Selamun aleykum Ruanda

Belçikalıların icat ettiği, Fransızların kışkırttığı, İngilizlerin beslediği Tutsi-Hutu düşmanlığı 1972’de Burundi’de 200 binHutu’nun iktidardaki Tutsiler tarafından ve 1994’te Ruanda’da 800 bin Tutsi’nin iktidardaki Hutular tarafından vahşice katledilmesine yol açtı.

1994’teki soykırım kampanyasına Ruanda’daki birçok Katolik ve Protestan kilisesi de katıldı; mesela, kendilerine sığınan Tutsileri Fransa destekli Hutu rejiminin askerlerine yahut milislerine teslim etti.

Günün sonunda Tutsi ağırlıklı Ruanda Yurtsever Cephesi başkent Kigali’yi ele geçirip Hutu rejimini yıktı.

Bu sefer Hutular mazlum oldu; 2 milyon Hutu komşu ülkelere hicret etmek mevcuriyetinde kaldı.

Hutular iktidardayken Frankofon Ülkeler Cemiyetine üye olan Ruanda, Tutsiler iktidara gelir gelmez oradan çıkıp Britanya Milletler Cemiyetine girdi.

Demek ki Hutu-Tutsi savaşı zannedilen şey aslında onların piyon olarak kullanıldığı bir Fransa-İngiltere müsabakasıymış.

***

Bugün 12 milyon civarında olan Ruanda nüfusunun yüzde 50 küsuru Katolik, yüzde 20 küsuru Protestan imiş.

Müslümanların nüfus oranı Batılı kaynaklarda genellikle yüzde 4 küsur olarak geçiyor.

23 Eylül 2002 tarihli Washington Post’ta yer alan Emily Wax imzalı ve “Islam Attracting Many Survivors of Rwanda Genocide” (Ruanda Soykırımı’ndan kurtulanların birçoğu İslam'ın cazibesine kapılıyor) başlıklı makalede ise bu oran yüzde 14 olarak verilidi.

Ruanda’da Müslümanların sayısının soykırımdan sonra iki kat arttığını iddia eden Emily Wax, ihtida rüzgarını, soykırımda pay sahibi olan kiliselerin çektiği tepkiye ve etnik ayrım yapmadan mazlumlara sahip çıkan İslam cemaatinin müspet imajına bağladı.

(Afrika Metro gazetesi de, Ruanda’da 480 kişilik bir kilise cemaatinin topluca ihtida ettiğine ilişkin 31 Ağustos 2015 tarihli haberinde, İslam’ın soykırım sonrası Ruanda’daki yükselişine dikkat çekti ve konuyu aynı yere bağladı.)

Müslüman Hutular kapılarına gelen hiçbir mazlumu Tutsi diye geri çevirmediler; Müslüman Tutsiler de mazlum Hutulara sırtlarını dönmediler…

Yine Emily Wax’tan öğrendiğimize göre Ruanda Baş Müftüsü Salih Habimana diyor ki:

“Bizim cihadımız Hutu ile Tutsi arasındaki hoşgörüsüzlüğe karşı. Biz bir şifa mücadelesi veriyoruz.”

***

İşin bir de yoksulluk ve AİDS salgını ile alâkalı boyutları varmış.

Müslümanlar arasındaki dayanışmanın Ruanda’daki diğer dini topluluklara göre daha kuvvetli olması ve ölümcül AİDS virüsüne Müslümanlarda nadiren rastlanması da İslam’ı birçok kişi için cazip kılıyormuş.

Bir mühtedinin “İslam’dan önce Müslümanları tanısaydım Müslüman olmazdım” lafını sıkça hatırlatırız, “Müslümanlar kötü örnek oluyor” diye genelleme yapmayı severiz ama Ruanda’da durum böyle işte; Katolikler ve Protestanlar, Müslümanların hallerinden etkilenerek İslam’a yöneliyorlar.

***

Müslümanlar çoğaldıkça yeni camilere ihtiyaç duyuluyor tabii.

...ve İHH ile Sabah Namazı Devrimi (Adem Özköse öncülüğündeki hareket), Ruanda’da bir “Necmeddin Erbakan Camii” inşa etmek için harekete geçti.

Caminim maliyeti 170 bin liraymış.

Şimdiye kadar 80-90 bin lira toplanmış.

Bir veya birkaç tuğla da siz koymak isterseniz. ERBAKAN yazıp 3072’ye SMS göndermeniz yeterli.

1 SMS = 5 TL

Allah kabul etsin.

karargazete

Bu yazı toplam 779 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar