Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu kafa ile uyuşturucuyla...!?

Derin Gerçekler

Bu kafayla, bu yöntemle, uyuşturucu ile mücadele olmaz. Önce haram para ile saadet olmaz. Haram paranın sancısı bir yerden çıkacaktır. Uyuşturucu ve alkol, fuhuşun ikiz kardeşidir. Bu media ile uyuşturucu ile mücadele edemezsiniz. Bu yasalarla uyuşturucu ile mücadele edemezsiniz! Bu yargı ile uyşturucuyla mücadele edemezsiniz! Bu polis ile uyuşturucu ile mücadele edemezsiniz! Bu siyasetle uyuşturucu ile mücadele edemezsiniz. Bu bürokrasi ile uyuşturucu ile mücadele edemezsiniz. Bu ahlak, bu eğitim, bu media, bu gerçek acılar, bu insanların artırılmış gerçeklikle kışkırtılan hayal dünyası ve bastırılan imkanları bu şekilde devam ettiği sürece çözüm üretemezsiniz. Birileri hala, düşmanların sınırlarımızın orduları ile girmesini bekliyorlar. Şeytan bizim çocuklarımız kendi ordusuna gönüllü yazıyor, haberiniz var mı? Şehir parklarında mekan tutuyor artık onlar. Hastahanelerimizde verilen genetik ajan içeren ilaçlar, marketlerimizde satılan GDO’lu hormonlu gıdalarımız, o enerji içecekleri, eski media ve sosyal mediada yapılan yayınlar.

Uyuşturucu arayan onu her yerde her zaman bulur. Hırdavatçıdan tiner, eczaneden aseton almasına da gerek yok, evinizde o kadar çok kimyasal var ki, ecza dolaplarını bile onlarla dolu. Bonzai'nin 40 çeşidi var. Cep telefonunuzdan uyuşturucu programı indirebileceksiniz yakında. Kulağınızla duymak isterseniz, adrenalin salgılatan müzikler var. Ya da RF tekniği ile, duymadığınız bir sesle, ağrı kesici, adrenalini ve mutluluk hormonu salgısını arttıran bir programla kafayı bulabileceksiniz. MetaVerse zaten sex ve uyuşturucunun serbest olduğu, Şeyatın’ın yeryüzünde inşasına başladığı kendi cenneti. Orada, Genesis’te yeniden yaratılacak, gen kopyanız ve aklınız kopyalanarak kendi kendinizi bedensiz olarak ta ''yaratabileceksiniz.'' MetaVerse’den ülkenize saldıracak siber ordulara karşı istihbarat ya da savunma birlikleriniz var mı? MeteVerse kapısından geçince dünyanın herhangi bir ülkesine gidip orada her türlü işlemi yapabileceksiniz. Sahi oradaki “siz” kimsiniz.

Bakın, yiyip içtiğiniz bir şey, sizin cinsiyetinizi de değiştirebilir. Öldürebilir de. Derin bir mutluluk içinde beyninizi uyuşturabilir size cinayet de işletebilirler, siz kendinizi de öldürebilirsiniz. Şeytanın orduları bu yöntemle adım adım ülkeleri işgal ediyor. Boşuna o mRNA’ya, “Şeytan sıvısı” demiyoruz. Boşuna “Global Reset” “Şeytani bir oyun” demiyoruz. Bakın artık, “e-Water” denilen bir şey var. Sadece aktif karbon ve Grafen’lere değil, mineralli sularada yüklenebiliyor. Bu şekilde, insan, bitki ve hayvanların davranışları yönlendirilebiliyor. Siz Domuz eti “haram” diye ona odaklanırken, “domuzluk” her yerde.

Biz boşuna mı 5G’ye karşı çıkıyoruz. Boşuna mı Starlink’lere hayır diyoruz. Ukrayna’dan sonra İran'da da Starlinkler devrede. Göz göre göre dünya çepeçevre kuşatıldı. Artık hiçbir ülke ve hiçbir kişi güvende değil. RF ve Laser silahları ile istedikleri noktayı vurabilirler. BioHacker’ler 5G-Starlink network'ü ile her canlıyı hedef alabilirler. Yargınlar çıkartabilirler, patlamalar gerçekleştirebilirler. Sabit ve hareketli canlı cansız, bu network içinde yer alan her nesne büyük bir tehdit altında. Malınız, canınız, sevdikleriniz, namusunuz, aklınız, fıtratınız, neslininiz, aklınız, imanınız tehdit altında. Starlink’lerin kapsama alanındaki bütün elektronik sistemler, yapay zeka, yapay bilinç kontrolündeki sanal hackerler tarafından hedef alınarak patlatılabilecek? Tarihin en büyük fitnelerinden biri ile karşı karşıyayız. Bir gecede bizi cinsiyeti belirsiz, din, ahlak, gelenekten bağımsız BİREY’e dönüştürüldük, kimsenin umurunda değil. Tüm dünyada aynı şeyi yapıyorlar. Ve çoğu kimse bu GENDER cinayetinin farkında değil. Ya hu, aklımızı, imanımızı, tarihimizi ve gelecek hayallerimizi çaldılar farkında bile değiliz. Örgütlenmiş ve artırılmış sanal gerçeklik dünyasındaki geçici zaferlerle oyalanıyoruz. Ha! Bu arada Ayasofya’da uzun sürecek resterasyona alınacak. “Bu kadar yeter” dediler galiba. Sahi Keneviri niye serbest bırakmıyorlar biliyor musunuz? Ekerken bulamadıkları kenevir tarlalarını biçmeden önce buluyorlar. Sonra onları yakıyorlar. Toprağa, havaya zarar veriyorlar bunu yaparken. Neden TİGEM’e vermiyorlar, Lif ve selülozu için. Tabi millette uyuşturucu ile mücadele edildiğini görüyor, Kenevir dumanının arkasında gerçekler kayboluyor. Oysa Keneviri Bonzai ve diğer uyuşturucu kullanıcılarının tedavisinde de kullanabilirsiniz. Ya da bizim Afyon'da ki alkoloid fabrikası gibi Kenevirin THC’sinden bir çok hastalığın tedavisi için ilaçlar da üretilebilir. Ama sanki karanlık bir el köpekleri sokağa salıyor ve taşları toprağa bağlıyor. Sonuçta olanlar ortada; her gün bir uyuşturucu operasyonu!
Bakın büyük patronlara kimse dokunmuyor. Eroin ve kokain işi ile ilgili iddialar yeterince soruşturulmuyor.

Bu işin sağı-solu, Alevisi-Sünnisi yok. Zengini-fakiri, köylüsü-şehirliği, eğitimlisi-okumamışı yok. Kadını-erkeği de yok. Dindarı laiki de! Sanat, eğlence dünyası deseniz zaten ipin ucu kaçmış. Fuhuş olan yerde alkol ve uyuşturucu olmadan olmaz zaten. Gidişat iyi değil. Din ve ahlak zayıflayınca, çile, sabır, merhamet gibi insani değerler zaafa uğrayınca olan oldu. Gençler büyük ölçüde lüks, eğlence, macera arayışında. Keyif almak istiyorlar. Ve şeytanda onlara yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadediyor! Bu işin içinde bir yanda fuhşiyat çeteleri, LGBT’liler var, öte yanında Alkol, uyuşturucu, eğlence ve kumar sektörü. Media, Mafia, Sermaye, Sanat, Siyaset, Bürokrasi ve STK’ların içine sızmış elemanları var. Gıda, sağlık, kültür, eğitim, dijital dünya herkes bir yanı ile bu kirli dünya ile ilişkili. Bu yıl LGBT’ye yabancı (Dost ve müttefik ülkelerden) yasal yollardan aktarılan para yüz milyonlarca lira. Dolaylı olarak ya da kayıt dışı aktarımlar ayrı tabi. Çocuklarımıza, kardeşlerimize, akrabalarımıza, komşularımıza sahip çıkalım ki onlar Şeytan'ın ve Deccal’in ordusunun bağımlı askerleri olmasınlar. Yoksa celladınızı, düşmanınız uzakta aramayın. Allah korusun, oğlumuz kafamızı kesmesin! Unutmayalım ki, bu konu artık bir Milli Güvenlik sorunudur.

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 399 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar