Hüseyin Gülerce doğru olanı yaptı

Bu Kürtlerin PKK lideri Abdullah Öcalan'a bağlı oldukları veya ona sempati duyduklar -en azından dikkate alınmasında fayda gördükleri- aşikâr mı? Aşikâr.

"PKK'nın partisine oy verenlerle asla diyalog kurulmamalı, öyle bir diyalog kapısı açılacak gibi olursa o kapı derhal kapatılmalı" demek akıl kârı mı? Değil.

Gülen Hareketi'ne ait dershanelerin ve okuma odalarının PKK tarafından hedef listesine alınmasına ve "Şiddete hayır!" diyen imamların PKK tarafından katledilmesine son verebilecek olan bir imkânı değerlendirmekten geri durmak da akıl kârı değil.

Öyleyse, Abdullah Öcalan'ın avukatlarının görüşme talebini -şiddetin sona ermesine bir katkısı olabileceğini düşünerek- kabul eden Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce niye topa tutuluyor?

Gülerce'nin şahsi inisiyatifini Gülen Hareketi'ne mal ederek ortalığı "İhanet!" tezviratıyla ayağa kaldırmaya çalışanlar neyi murat ediyorlar?

Gerçekten de Gülen Hareketi'nin 'kurumsal inisiyatifi' sözkonusu olsaydı bile, bunu makul karşılamak gerekmez miydi?

Abdullah Öcalan, 'Barış ve Demokrasi Partisi ile Gülen Hareketi arasında sağlıklı bir diyalog ve hatta işbirliği için zemin hazırlanmalıdır' diyor.

İşbirliği bir yana, diyalogdan niye kaçılsın ki?

Şiddetin sona ermesi ve toplumsal gerilimin düşmesi için çaba göstermekten niye geri durulsun ki?

BDP mensupları ve taraftarları (yahut PKK sempatizanları) ile selamlaşmaya, güven içinde konuşup tartışmaya, kalpleri karşılıklı olarak yumuşatarak toplumsal barışın önünü açmaya yarayabilecek olan bu fırsat niye tepilsin ki?

Hüseyin Gülerce doğru olanı yaptı, fakat ne yazık ki "Hata ettim" demek zorunda bırakıldı.

Asıl hata edenler, silahlı bir tedhiş örgütü liderinin 'Diyalog' dediği yerde bile -güya teröre tepki adına- savaş naraları atanlardır.

Dünya tersine döndü.

yenişafak

Bu yazı toplam 1906 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar