Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

'Denktaşlaşmak'

O dönemde KKTC'nin başına Mehmet Ali Talat gelmiş. Türkiye'de AK Parti iktidarı var.
AK Parti, Talat'ı destekliyor ve Kıbrıs'ta çözüm iradesi seslendiriliyor. Çözüm iradesi çerçevesinde de Annan Planı'na destek, bir tür anahtar görüntüsüne bürünmüş.
Denktaş muhalif; Annan Planı'na karşı çıkıyor.
Denktaş'ın muhalefeti, "Kıbrıs'ta çözümsüzlüğü çözüm gibi görmek" şeklinde değerlendiriliyor ve bir yerden bakıldığında "kuru bir inat", bir yerden bakıldığında, Türkiye'yi de içine alan "Derin bir iktidarın hesabı" gibi görülüyor.

Ulusalcı muhalefet-Denktaş ilişkisi

Vakıa şu ki, Türkiye'de AK Parti iktidarına yönelik bir muhalefet var, bu muhalefet "ulusalcı" diye ete kemiğe bürünmüş bir derin yapı arz ediyor ve Denktaş da, bu derin yapı ile bağlantılı duruşlar sergiliyor. Böylece AK Parti iktidarı ile Denktaş arasında mesafe oluşurken, AK Parti, ideolojik anlamda farklı yerde durduğu Mehmet Ali Talat'la Kıbrıs politikasında aynı kulvara düşüyor.
Ben o dönemde birisinin başlığı "AK Parti ve milli mesele", diğerininki "Denktaşlaşmak" olan iki yazı yazdım. İlk yazıda, bir çevrenin AK Parti'nin milli meseleler konusunda yeterli duyarlılığı göstermediği kanaatinde olduğunu belirterek, AK Parti kadrolarının bunu bir kere daha değerlendirmesi uyarısında bulundum. Kıbrıs da bu noktada önemli bir duyarlılık konusu idi.
İkinci yazı ise daha net olarak Kıbrıs'ı gündeme getiriyordu. Özetle şunu diyordum:
-Evet, şu anda Denktaş, çözümsüzlüğe oynuyor gözüküyor. Evet Denktaş, AK Parti ile ilişkide, ulusalcı cenahla birlikte hareket ediyor gözüküyor. Ama Kıbrıs konusu çok kolay bir konu değil. Çözüm için hangi iradeyi koyarsanız koyun, bir noktada işler gelip, çözümsüzlüğe dayanabilir. O nokta, Yunanistan'ın, Rumlar'ın, hatta bir adım ötede AB'nin Kıbrıs'la ilgili hesapları noktasıdır. Rumlar için çözüm, Ada'nın mutlak hakimi olup, Türkler'i azınlık haline getirmek ise onlarla nasıl anlaşacaksınız? Bu noktada AB'nin, belki Amerika'nın dayatmaları ile verip kurtulmak var, Türkler'i Kıbrıs'ın eşit hakimi gibi görmekte direnmek var. Direnirseniz, siz de "çözümsüzlüğü çözüm olarak görenler"den olursunuz, yani Denktaş olursunuz. Bunun adı da Denktaşlaşmaktır.
Yazıda son olarak "M. Ali Talat da Denktaşlaşacak, Tayyip Erdoğan da" diyordum.
Mehmet Ali Talat, bir süre sonra Rumlar ve AB nezdinde Denktaşlaşmakla suçlandı. Çünkü ne kadar çözüm yanlısı olursa olsun, onların dayatmalarına boyun eğmek anlamına bir çözüme "evet" demedi.

AK Parti ve Denktaşlaşma

AK Parti hükümetleri... Gül, Erdoğan ve Davutoğlu dünyaya, Türkiye'nin çözüm yanlısı olduğu yönünde izlenim sunmak için çok şey yaptı. Annan Planı'na, gönülden onay verilmese bile destek olundu. Ama...
Bugün Kıbrıs hala sorundur.
Bugün Kıbrıs hâlâ Türkiye-AB ilişkilerinde ana ukdedir.
Kıbrıs'ta AB hâlâ Türkiye'nin bileğini bükmeye uğraşmakta, Tayyip Erdoğan da çok net tepkiler vermektedir.
Ve bugün Türk dış politikası, Kıbrıs'ta Denktaşlaşmış bulunmaktadır.
Bana göre bu kötü de değildir. Verip kurtulmayacaksak, olması gerekendir.
Denktaş, hayata veda etti.
Denktaş üzerine artı-eksi anlamında çok şey yazılabilir. "Ulusalcı refleks"in, kendi kendisiyle temelde çelişmek pahasına özellikle toplum kimliğinin deformasyonu noktasında Türkiye'de yaptığı yanlışlara paralel yanlışlar, Kıbrıs'ta da Denktaş'ın gözetimi altında gerçekleşmiştir.
Ama Denktaş'ın Kıbrıs'ın Türkiye'ye aidiyeti noktasında hayatını ortaya koyduğu şüphesizdir. Bu yönüyle saygıyı fazlasıyla hak ediyor.
Ben rahmet diliyorum.
Ve Denktaş'ın Kıbrıs'ın aidiyeti noktasındaki bilincinin korunmasını diliyorum.

 

bugün

Bu yazı toplam 918 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar