Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Karpuz görünümlü kabak!

Eskiden “Şahin görünümlü Serçe” üretiyorduk. Şimdi GENOM icad oldu ve artık hiçbir şey göründüğü gibi değil. Evde, çocuklarıyla, komşularıyla, gelinleriyle, damatlarıyla geçinemeyenler, onlara tahammül edemeyenler şimdi dünyaya özgürlük ve barış vaad ediyorlar. Çocuklarını yönetemeyenler memleket yönetmeye talip. 

Laf ile veriyoruz aleme binlerce nizamat, gel gör ki, hanemizde binlerce teseyyüb!

Anlayacağınız hiçbir şey göründüğü gibi olmayabiliyor. Piyasa karpuz görünümlü kabakla dolu. Demokrasi görünümlü diktatörlükler değil mi idi, soğuk savaşın “Demokratik Halk Cumhuriyetleri”, eski Sovyetler.

Baksanıza, artık karşınızdaki kadın mı erkek mi, bir anda karar veremiyorsunuz, hatta birkaç kez cinsiyet değiştirenler bile var. Sırtlan gibi! Onlar birer “birey”, cinsiyeti diye de sormuyorsunuz. Onları “Gender” diye tanımlamak durumunda kalıyorsunuz. Cinsiyeti bile “Toplumsal” bir olgu olarak tanımlanıyor. Adına bakıyorsunuz Müslüman, Hristiyan, Yahudi, ailesi de öyle, ama hayatına bakıyorsunuz dinden eser yok. Devir, İnek kasabı Hindu devri. Banka yöneten sosyalist devri.

Galip İlhaner soruyor: “CHP’nin ittifak ortağı HDP Anıtkabir’e gider mi?” Gitmez. Mustafa Kemal türbeleri kapattı, ama Kemalistler onun mezarını türbe yaptılar. Mustafa Kemal “Laiklik” dedi, onlardan bazıları Kemalizm’i “Türkün dini” ilan ettiler.

Bu alemde kim kimdir belli değil sanki. “Bekri Mustafa’nın Ayasofya’ya imam olması” gibi bir durum. BÇG’liler Sisi ile Tuncay Özkan’a tarikat kurduruyor, Masonlara karşı yıllarca yayın yapan Adnan Oktar Mason olduğunu açıklıyor. “Karıncaezmez” rolü oynayan hoşgörü mimarı F.G.’nin uçakları F16’larla Meclisi bombalıyor, halkın üzerine ateş açıyorlar.

İstanbul sözleşmesini meclisten geçirenler kimler? Nasıl oluyor bu işler.

Size yurtdışından bir örnek. Seçimlere az süre kala ABD’de işler karışıyor. Trump’ın ablası da meydanlara çıktı ve açtı ağzını, yumdu gözünü. Siz Trump’ı nasıl bilirsiniz? Gayrimenkul zengini bir işadamı. Evengeliklerin gözbebeği. Yani dindar biri olmalı. İsrail’in koruyucusu. Bugün Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’nin baştacı ettiği bir adam. Dünya ekonomisini o yönetiyor.

Trump’ın ablası Marian Trump Barry ABD’yi ayağa kaldıracak açıklamalarda bulundu ve kardeşinin acımasız, ilkeleri olmayan ve yalancı biri olduğunu söyledi. Trump hiçbir şey okumuyormuş. Ablasının gözünde, “Dünyanın en tehlikeli adamı”! Narsist, zorba ve kibirli biri. Dünyanın sağlığı, siyasi ve ekonomik güvenliği ve sosyal dokusu için bir tehdit. 

Mary Trump’ın kitabında yer alan bir kısımda, Donald Trump’ın üniversite sınavında bir arkadaşını kendi yerine sınava soktuğu iddiası da yer aldı. Ahlaki zaafları zaten biliniyor. 

Sadece ABD’de değil İngiltere sarayında da pedofili tartışmalarının bini bir para!

Küçük bir hatırlatma; biz dünya pedofili sıralamasında 16. sıradayız. İlk 3 İstanbul, Ankara, Antalya.. İzmir, Adana diye devam ediyor. 

Wayfair skandalı gibi skandalların biri başlıyor biri bitiyor. Pizzagate de öyle oldu. İngiltere’deki ‘pedofili çetesi’ soruşturmasına adı karışanlardan birçok kişi, ilginç şekilde öldüler.

Netflix’i geçelim, çizgi filmler ve bilgisayar oyunlarında bile bu konu işleniyor. Şirketler LBGT’ye sponsor oluyorlar. Bu çevreler uluslararası sözleşmelerle himaye altına alınıyor. FBI birimleri cinsel amaçlı insan kaçakçılığıyla suçlanan ve kaldığı cezaevinde intihar ettiği belirtilen Jeffrey Epstein’ın özel adasına baskın yaptı, karşılaşılan gerçek dehşet verici: Trump’tan Obama’ya, Prens Andrew, Prens Selman, Kevin Spacey, Woody Allen, ünlü hukukçu Alan Dershowitz, Victoria’s Secret’ın patronu Lex Wesner hepsi ve daha fazlası orada. Epstein’ın “Lolita Ekspres” diye anılan özel Boeing 727’siyle seyahat eden o kadar çok VIP var ki!

Bu olaylar yeni başlamadı. 19.6.2016 tarihli bir haber: ABD, ülke tarihinin en büyük pedofili skandalıyla çalkalanıyor. Yahudi işadamı Lee Kaplan’ın evinde gizlenmiş halde, 6 aylık ile 18 yaş arası 12 kız çocuğu bulundu. Ensest ilişkiler de aşıldı, çocuklara geldi sıra. Pandasex dönemine geçildi. Bu iş Asya’da başlamıştı, şimdi tüm dünyaya yayıldı. Covid gibi bir salgın. Bu işin içinde işadamı da var, politikacı da sanatçı dedikleriniz de var. Akademisyen, gazeteci fark etmiyor. Kiliselerde de İslam ülkelerinde de bu hastalık hızla yayılıyor. Artık biz de otellerde süit dairelerde, yatlarda grup sex ya da, işadamı, politikacı, bürokrat birlikte Balkanlar, KKTC, Yunan adaları, Rusya’ya sex ve kumar turizmi için seferler düzenleyebiliyorlar. Biz LGBT+’ı konuşuyoruz ama, fuhşiyat ülkelerin bacasını sarmış vaziyette. İşin kötü yanı, bu “fuhşiyat” bir yandan “özgürlük alanı” olarak görülüyor ve bir yandan da sınırlandırılmaya çalışılıyor, kontrol edilmek isteniyormuş gibi birtakım düzenlemeler yapılıyor. Fuhşiyatın büyük bir bölümü “Dezavantajlı grublar” kontenjanından “Pozitif ayırımcılığa” tabi tutuluyor ve himaye ediliyor.. Sureti haktan gözükerek içimize sızanlar bir yandan, öte yandan nefsimize taht kurup oturmuş şeytan bizi Allah’ın lanet ettiği yere çağırıyorlar.

Dikkat edelim, Şeytan bizi Allah’la aldatmasın! Haddi aşan bu azgın topluluğun şerrinden Allah’a sığınalım.. Fuhşa yaklaşmayalım. Neslimizi ve nefsimizi koruyalım inşallah. Ya göründüğümüz gibi olalım, ya olduğumuz gibi görünelim ki, münafıklardan olmayalım. “Kınayanların kınamaları” bizi yolumuzdan caydırmasın. “İçimizdeki beyinsizler”in şerrinden Allah’a sığınalım. Müslüman görünümlü, “biz ıslah edicileriz” diyen ama ifsad eden münafıklara dikkat! Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 766 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar