İstanbul'da NATO Eylemi(FOTO)

İstanbul'da NATO Eylemi(FOTO)

Emperyalizmin savaş makinası NATO kuruluşunun yıldönümünde İstanbul'da bir yürüyüşle protesto edildi...

Emperyalizme ve NATO'ya Karşı Eylem Birliği tarafından organize edilen eylemde Galatasaray lisesinin önünden başlayarak Taksim meydanına kadar yüründü.

"Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak" "NATO'dan çıkılsın emperyalist üsler kapatılsın!" "Katil ABD Ortadoğu'dan defol" "Katil İsrail Filistin'den Defol" "Kurtuluş Yok Tek Başına, YA Hep Beraber Ya Hiç birimiz" "Ülke ülke direneceğiz, adım adım kazanacağız" Müslüman Zulme Boyun Eğemez" "Mülk Allah'ın Emek İşçinin Kahrolsun Küresel Kapitalizm" "Yaşasın Halkların Kardeşliği" sloganlarını atan göstericiler üzerinde "NATO: Emperyalizmin Savaş Makinası Halkların Tescilli Katilidir" "Emperyalizm ve NATO'ya Karşı Birleşelim" ve "Üsler Kapatılsın Patriotlar Sökülsün" yazılı pankartlarla yürüdü.

Üzerinde İngilizce ve Türkçe yazılı dövizler taşıyan göstericiler, Taksim meydanına geldiklerinde ortak bir basın açıklaması okuyarak, emperyalizm ve NATO karşıtı eylemlerin devam edeceğini belirttiler.

Emperyalizme ve NATO'ya karşı Eylem Birliği adı altında oluşturulan platform daha önce de Taksim'den Dolmabahçe'ye bir yürüyüş düzenlemişlerdi.

BASIN AÇIKLAMASI METNİ

Basına ve halklarımıza...

Kapitalist-emperyalist dünyanın irili ufaklı egemenleri; emperyalizmin savaş makinesi, hakların tescilli katili NATO'nun 64. kuruluş yılını kutluyorlar.

2. Dünya Savaşı sonrasında, kapitalist cephenin liderliğine soyunan ABD, Marshall Planı ile başlayan bir dizi uygulama egemenlik alanını genişletmeye, güçlenmeye yönelik adımlar atmaya başlamıştı. Amaç; başta savaştan büyük yara alarak çıkmış olan Avrupa'da olmak üzere dünya genelinde prestijli bir konuma gelen sosyalizmin etkinliğini kırmak için güçlü bir kapitalist cephe oluşturmak ve bu cephenin liderliğini üstlenmekti.

Kısa adıyla NATO olan Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı, bu amacın bir parçası olarak 1949 yılında kuruldu. Sözde bir savunma teşkilatı olarak kurulduğu iddia edilen bu savaş makinesi kurulduğu günden bu yana ezilen dünya halklarının tüm bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerini kanla bastırmak için uğraşmıştır.

NATO, kapitalist-emperyalist zincire bağlı tüm ülkelerdeki emekçilerin, halkların özgürlük mücadelelerini kanla bastırmak için darbeler, suikastler, katliamlar, linçler örgütleyen kontrgerilla örgütlenmesinin merkezidir. İşgallerin, savaşın, emperyalist saldırganlığın merkezidir.

60-70-80'li yıllarda Afrika kıtasından, Latin Amerika'ya, Asya'dan, Avrupa'ya, Ortadoğu'ya kadar halkların emperyalizme karşı yürüttükleri özgürlük mücadelelerini her türlü yöntemi kullanarak kanla boğmaya çalışmıştır.

Halkların tescilli katilidir. Milyonlarca yoksul emekçi halkların kanına girmiştir. Sovyetler Birliği'nin çözülüşünden sonra, "komünizmle mücadele"den, "terörle mücadele ve demokrasi, özgürlük getirme" adı altında rolünü oynamaya devam etmiştir.

Afganistan işgalinin gerekçesi, "teröre karşı savaş"tır. Irak işgalinin gerekçesi Saddam diktatörlüğüne karşı demokrasi getirmektir. Biz Afganistan'a da Irak'a da gelen demokrasiyi çok iyi biliyoruz. İşgal ettikleri Irak'tan geriye 1,5 milyondan fazla ölü, sayısız tecavüz ve işkence ile her yönden yağmalanmış bir ülke bıraktılar.

Libya'daki durum bundan farksızdır. Libya'da "cihadçı" denilen gruplara verdikleri ağır silahların, Mali'deki silahlı grupların eline geçmesi üzerine şimdi bu Afrika ülkesinde yine "terörle savaş" adı altında işgal gerçekleştiriyor. Şimdi Suriye'de, benzer bir saldırıyı yürütmektedirler.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in yaptığı konuşmada da görüldüğü üzere, NATO kendini Filistin işgalcisi siyonist rejimin korunması, bunun için de bölgesel anti-emperyalist ve anti-siyonist tüm direnç odaklarının etkisizleştirilmesi stratejisine konuşlandırmıştır.

Bugün Suriye'de bölgesel işbirlikçilerin her türlü desteğiyle çıkartılan iç savaşta da, nükleer silah üretmek istiyor gerekçesiyle İran'ın hedefe konulmasında da, İran savunmasının etkisizleştirilmesi için füze kalkanları ve Patriot füzelerinin ülkemize kurulmasında da bu temel amaç yatmaktadır.

Tüm bu gerçeklik karşısında bu ülkenin başbakanının Türkiye'yi "NATO toprağı" şeklinde tanımlaması, İzmir'deki NATO üssünün bölgesel bir savaşın ana kumanda karargâhına dönüştürülmesi, işbirlikçiliğin ülke egemenleri eliyle hangi noktalara ulaştırıldığını açıkça gösteriyor.

T.C Devleti, bu savaş makinesi örgüte girebilmek için ülkenin emekçilerini, yoksul köylülerini, Kore'de savaşa göndermiş, emperyalizmle işbirliğini o günden tescil ettirmiştir.

Şimdi de bölgemizde kışkırtılan bir savaşın, yeni işgal ve yağmanın tetikçiliğini yapmaktadırlar.

Biz bu onursuz tarihi kabul etmedik, etmeyeceğiz.

Bizler bu topraklarda yaşayan halklar olarak bölgemizde savaş hazırlıklarının sürdüğünü ve savaşın çok yakınlarda olduğunu biliyoruz. Ve bu savaşı istemiyoruz. Bu savaş bizim savaşımız değildir. Asla NATO'nun askeri olmayacağız. Bizim emperyalistlerin çıkarları, işbirlikçilerin kirli hesapları ve siyonist işgal rejiminin güvenliği için dökülecek bir damla kanımız yoktur.

Emperyalist yağma savaşını durdurmanın tek yolu örgütlenmek ve mücadele etmektir.

NATO'dan çıkılsın!

Topraklarımızdaki tüm emperyalist üsler kapatılsın!

Patriotlar sökülsün!

Yaşasın emperyalizme ve siyonizme karşı savaşta özgür ve devrimci halkların dayanışması!

Emperyalizme ve NATO'ya Karşı Eylem Birliği