İnsanlığın devamına karar ver!

İnsanlığın devamına karar ver!

İmam Gazzali’nin el-Munkizu mine’d-Dalal adlı eseri hâlâ güncelliğini koruyor

Öyle düşünüyorum ki insanlar "varlığın sebebi" üzerinde kafa yoranlar ve yormayanlar olarak ikiye ayrılıyor. İnsanlığın en başından beri varoluş sebebini doğru yerde (yani dinde) arayanlar olduğu gibi, yanlış yerlerde de arayanlar olmuş. Bugünün insanı ise hayatın anlamını düşünmeme konusunda pek maharetli. "Acaba ben niçin yaşıyorum?", "Bunu almalı mıyım, almamalı mıyım?" ve "Bu işi yapmalı mıyım?" gibi sorular yerine "Nasıl daha iyi yaşarım?", "Bunu kaça alırım?" ve "Bu işi nasıl yaparım?" tarzında sorular daha sık soruluyor artık. Yani "niçin" değil de, hep "nasıl" ön planda. "Niçin"ini, yani temel referanslarını kaybeden insan da dünyaya aç kurtlar gibi saldırmayı ihmal etmiyor.

Yaşamak bir tıkırtıydı aldırmadılarİnsanlığın devamına karar ver

Soralım bu insana; madem hayatı herhangi bir anlamın merkezliğinde kavramıyorsun, öyleyse senin ölmen veya ölmemen neyi değiştirir? Hayvanî bir organizma olarak temel ihtiyaçlarını karşılıyorsun, hayatını devam ettiriyorsun, bu sırada biraz da haz alayım diyorsun. Peki ya, senin bu eylemleri yapman hangi anlama, hangi manaya istinad ediyor? Bu soruları post-modern insana sorduğumuzda alacağımız cevap hep belirsizlik üzerine kurulu olacaktır. Yaşamak için kendine bazı sebepler bulan insanların da çoğunun bir öte dünya-bu dünya bütünlüğünden mahrum kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hidayet Allah'tan

Bugünün insanı hayvanlıktan daha da aşağı bir yere doğru tepetaklak gidiyor. Ahir zamanla ilgili hadislerde okuduklarımızı sokaklarda aynen görüyoruz. Düşünmek, sorgulamak, idrak etmek, tefakkuh etmek gibi fiilleri uygulayamayan bu sokaktaki insana ne anlatsak işler değişir, bunu gerçekten merak ediyorum. En iyisi "Hidayet Allah'tandır" deyip bu bahsi geçelim ve maksuda gelelim.

Sadece bir kitap mı?

İnsanlığın devamına karar verHayatın mahiyetini sorgulayan ve ruh çarpıntıları, kalbî bunalımlar ve derin şüpheler geçirdikten sonra Hakikat güneşini apaçık gören bir insanın bu hakikat arayışındaki rizikolu macerasını, "düşünen bir adam" öğrenmeyecekse kim öğrenecek? Bir kitap bu. Ama sadece bir kitap değil. Hem kitap, hem değil. Bir kitap bu, çünkü kapağı, sayfaları var ve bu sayfalar üzerinde kelimeler, harfler var. Ama bir kitap değil sadece, çünkü okuduğunuz kelimeler, cümleler kalbinize akıyor ve sizde derin izler bırakıyor. Bundan yaklaşık 1000 yıl önce, Türkler Malazgirt ovasında küffara galebe çaldıktan biraz sonra yazılan bir eser bu. Adı el-Munkizü mine'd-Dalal. Yani "Dalaletten Kurtuluş."

Bu dev eserin müellifi de –tıpkı bu eser gibi- bir dev. Onu tanıyoruz çoğumuz. "İhya" gibi, "Kimya" gibi başka dev eserleri de var. el-Munkiz'in müellifi İmam Gazzali (rahmetullahi aleyh). Eserin isminin Türkçesi "Dalaletten Kurtuluş" demiştim değil mi? Evet, aynen öyle. Dalaletten kurtuluşun bir hikâyesi bu.

Hakikati arayan 4 grup

İmam Gazzali, bu eserde hakikati arayan 4 grup olduğunu söyler. Bunlar sırasıyla şöyledir: 1. Kelamcılar, 2. Filozoflar, 3. Bâtıniler, 4. Sufiler. İlk önce kelam ilmini en derin konularına kadar tastamam öğrenir İmam Gazzali. Ve özetle şunu der: "Bu ilim ehl-i sünnet itikadını bid'atlardan korumak için oldukça gereklidir, fakat benim amacıma ulaşmamda yetersizdir ve pençesinde kıvrandığım bunalıma çare getirememektedir."

İkinci olarak felsefeyle ve filozoflarla içli dışlı olur İmam Gazzali. Burada da üstün gayretleriyle yetkin bir seviyeye ulaşır. Bugün bilim denilen şey de o gün felsefenin bünyesinde olduğundan Gazzali hazretleri felsefeyi olduğu gibi reddetmez. Felsefede, riyaziye, tıbbiye, mantık gibi olumlu bilgi kaynaklarının yanı sıra ilahiyat gibi, yanılgıların yoğunlukla vuku bulduğu alanlar da mevcuttur. Zaten Gazzali hazretleri de "Tehafüt" adlı eserinde felsefecilerin düştüğü yanılgıları bir bir ortaya çıkarmıştır. Yani felsefe de İmam Gazzali için bir tiryak olamamıştır.İnsanlığın devamına karar ver

3. grup, isimleri Ta'limiyye mezhebi olarak da geçen Bâtıniler. Bunlar da hakikatin, ancak masum bir imam tarafından ta'lim ettirilebileceğini söyleyen bir gruptur. İmam Gazzali, Bâtınilik üzerinde de uzmanlaştıktan sonra rafz üzerinde sabit olan bu taifenin prensiplerini tek tek çürütür.

Hastalık ve Şifa

İmam Gazzali, bu 3 hakikati arayış tarzının da yaşadığı ruh sancısına ilaç olmayışı dolayısıyla ciddi bir ruh ve beden hastalığına yakalanır. Öyle ki, yemekten içmekten kesilir ve tüm organları zayıf hale gelir. Kalbinde büyük bir hastalık vardır çünkü. Ve çaresizlerin duasını kabul eden yüce Allah, İmam Gazzali'nin kalbine şifayı indirir. Şifaya kavuşan İmam, kalbden hastalığı, gafleti uzak tutabilmenin yegâne yolunu tasavvufta bulur. Kendinden önce yaşamış olan büyük sufilerin eserlerini okur, hayatlarını öğrenir. Görür ki, tasavvuf ilmi, kâl (söz) ilmi değil, hâl ilmidir. Nefsini tezkiye etmek, Allah'ı zikretmek, kalbini temizlemek yolunda gayret sarfettiğinde, kendi nefsinde, hakiki tasavvufun Nübüvvet nurunun bir tecellisi olduğunu müşahede eder.

İsbat-ı Nübüvvet

Sufilerin, hakikati arayışlarındaki yöntemlerinin doğruluğunun ispat edilmesinden sonra Nübüvvet makamının etrafında oluşabilecek muhtemel şüpheleri açıklar ve bu şüpheleri de teker teker izale eder. Bundan sonra da imanın zayıflamasına yol açan şeylerden bahseder ve eseri bitirir.

Çözülmüş bir sırrın üzüntüsü okunmalı

İnsanlığın devamına karar verYaklaşık 100 sayfalık bir eser bu. Ancak, nice kalın kitaplar var ki bu 100 sayfalık eserin binde biri kadar etkileyemiyor insanı. Bu kitabı okuduktan sonra İsmet Özel'in "Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü" adlı şiirini okumanız etkiyi daha da arttıracaktır kanaatindeyim.

İnsanlığın devamına karar ver!

İnsanlığın devamına karar ver

Ürpermeyen kalblerimiz, sorgulamayan zihinlerimiz böyle eserler vesilesiyle belki biraz daha mutedil bir çizgiye kayabilir. En başta da dediğim gibi, canlı insanın ölüden ve hayvandan farkı olmalı. El-Munkizu mine'd-Dalal adlı eserde de anlatılan bir insanlık macerasından başka bir şey değil. Bundan yaklaşık 15-20 yıl önce Tahrir Vazifeleri müellifi "İnsanlığın devamına karar ver!" demişti. El-Munkiz gibi eserlerden azami derecede istifade ettiğimiz ve ahir zaman prangalarının zihnimize vurulmasına rıza göstermediğimiz müddetçe insanlığın devamına karar verebileceğimiz düşüncesindeyim.

16656

 

 

dünyabizim