Şeker Ve Et Bayramı(!)
Müslümanların Ramazan bayramı, Modern paganistlerin şeker bayramı! Akif Çarkçı'nın yazısı...
Müslümanların Ramazan bayramı, Modern paganistlerin şeker bayramı!
Bilinçli sekülerleştirme çabaları hızla devam ederken bu çabaya alet olan malum medya kesimleri ve bir kısım dini kavramların içini boşaltma heveslisi kalem erbabı Müslümanların kutsal Ramazan Bayramı’nın adı noktasında, bir şekilde doğru olan kavramı kullanmaktan bilerek ya da bilmeyerek uzak durma gayretindeler. Kutsal Ramazan Bayramı’na “şeker bayramı” adı verenler yarın mübarek ve kutsal Kurban Bayramına da “et bayramı” adını mı verecekler?
Modern ve seküler bir yaşam biçimini benimseyerek dindar bir yaşamdan bilinçli olarak uzak duran kesimler geleneksel toplum kültürü ile tamamıyla ters düşmemek ve ticari kazançlarını kaybetmemek adına Ramazan Bayramı’nı Şeker Bayramı olarak tavsif etmekteler. Çünkü bazen geleneksel kültür dini kültürden baskın çıkmakta, Ramazan ayı bir eğlence ve tiyatro ayı olarak algılanmaktadır. Örneğin eski ramazanlarda nasıl ibadet edilir, nasıl dua edilirdi sorularının yerine eskiden direkler arasında nasıl eğlenilir, zamanın komedyenleri hangi şaklabanlıkları sergilerdi gibi sorular sıkça öne çıkmakta.
Bu kavramsal sulandırma, dini değer ve anlam yüklemelerinin altını boşaltma modası bizi nereye götürecek? TV kanalları reklam aralarında “şeker bayramınız kutlu olsun” tebriğini jenerik olarak ekrandan geçerken belli ki seküler müşterilerini ve izleyicilerini de küstürmemek gayretinde.
İslam dinine göre içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi de bulunan oruç ayının sonunda bayram kutlama programları yayınlayan TV kanalları, mübarek bayramı dansözlerle şantözlerle geçirmekten geri durmuyorlar. Eğer bu yayın politikaları ile şeker bayramı kutluyorlarsa, Ramazan Bayramı kavramını dışlayarak şeker bayramı kavramını icad eden kesimin bayramını bu minval üzere ıskalamamak istiyorlarsa ortada bir sorun yok demektir.
Ama Müslümanların bir ay boyunca ibadet edip oruç tutarak dualarla, aminlerle uğurladıkları bir ay sonrasında Allah’ın müminlere bahşettiği kutsal bir bayramı İslam dışı gayelerine alet ederek zihinleri korsakoflaştırmaya çalışıyorlarsa ortada bir sorun var demektir.
Geçmiş Kurban Bayramlarında TV kanalları Kurban Bayramını tebrik ederken diğer yandan da İslam hazımsızlığı ile ünlenmiş bazı kimseleri yayına çıkartarak bu devirde kurban kesmenin hayvan hakları ile bağlantısını kuran ve kendince yorumlar üreten zeka yoksunu kimi kışkırtıcıları da stüdyolarında misafir etmekten ar etmiyorlardı.
Her türlü manevi değerin içinin boşaltıldığı bir çağda, İslam’a ait kavramları da kendi ticari çıkarlarına alet eden kesimler “şeker bayramı”nı kutlayacaklarsa bari ramazan aylarında hocaları ilahiyatçıları kanallarına çıkarmasınlar. Daha çok şeker fabrikası sahipleri, şekerci ustaları ve hijyen uzmanlarını konuk etsinler. Daha akıllı ve sağlıklı koşullarda bayramda nasıl şeker ve tatlı tüketileceğinin vaaz-ü nasihatlerini versinler.
Yüzyıllar önce ortaya çıkan paganist gelenek nesneler üzerinden bayramlar icad etmiş ve ilahi dinlerin içini boşaltarak kişilere ve nesnelere kutsallık atfederek bu kutsiyet yüklemesini çeşitli şölenlere ve ayinlere dönüştürmüştür. Ramazan Bayramı’nın adı şeker bayramına çıkınca ister istemez şu soruyu sormak gerekiyor. Acaba dini değerler de modern paganizme kurban mı edilmeye çalışılıyor?
Bu haftaki bazı mizah dergilerinde Ramazan Bayramı Namazı konu edilerek konu mahalle baskısına dayandırılmış. Bir dindar kisvesi icat edilmiş, iki modern çift bu kişi tarafından bayram namazına davet ediliyor, bu durumun adı da mahalle baskısı konuyor. İslam’ı toptan reddeden birisine kimin hakkı vardır zorla İslam dayatmaya? Zira Müslüman olmayanlar için dinde zorlama yoktur. İçi boşaltılan farklı anlam yüklenen İslami ilkelerden birisi de budur. “Dinde zorlama yoktur” ifadesi de bugün sekülerleştirme gayreti için alet olarak kullanılmakta, dindarlık dışı bir yaşamın Müslümanlar için önü açılmaya çalışılmaktadır. “Dinde zorlama yoktur, namaz kıl diyemezsin, dinde zorlama yoktur, oruç tut diyemezsin!”
Dini kabul eden birisi için elbette teşvik ve uyarma vardır. Dini bütün bir Müslüman ailesine, eşine, çoluğuna, çocuğuna, dostuna, arkadaşına dini görevler konusunda uyarılarda bulunabilir, teşvikte, tavsiyede bulunabilir. Dinde zorlama yoktur ilkesi sulandırıldığından bu yana dindar yaşamak istemeyen insanlar için dini uygulama dışı bir hayat çekici gösterilmekte profan bir yaşama meşruiyet kazandırılmaktadır.
Eğer toplumu bir arada tutan bölücülüğü engelleyen, herkesi kucaklayacak bir ifade aranıyorsa onun adı Ramazan Bayramı’dır. Yüzde 99’unun Müslüman olduğu iddia edildiği bir ülkede yüzde birin hakları ve özgürlükleri saklı kalmak koşulu ile yüzde birin keyfiyeti ile hareket edilemez. Hiçbir akıllı Türk vatandaşı bu gerçeği inkar edemez.
Namaz kılmamak, oruç tutmamak kişilerin tercihlerine bırakılsa da dini kavramların içini boşaltarak modern paganizme kucak açmak ve bunu baskın medya gücü ile empoze etmek Müslüman bir ülkede kimsenin vazifesi olamaz.
Bu vesile ile Müslümanların mübarek Ramazan Bayramı’nı, sekülerlerin “paganist şeker bayramını” en içten dileklerimle tebrik eder, İslami kavramlarla dalga geçtiğini sanan merkez medyanın gelecek et bayramını şimdiden kutlarım. Ramazan Bayramı’nın bilincinde olan ama dil sürçmesiyle şeker bayramı ifadesini kullanan dindarların da bir an önce şeker imalatçılarının ağzını sulandıran “şeker bayramı” lafından en kısa zamanda kurtulmalarını Yüce Allah’tan niyaz ederim.
Akif Çarkçı/FikriTakip