Mehmet GÖKTAŞ
Beyazların, en beyazların tanrıçaları ölmüştür!
Kraliçe 2. Elizabeth sadece İngiltere sınırları içinde yaşayan beyazların değil, ondan daha geniş bir yelpazeyi içine alan Birleşik Krallıklar bünyesindeki beyazların, hatta bütün bir batı dünyasının beyazlarının tanrıçası olmuştu artık.
Evet, abartmıyoruz, Batı insanı ve Batı sevdalısı bütün kesimler için o bir tanrıça oluvermişti.
Zaten eski Yunan ve Roma öncesi dâhil tarihe şöyle bir göz attığınızda Batı Dünyasının hiçbir zaman tanrıçasız kalmadığını görürsünüz.
Batı tarih boyunca Bir olan Allah’ın karşısına bu şekilde tanrıçalarla, onların çanaktan çömlekten, mermerden heykelleriyle çıkmış, peygamberlerin karşısına da filozoflarını dikmiştir.
Görünen odur ki Kraliçe Elizabeth de Batının puthanesindeki yerini alacaktır.
İşin bizi ilgilendiren cephesine gelince, Elizabeth 2 günümüz dünyasında kibri, büyüklenmeyi, insanlığa tepeden bakmayı temsil ediyordu, beyazları hem de en beyazları temsil ediyordu.
Özellikle bugün emperyalist dünya basınında yer alan onun beyaz fotoğraflarını şöyle birazcık kazıdığınızda altından mazlumların kırmızı kanlarının çıktığını görürsünüz, özellikle mazlum Müslümanların kanlarını.
Yine bu beyaz görüntünün altında kandan başka uzak doğu ve Afrika insanının alınlarının terlerini bulursunuz.
Beyazların bu tanrıçasına iyi bakınca onun aynı zamanda dünyada ve özellikle İslam Dünyasında yaşanmakta olan fesadın ve sürmekte olan siyasi kargaşaların bir numaralı faili olduğunu göreceksiniz.
Başta Filistin olmak üzere kanayan bütün yaraların arkasında İngiliz İblisliğinin olduğunu fark edeceksiniz. Siyonist terör çetesini İslam âleminin kalbine bir hançer gibi saplayan da beyaz yüzlü bu iblisten başkası değildir.
Son iki yüzyılda İslam âleminde, özellikle Osmanlı ve Arap dünyasında kansere dönüşen ne kadar problem varsa hepsini şu geberip giden kraliçelerinin yüzünde izleyebilirsiniz.
İşin ağlanacak tarafı, kraliçenin sadece batıdaki beyaz insan ve Birleşik Krallığın etki alanı içinde ve yakınındaki zavallı siyah insanın da tanrıçası haline geldiğini görmektir.
Ya bir de şu bizim ülkemizde yaşayan guya saltanat düşmanlarına, hilafet düşmanlarına bir bakar mısınız? Osmanlı hinterlandıyla bağlantı kurmayı, onlara yardım eli uzatmaya çalışanlarımızı, düne kadar birlikte yaşadığımız mazlumlarla kucaklaşmayı emperyalistlikle suçlayan zavallılara ne demeli?