Rus güçleri tıpkı 1999’da Çeçenya’yı yeniden işgal ederken ‘terörü yok etmek için giriyoruz’ dedikleri gibi bugün de aynı söylemle İnguşetya’nın altını üstüne getiriyor. Her gün yeni çatışma haberleri gelse de kuşkusuz henüz tank ve bombardıman uçaklarıyla yerle bir edilmiş bir İnguşetya yok. Ama insanları terörize eden taktikler aynen devrede.

Ali-Yurtlu Petimat Tatriyeva’nın anlattıkları eninde sonunda İnguşları da Çeçenler gibi silaha sarılmaktan başka seçenek bırakmayacak bir zorbalığın giderek kâbus gibi çöktüğünü gösteriyor. “Evimin avlusunda kopan gürültü ve bağrış sesleriyle uyandım. 15 kadar silahlı adam vardı. Avluyu basmışlardı. Biri silahın namlusunu anlıma dayayarak ‘Adamlar nerede? Ya buracıkta 10 kadar adam sayarız yada içeriye el bombası atarız’ dedi. Sonra 15 yaşındaki oğlum uyandı ve hepsi üzerine çullanarak tekmelediler. Kocamı böbreklerine vurarak dövdüler ve parmaklarını gözlerine bastırdılar” diyor Tatriyeva.

Madina Martazanova ise başından geçenleri şöyle aktarıyor: "Eşimi iç çamaşırlarıyla dışarı çıkardılar. Beni de duvara yasladılar. Eşime yere uzanmasını söylediler. Ama bunu yapmak istemedi, onlar ise karnını tekmelemeye başladı.”

Nazranlı İdris Hamhoyev ağır operasyonların halkı cidden korkuttuğunu söylüyor:

"Rus güvenlik güçleri çok öfkeli, kimseye söz hakkı tanımıyor. Durumu abartıyorlar. Şimdi Çeçen sorununun burada tekrarlanmasından korkuyoruz.”

Bunlar temmuzda İnguşetya’ya gönderilen 2500 Rus askerinin asterdiği terörün kurbanlarından birkaçı. Fakat akıl almaz şiddet olayları ve güvenlik güçlerinin baskınları İnguşetya Devlet Başkanı Murat Zyazikov’a fazlasıyla normal geliyor. Eski FSB ajanı Zyazikov, bütün bu baskınları ‘rutin tedbir operasyonları’ olarak niteleyip ekliyor:

"Sokağa çıkma yasağı yok, cezalandırma operasyonu da yok. Kim ne derse desin hiç kimsenin insan hakkı ihlal edilmiyor. Bunun cumhuriyetteki duruma etkisi de yok. Halka zorbalık da yok.”

Ancak Tatriyeva gibi konuşmaya cesaret edenler gecenin bir saatinde ‘direnişçi avına’ çıkan Rus güçlerin nasıl evleri basıp şiddete başvurduklarını anlatırken haliyle Zyazikov’u da tespitlerinde yalnız bırakıyor. Kuşkusuz bütün bunlardan kulağı kesik bir eski istihbaratçının haberdar olmaması mümkün değil.

Moskova’daki muhalif gözlemciler 2008’de Kremlin’e veda etmesi gereken Vladimir Putin’in kendi istediği bir adamı halef yapabileceği şartları yakalamak için Çeçenya benzeri bir kriz peşinde olduğu yorumunu yapıyor. Putin, geride 250 bin masum sivilin cesedini bırakan iki savaşın ardından ‘Çeçenya’ya istikrar getirdik’ propagandasının meyvelerinin toplarken ‘İnguşetya’ya da istikrarı ancak biz getiririz’ derse işte o zaman Çeçenlerin yaşadığı cehennem bu kez İnguşların başına pekale kolayca geçirilebilir.

Kremlin’e tank ve bombardıman uçaklarını Kafkasya’nın bir başka köşesine göndermesine bahane olacak şekilde akıl almaz eylemler yapacak öfkeli gençler bulmak da böylesine şiddet yüklü ortamlarda bulmak zor olmaz.

Kaynak; Ajans Kafkas