiz korkunç bir motivasyon bu.

Evet, sanıkların hemen hemen hepsinin sadece örgütsel emirlere açık olduğunu net görebiliyoruz. Normal hayatlarında hiç beklenilmeyecek şeyleri örgütten gelen emirle kolayca sorgulamadan yapabildiklerini görüyoruz. Bu kadar insanı şehit etmelerinde acımasız olmalarının arka planında yatan neden de budur.

HER KALIBA GİREN KİŞİLİKSİZ İNSANLAR
-FETÖ bu kadar acımasız insan güruhunu yetiştirmeyi nasıl başarmış?

Bu terör örgütü sürekli takiye yöntemleri kullanmış, amaç için her yolu meşru saymış ve her kalıba uyabilecek kişiliksiz insanlar yetiştirmiştir. Tüm dünyanın gözü önünde olup biten darbe girişimini bile kendileriyle alakasız bir hale getirmeye çabalamaktadırlar. Darbe girişimine katılanların hepsi FETÖ mensubu olmasına rağmen dış dünyada bu örgüte alakasızmış gibi bir yaşam sürmektedirler. Örgütlenme biçimi mahrem ve dar çerçeveli olduğu için aynı dosyada sanıkların birbirini tanımadığını fark ediyoruz.

AMAÇLARI BERAAT ETMEK DEĞİL ÖRGÜTÜ KORUMAK
-FETÖ' nün bu darbeyi nasıl planladığını konusunda detaylara ulaşabildiniz mi?

Muğla'da devam eden yargılamalarda gizli tanık/itirafçı olan kuzgun ve şapka kod isimli generallerin anlattıkları bu darbe girişimini nasıl planladıklarını ve nasıl hareket ettiklerini göstermesi açısından önemliydi. Özellikle Çukurambar'da yapılan gizli darbe toplantılarında birbirini hiç tanımayan darbecilerin, darbe toplantılarına bağlı bulundukları mahrem abileri tarafından getirilmeleri, gelen darbecinin kendisine tebliğ edilen darbe görev emrini sorgulamadan alıp tekrar bağlı bulunduğu mahrem imamla görev yerine dönmeleri dehşet verici itiraflardır. Karşımızdakiler kendi iradeleri ile hareket eden insanlar değil. Bağlı bulunduğu örgüt abisi ne derse, ne yaparsa bir general onu yapıyor. Dolayısıyla karşımızda her yönüyle tanımlanabilen bir terör örgütü bulunmuyor. Bu örgütün ezoterik bir terör örgütü olduğunu görüyoruz. Her ne kadar motivasyonları din gibi görülse de asıl motivasyonları örgüt liderinin sözleri ve duruşu. Dolayısıyla tüm sanıklar öncelikli hedef olarak örgütü ve örgüt liderini korumaya çalışmaktadır.

MAHKEME SULANDIRMAYA İZİN VERMEMELİ
-Mahkemedeki tavırlarının nedeni de bu mu?

Temel motivasyonu örgütü korumak olan sanıklar doğal olarak yargılamaları sulandırmaya çalışmakta ciddiyetsiz sözlerle kafalarda soru işaretleri bırakmak istemektedirler. Özellikle mahkeme salonlarında dava dosyasındaki suçlamalardan bağımsız konulara yoğunlaşmakta, bir şekilde darbenin karşısında durmuş isimleri sanki darbeciymiş gibi anlatmaktadırlar. Bu noktada mahkeme heyetlerine büyük iş düşmektedir. Mahkeme heyetleri örgütsel tavır içinde olan ve yargılamayı sulandırmaya çalışan sanıklara izin vermemeli ve gerekli müdahaleleri yapmalıdır. En önemlisi yargılamalar örgüt mensuplarının inisiyatifine bırakılmadan usul kuralları doğru uygulanarak hızlıca bitirilmelidir. Yargılamalar uzadıkça hem sanıkların umudu artmakta hem de olan darbe girişimi giderek sıradanlaştırılmaktadır. Toplum algısını da yönetmeye çalışan FETÖ temel olarak da bunu istemektedir. Sulandırılmış ve sıradanlaşmış bir dava süreci ile davaların ciddiyetini kaybettirme ana hedefleridir.

İTİRAFÇI OLMALARI ÖRGÜT TARAFINDAN ENGELLENİYOR
-FETÖ sanıklarının itirafçı olmalarının engellendiği de iddia ediliyor. Size de bu yönde bilgiler geldi mi?

Bu terör örgütünün ana hedefi kendi içlerinden birilerinin, örgüt ile olaylar arasında bağlantı kurulmasını engelleme çabalarıdır. Özellikle darbenin hemen arkasında bir takım örgüt üyelerinin umutsuzluk nedeniyle itirafta bulunmaları, örgütün dikkatini itirafları engellemek yönüne çevirmiştir. Özellikle cezaevlerinde bir şekilde iletişim kurulmuş her bir örgüt üyesi psikolojik Manevi baskı altına alınmış bu şekilde örgüte ilişkin itirafların önüne geçmeye çalışmıştır. Bugüne kadar da bu konuda epeyce bir başarılı olduklarını görmekteyiz. Örgütün şu andaki ana motivasyonu bu günlerin geçeceği ve çok yakında özgürlüklerine kavuşacakları seklindedir

FETÖ DAVALARININ UZUN SÜRECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
-FETÖ yargılamalarının uzun süreceğini düşünüyor musunuz?

Aslında şuanda devam eden 2 yargılama konusu bulunmaktadır. Birincisi 15 Temmuz darbe girişimine aktif olarak katılmış, destek vermiş sanıkların yargılandığı darbe yargılamaları. İkincisi ise darbe girişimini yapmış FETÖ örgütü ile ilişkili örgüt yönetici ve üyeliği ile ilgili suçlamalarla yargılanan sanıkların davaları.
Şuanda yapılan çok sağlıklı bir ayrım olmuştur. Somut olarak kim hangi eylemle suçlanıyorsa o konuda eylemin yapıldığı yerde yargılaması devam etmektedir. Açıkçası torba bir dosya olmayışı bu anlamda FETÖ'cülerin algı işini de zorlaştırmış, yargılamaların kısa zamanda neticeye ulaşmasını sağlayacak güzel bir usul olmuştur.

ÖRGÜT CEZAEVLERİNDEN ENGELLENMELİ
-Örgütün cezaevlerinde propaganda yapmasının önüne nasıl geçilebilir?

Bizim yapmamız gereken şey, birbirleri arasındaki bu iletişimi kesmek, onlara dayatılan ve baskı altına alınan olaylardan koparıp, gerçekleri görmelerini sağlamak olmalıdır. Bu haliyle, birilerinin yalnız olduğunu hissetmeleri itirafçı olmalarını sağlayacaktır. Ayrıca yargılamaların hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılması sanıkların cezalandırılması diğer sanıkların umutlarını bitirecek ve örgüt ile ilgili bildiklerini anlatmalarını sağlayacaktır.

GÖZALTI VE TUTUKLAMALARDA TİTİZ DAVRANILMALI
-Bu süreçte mağduriyet konusunun çok sık gündeme getirildiğini görüyoruz. Gözaltı ve tutuklama kararlarında titiz davranıldığını düşünüyor musunuz?

Feto ile mücadele edilirken en dikkat etmemiz gereken şey, bu yapıya ait hiyerarşiye dahil, FETÖ'nün amaçları doğrusunda çalışan ve çalışmış olanlarla, bir şekilde teması olmuş ama asla örgüt bağlantısı olmamış insanları net olarak ayırt etmek olmalıdır. İnsanların devlete olan inancı, adalete olan güveni sarsılırsa bu en çok FETÖ'nün işine gelmektedir, gelecektir.
Özellikle FETÖ mensupları kafaları karıştırmak, mücadeleyi sulandırmak için alakasız kişilerle ilgili ihbarlar yapmakta, bir şekilde insanları soruşturmalara muhatap ederek toplumda mağduriyet algısını güçlendirmeye çalışmaktadır. Her ihbarı soruşturma konusu yapıp, bununla ilgili tutuklama gözaltı işlemleri yapmak mücadeleye ciddi bir şekilde zarar verecektir.