Tüm “ihanet” girişimlerine rağmen “barış” sağlanacak!

“Birbirine tezat” iki haber... 

Her ikisi de, ajanslardan dün geçti... 

Birinci haber:

“İdris Baluken, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP heyeti; Çözüm Süreci kapsamında Kandil’e gitti”...

İkinci haber:

“5 terörist, Diyarbakır’ın Silvan ilçesi Demirkuyu Mahallesi’nde odun yüklü bir kamyonu durdurarak yaktı.

Tunceli’de ise 3 terörist, merkeze bağlı Uzuntarla köyü Topraklık Mahallesi mülki sınırlarındaki bir taş ocağına ait 2 kamyon ve 1 iş makinesini ateşe verdi.”

Peki, tüm bunlar ne demek?..

Bir yanda; 

“Akan kan dursun!.. Analar ağlamasın” diyerek başlatılan “Çözüm Süreci” kararlılıkla sürdürülüyor, bir yanda “karakollara taciz ateşleri” ve “iş makinalarını yakma” eylemleri devam ediyor.

Demek oluyor ki;

İşin içinde “derin bir el” vardır ve “süreç dursun” istemektedir!..

Buna, pekâlâ “Derin PKK” diyebiliriz...

MARJİNALLER HEP OLACAKTIR!

Öyle ya;

PKK’nın bir kanadı, “Silahları bırakma ve dağdan inme” görüşmeleri yaparken, bir başka kanadı “silahlı eylem”lerine devam ediyor!..

Aslında, bunda yadırganacak bir taraf yok... Çünkü, dünyadaki bazı “silahlı örgüt”ler “silahlarını bırakmış” ve “devletle anlaşma” yapmışlarken, örgüt içindeki “marjinal unsurlar” eylemleri devam ettirmişler, hâlâ da ettirmektedirler!..

İşte İRA, işte ETA!..

İngiltere’de İRA, İspanya’da ETA örgütleri; yıllar önce “silahlara veda” edip, “eyleme son” verirken, örgütün “marjinal” mensupları, hâlâ “kurşunlama ve bombalama eylemleri”ni sürdürmektedirler!..

Demek istiyorum ki;

Türkiye’de de PKK, “silahlara veda, eylemlere son” açıklaması yapsa bile, “PKK’nın uç unsurları”nın eylemleri durmayacak, bundan sonra da varlıklarını devam ettireceklerdir!..

O halde; “pire”lere kızıp da, “yorgan”ları yakmamak gerekir.

Zaten “STK temsilcileri” de aynısını söylüyor... “Lice’deki heykel gerginliği” üzerine yapılan açıklamalarda dediler ki:

l Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi: “Süreci yürüten aktörlerin çabalarına zarar vermekten sakınmak gerekiyor. Bu olayın süreci kesintiye uğratacak bir mecraya asla gitmemesi gerekiyor.”

l İHD Şubesi Başkanı Raci Bilici: “Temennimiz bu sorunun çözüm sürecine etki etmemesidir. Her zaman tarafları sağduyuya davet ettik, bugün de sağduyu çağrısında bulunuyoruz.”

l Özgür-Der Şube Başkanı Murat Koç: “Her iki tarafa çağrımız; provokasyonlar engellensin, çözüm süreci ilerlesin.”

ATATÜRK DEĞİL, LENİN!

Evet, herkes “Çözüm Süreci”ne kilitlenmiş ve “Çözüm Süreci’nin başarısı için dua” ederken, maalesef “MHP, CHP ve bazı Paralel medya organları” heykel meselesini “tahrik” ettiler, etmeye devam ediyorlar.

Özellikle “Paralel medya” ve “Paralel’in Sözcü’sü” bir gazete, “gözlerini kan bürümüşçesine” geçen hafta öyle bir haber yaptı ki; güya “Atatürkçü” görüneyim derken, “Atatürk’ü bile tanımadığını” ortaya koydu.

Olayı biliyor olmalısınız...

“Paralel’in Sözcü’sü” gazete, “Yürek parçalanıyor, vatan parçalanıyor” başlıklı “tam sayfa” haberinde; “PKK’lılar ve yandaşları Lice’de diktikleri Mahsum Korkmaz heykelinin yıkılmasına misilleme olarak, çeşitli kentlerdeki Atatürk büstlerine saldırdılar, büstleri yaktılar, yıktılar, parçaladılar!” iddiasında bulundu...

“Tam bir provokasyon, tam bir kışkırtma” amacı taşıyan bu habere, bir de “fotoğraf” koydular.

Resimaltında; “Hainler, terörist heykelinin yıkılmasına karşılık, çirkin bir misillemede bulunup Atatürk büstlerine saldırdılar” ifadesi bulunan fotoğrafta; bir heykel, kaidesinden kopartılıp, burnu yere sürten bir vaziyetteydi.

“Paralel’in Sözcü’sü”ne göre;

Bu fotoğraftaki heykel “Atatürk”e aitti.

Ne var ki;

O fotoğrafta görülen heykel “Atatürk’ün heykeli” değil, “Lenin’in heykeli”ydi!..

Evet, evet;

O heykel, Rusya Kiev’deki şehir kütüphanesinin önünde bulunan “Lenin heykeli”ydi!..

Ama, “Paralel’in Sözcü’sü” gazete, bunu millete “Atatürk heykeli” olarak yutturarak; hem “acınacak bir komiklik” sergilemiş, hem de “tahrik” peşinde olduğunu göstermişti!..

Sadece bu haber bile, kimlerin “ihanet” içinde ve kimlerin “Çözüm Süreci’ne düşman” olduğunu göstermeye yeterlidir!..

Demek oluyor ki;

“Paralel Yapı ve Paralel’in Sözcü’sü” gazeteler, 30 yıldır devam eden “çatışma”ların devam etmesini, “kan ve gözyaşı”nın akmasını arzu ediyor...

Peki, bunlara “vatan hainleri” denmez de ne denir?..

DİYANET’E İFTİRA

Sadece “PKK ve Atatürk heykeli”(!) üzerinden değil, “Diyanet” üzerinden de “halkı kışkırtmaya” ve elbette sırf “Dinlerarası diyalog saçmalığı”na karşı çıktığı için “Diyanet İşleri Başkanı’nı da yıpratmaya” çalışıyorlar!..

Efendim, olay şu:

İzmir’in Alaçatı Belde Belediyesi kapatılınca, Belediye’nin bazı “mülk”leri Diyanet’e devredilir.

Bu “mülk”ler içinde “meyhane”ler de vardır... 

“Paralel’in Sözcü’sü” gazete, işte burada hemen devreye girer ve “durumdan vazife çıkarırcasına” bir haber yapar:

“Meyhaneler Diyanet’e kaldı!.. 

Diyanet, meyhaneleri işletmeye devam edecek!”

Tam bir çarpıtma!..

Tam bir manipülasyon!..

Tam bir algı operasyonu!..

Malûm, bu zihniyet, “1950’li yıllar”da da; “keçisi çalınan imam”la ilgili haberi, “İmam keçi çaldı” başlığıyla vermişti!..

Yine o kafa,

Yine o zihniyet!..

Diyanet, o “mülk”lerde elbette “içki” satmayacak, “Caminin hemen yanında bulunan” o dükkanları elbette “meyhane” olarak kullanmayacak ama “Paralel’in Sözcü’sü” gazetenin görevi “çamur atmak!”

“Çamur at, tutmasa da izi kalır!”

Amaç bu!..

“Olta”ya takılan bir-iki “ahmak” çıkar da “Diyanet’e söver” ise, kârdır!..

Bunlardan her şey beklenir!..

O kadar “çaresiz”ler ki;

İşte gördünüz, “Lenin’in yıllar önce yıkılan heykeli”ne bile “Atatürk heykeli” deyip, onu da “PKK’ya”(!) yıktırdılar!..

“Lenin” ile “Atatürk”ü birbirine karıştıranların, “Diyanet ile meyhane”yi birlikte anması gayet doğaldır!..

Maksat fitne ve fesat!..

Maksat halkı tahrik!..

MALZEMELERİ KALMADI

Yalnız, onlar da haklı!..

Ellerinde “malzeme” kalmadı!..

Malzemeleri tek tek ellerinden gidiyor... İşte; “Otoriter, tek adam” dedikleri Tayyip Erdoğan, “halkın oyları ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı” oldu... “AK Parti’de Başbakanlık kavgası” bekliyorlardı ama Tayyip Erdoğan, “istişare”lerin sonucunu açıkladı: “AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu kardeşimdir...”

Paralelle mücadelede kesinti bekliyorlardı ama Tayyip Erdoğan da, Ahmet Davutoğlu da “kararlılık”larını açıkladı: 

“Paralelle mücadeleye devam!”

Kısacası, nereye “fitne-fesat” sokmaya, nereyi “tahrik” etmeye çalıştılarsa, başarılı olamadılar!..

Tek malzemeleri kalmıştı:

“Atatürk!”

Ne var ki;

“Atatürk” dediler, “Lenin” çıktı!..

Acınacak durumdalar!..

O kadar “zavallı”lar ki, hâlâ “umut”la çırpınıyorlar!..

“Amerika’ya sarıldılar” ama “Gezi benzeri eylemler”le boğuşmak zorunda kalan Amerika bile, “Siz nasıl başardınız” diyerek “Türkiye’ye akıl sormak” zorunda kaldı!.. 

“Almanya’ya sarıldılar”, onun da “Türkiye’yi dinlerken Paralelcilerle işbirliği” yaptığı ortaya çıktı!..

MİLLETE TEPEDEN BAKIYORLAR

Hasılı kelâm, nereye el attılarsa, ellerinde kaldı ve “deşifre” oldular!..

Bir tek millete “el” uzatmadılar, “milletle barışmayı” denemediler!..

Zaten, asıl problemleri de bu!..

Hâlâ “Eski Türkiye’de” yaşıyorlar!..

Milleti hor ve hakir gören, millete tepeden bakan “Eski Türkiye’de!”

Hiç kuşkunuz olmasın ki;

Bir gün “Kürtler ve Türkler birbirleriyle kucaklaştığında” ve de ülkeye “barış” geldiğinde, bu “Beyaz Türkler”, tıpkı “PKK’nın marjinal unsurları” gibi “uç”larda kalacaklar ve “barışa direnmeye” devam edeceklerdir!..

Ama, “Çözüm Süreci” devam edecek!..

Hem de, “Beyaz Kürtler”in ve “Beyaz Türkler”in direnişine rağmen!..

Güzel günler bizi bekliyor...

Selâm ve saygılarımızla...

yeniakit

Bu yazı toplam 404 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar