Fakih Atıf Hoca'ya Anıt Mezar

Fakih Atıf Hoca'ya Anıt Mezar

Anıt mezar 8 sütun üzerine kurulu, anıtsal bir simge. Dörtbir tarafı doğal ortama açık. 8 sütün, 8 cenneti simgeliyor.

Eski Hatay Milletvekili Mehmet Sılay'ın çalışmalarıyla Ankara Şafaktepe Parkı'nda mezarı tespit edilen ve yapılan DNA testleriyle kimliği saptanan İskilipli Atıf Hoca'nın naaşı, 2008'de İskilip'teki Gülbaba Mezarlığı'na defnedilmişti.

İlçenin ismiyle özdeşleşen Atıf Hoca için İskilip Belediyesi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gülbaba Mezarlığı'nda üç boyutlu ve çeşitli anlamlar içeren anıt mezar inşaatı başlatılmıştı.

İskilip Belediye Başkan Yardımcısı Melih Alpsar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 yılında İskilipli Atıf Hoca'nın naaşının ilçeye getirildiğini, kısa süre önce de anıt mezar projesi yapılması için çalışma başlattıklarını söyledi.

Anıt mezarın yapımının sürdüğünü belirten Alpsar, mayıs ayı sonuna doğru anıt mezar projesinin tamamlanmasını hedeflediklerini ifade etti.

Alpsar, anıt mezarda Atıf Hoca'nın hayatına dair bazı karelerin kullanıldığını belirterek, ''Atıf Hoca'nın cezaevi ve idam sürecini, sembollerle anıt mezara işledik. 8 sütün, demir parmaklıklar, kubbe bunların hepsinde anlamlar yüklü'' dedi.

Limira ve Ünye taşları kullanılıyor

Anıt mezar projesinin mimarı Mehmet İşçi, İskilipli Atıf Hoca için çizdiği anıt mezar projesinin kendisi için meslek hayatında dönüm noktası olduğunu söyledi.

Gençlik çağlarında kitaplarını okuduğu ve hayırla andığı Atıf Hoca'nın mazlum ve mağdur bir üstat olduğunu anlatan İşçi, projeyi hayata geçirmekten onur duyduğunu dile getirdi.

Anıt mezarın yetkin ustalar tarafından doğal taşlarla inşa edildiğini belirten İşçi, şu bilgileri verdi:

''Antalya'dan getirilen Limira ve Ünye taşlarını kullanıyoruz. Ecdadımız bize nasıl yarınlara bırakabileceğimiz bir miras bırakmışsa bizler de doğal taşlarla yaptığımız anıt mezarın gelecek nesillere yadigar kalabilmesini amaçlıyoruz. Anıt mezar 8 sütun üzerine kurulu, anıtsal bir simge. Dörtbir tarafı doğal ortama açık. 8 sütün, 8 cenneti simgeliyor. Çünkü mağdur ve mazlum olduğuna inandığımız Atıf Hoca'nın idamla Allah katında cennetlik olduğunu düşünüyoruz. Sütunların yere temas ettiği aykırı duruş ise o dönemdeki bazı hakikatlerin ters düz edildiğini hatırlatıyor. Sütunlar arasındaki parmaklıklar da ülkenin yarı açık bir hapishaneye döndüğünü ifade ediyor.''

Külliyenin girişinde ise Atıf Hoca'nın kaftanını temsil eden kapının bulunduğuna işaret eden İşçi, ''8 sütun arasındaki çok sayıda zincir ve halkalar, ülkede o dönemde yapılan idamları ve infazları anlatan sembollerdir. Sütunların içeriye eğilmesi sonsuzluğu, cenneti, Hakka varmayı anlatırken, sütunların birleştiği yerdeki hilal ise İslam'ın sembolüdür'' şeklinde değerlendirdi.

Mimar İşçi, külliyenin genelinde kırmızı ve beyaz taş kullanıldığına ancak anıt mezarda sadece beyaz taş kullanıldığına dikkati çekerek, ''Üstadın millet vicdanında, Anadolu insanının kalbinde temiz ve aklanmış olduğunu ifade ediyoruz. Aynı zamanda sütunların birleştiği kasnak kiriş, üstadın mahkemede dahi kafasından çıkarmadığı sarığını stilize ediyor. İslami öğretilere uygun düşmesi için anıt mezar bir türbe gibi değil, tamamen şeffaf ve ulaşılabilir yapılmıştır. Peygamber efendimizin kabirler üzerine bina yapılmaması sözünü dikkate alarak çalıştık. Anıt mezar, içinde semboller barındıran tamamen anlamlı bir yapıdır'' dedi.