Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 425., Sakarya'da 405., Konya'da 300.,

"ERGENEKONUN İSTİFA ÇAĞRILARINA, HALKTAN CEVAP."OYUMUZU ERGENEKONA YEDİRMEYİZ".
BASIN AÇIKLAMASI
İnanç Özgürlüğünün Platformunun 425.hafta basın açık alamsının konusu, ülkemizde oynanan kirli oyunlar ve "Türkiye laiktir laik kalacak", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları ile kendisini ifade eden, sabah namazında camiye giden cemaate küfreden, Ergenekon mihraklı kışkırtmalardı. Konuyla ilgili basın açıklamasını İnsan hakları Savunucuları Derneği genel başkan yardımcısı Orhangazi Ergin yaparken, konuşma, sık sık "Hazreti Muhammed'in askerleriyiz" sloganları ile kesildi ve istifa çağrısı yapan Ergenekon'a karşı, "oyumuzu Ergenekona yedirmeyiz" pankartları açıldı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 9.YIL, 425.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ KOCAELİ
TÜRKİYE İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI
Değerli halkımız ve basın mensupları. Türkiye'nin yükselmesinden, güçlenmesinden rahatsız olan dış düşmanlar, darbe silahının elinden gitmesinden rahatsız olan iç mihrakların iş birliği ile ülkemiz üzerinde oynanan kirli senaryoyu, Türkiye'yi bir Irak, bir Suriye yapma senaryolarını hep beraber izliyoruz. Halkımız kendini Mustafa Kemal'in askerleri olarak nitelendiren, bu ülkenin nüfusunun % 1'ini dahi oluşturmayan Ergenekon çetesi güdümlü marjinallerin tahriklerine günlerdir sabrediyor. Bu tahriklere sabreden halkımızı kutluyor ve sabırların devamını temenni ediyoruz. Emperyalist güçlerin geçmişte olduğu gibi bu günde, kendine Mustafa Kemal'in askerleri adını veren bu dış güdümlüleri kullanarak! Ülkemizi savaş alanına çevirmektir. Halkımıza itidal ve tahriklere kapılmama çağrısında bulunuyoruz. Türkiye burjuvazisi, beyaz Türkler, statüko aşıkları, Ergenekon piyonlarının tahriklerine kimse kapılmasın. Bunlar 75 milyon içinde çok ufak bir azınlık.
Sandıkta aldığı yenilgiyi hazmedemeyen, darbe silahı elinden giden Ergenekon, can havliyle son çırpınışlarını yapmakta, son perdeyi oynamaktadır. Kışkırttıkları bağırıyor "hükümet istifa". Kim bunlar? Kaç. Kişi? Bu ülkede krallık mı var? Beğenmiyorsan ve gücüne güveniyorsan seçim olduğu zaman istifaya davet ettiğin kişiye oyunu vermezsin.Senin oy verme özgürlüğün yok mu? Fakat sokaklara dökülüp taşkınlık yaparak, kamu mallarını, halkın araçlarını tahrip edip, dükkânlarını yağmalayarak 75 milyona faşizan bir şekilde boyun eğdirme sevdalıları hiç heveslenmesinler.
Bu halk susuyorsa ülkesini sevdiği içindir. Türkiye`de her türlü örgütlenme serbest, basın ve yayın özgürlüğünün en geniş anlamda, demokratik araçların tümünün açık olduğu bir ülkede masum demokratik tepki adı altında, halkın seçtiği insanların, antidemokratik bir şekilde istifasını istemek, masum bir hak arama talebi değildir. Bu senaryoların başarıya ulaştığı 27 Mayıs günleri çok geride kaldı, artık uykudan uyanın.
Ergenekon ve 28 Şubat davalarının sonuna yaklaşılan bir zaman diliminde, gaye gözdağı vermektir. İş makineleri, TV araçları, belediye otobüsleri ve sivil vatandaşlara ait araçların yakılması, çevrede bulunan kamuya ve özel şahıslara ait konut ve iş yerlerinin cam ve çerçevelerinin kırılmasıyla demokratik hak aranır mı? Ergenekon maşaları, hepimizin vergileri ile alınan kamu malına, özel araçlara, halkın dükkânlarına zarar verirken, can siperane bir şekilde halkın can güvenliğini sağlayan emniyet güçlerine, halk adına teşekkürlerimizi sunuyor, bu zorbaların yaraladığı görevlilere geçmiş olsun diyor, Adana'da bu şehir eşkıyalarının, halkın malına zarar vermesini önlemeye çalışırken, hayatını kaybeden Mustafa Sarı'ya Allahtan rahmet diliyoruz.
Hükümeti de bu zorbalar karşısında dik durmaya çağırıyoruz. Cumhurbaşkanımız mesajın alındığından bahsediyor. Sayın Cumhurbaşkanı, bu ülkenin halkı başörtüsüne özgürlük için 12 milyon imza topladı da mesaj alamadınız, çapulcular ortalığı yakıp döktüğü zaman mı siz mesaj alıyorsunuz. Özgürlüklere kavuşmanın tek yolu, bu çapulcular gibi ortalığı yakıp yıkmaktır' mı demek istiyorsunuz. Sizler tarafından mesajlar ancak böyle alınsa da bizler halkız ve ülkemizi seven insanlarız. Şiddet kullanmadığımız için, bizlerin mesajını almasanız da, biz asla yasa dışı yollara başvurmayacak, kimseye zarar vermeyeceğiz. Fakat sizleri özgürlüklerden bahsettiğiniz bu günlerde, bu halkında başörtüsüne özgürlük mesajını almaya davet ediyoruz.
Meydanlarda özgürlük taleplerinde bulunanlara da davette bulunuyoruz. Gelin hep beraber özgürlük talebinde bulunalım, hangi özgürlüğünüz yok, bilmiyor ve çok merak ediyoruz! ama lütfen özgürlük talebelerine bizim de özgürlük taleplerimizi de ekleyin. Bu ülkenin Müslüman halkı, ilköğretimden, üniversiteye, kamuya kadar her alanda başörtüsüne özgürlüğüne yasal güvence istiyor.
Bu ülkenin halkı, ilköğretimden hayatın her alnına kadar, CHP'nin 6 oku, Mustafa Kemal'in ilke ve inkılâpları ile yaşamak istemiyor !. Bu ülkede Kemalizm dayatması olmadan özgür bir yaşam, bizlerin de hakkı. Bizler de Kemalizm'in hayatın hiçbir alanında dayatılmadığı, Kemalist inancın sevenleri ile arasında bir sevgi bağı olduğu, Kemalizm'den arındırılmış özgür bir Türkiye istiyoruz. Özgürlük taleplerine bizlerinde özgürlük taleplerini ekleyin.
Olaylar sırasında halka haber ulaştırmak için görevini yapan basın emekçilerine yapılan Kemalist saldırıları şiddetle kınıyoruz. Haber alma hakkı, insani bir haktır. Masum, demokratik eylem görüntüsü altında, alkol alıp ortalığı dağıtan, vatandaşların dükkânlarını yağmalayan, zorbaların haberini yapıyor diye, basın emekçilerinin darp edilmesi insan hakkı ihlalidir. Anlaşılan o ki "hükümet istifa " sloganları atan bunlar sonrasında yönetime talip. Basın emekçilerine ve halka yaptıkları saldırılardan da, nasıl bir düzen özlemi içinde oldukları çok kolay gözlemlenebiliyor. Ergenekon bir gün olurda iktidara gelirse, statüko karşıtları, İstiklal mahkemelerinde olduğu gibi Kemalizm'in geçmişinde olduğu gibi, on binleri ipte sallandırarak, soykırım yaparak, ülkeyi açık bir infaz haneye çevirecektir. Basın emekçilerine ve halka yaptıkları saldırı bunun en güzel örneğidir. Ergenekoncuların saldırısıyla yaralanan basın emekçilerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Vatandaşın malını tahrip eden, kamu mallarına zarar veren, yasa dışı bir şekilde halkın polisine saldıran marjinal eylemcilere hukuki destek verirken, halkı unutan Kocaeli Barosu'nu da bu tutumundan dolayı kınıyoruz. Sayın baro ve üye avukatları, halkın malına zarar veren zorbalar kadar, malı zarar görmüş esnafında hukuki yardıma ihtiyacı yok mu?. Hiç TV seyretmiyor musunuz?, bu zorbaların, alkol alıp, halkın dükkanlarının cam çerçevesini indirdiğini, dükkanlarını yağmaladığını görmüyor musunuz?. Halkın araçlarına sprey boyayla yazı yazarak, camlarını kırarak nasıl zarar verdiğini görmüyor musunuz?. Bu halkın da hukuki yardıma ihtiyacı var, sizler baro olarak halkın % 1'ni dahi teşkil etmeyen bu marjinallere destek verirken, ekmeğini yediğiniz Kocaeli halkının % 99 nasıl unutursunuz?. Sizleri Kocaeli halkından, bu hatanızdan dolayı özür dilemeye ve adliye önünde tekrar yapılacak bir açıklamayla, bu saldırganların zarar verdiği halkın da davalarına, bu saldırganlar gibi destek vereceğinizi açıklamaya davet ediyoruz. Hiç kimsenin, Avukatlar sadece saldırganların yanında, fakat zarar gören halkın yanında değilmiş gibi yanlış anlaşılmalara mahal verecek, yaklaşımlarla avukatlık mesleğinin kariyerini halkın gözünden düşürecek eylemler içinde olmaya hakkı yok. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

Sakarya'da 405. hafta adalet ve özgürlükler eylemi
Sakarya Adalet Girişimi 405. hafta eyleminde insanlara yapılan zulmün, gasbın, haksızlığın, despotluğun, sömürünün, ezmenin, yok saymanın, ötekileştirmenin ve bilumum insanlık dışı anlayış ve muamelelerin karşısında sessiz kalmayacaklarını belirtti
Sakarya Adalet Girişimi adına Ribat Eğitim Vakfı Sakarya Şubesi'nden Sâhir Akça'nın yaptığı 405. hafta basın açıklamasında "Bugün günlerden isyan" denilerek "İnsanlara yapılan zulmün, gasbın, haksızlığın, despotluğun, sömürünün, ezmenin, yok saymanın, ötekileştirmenin ve bilumum insanlık dışı anlayış ve muamelelerin topuna birden isyan! İnsanların inanma, inandığını öğrenme, yaşama, anlatma ve neşretme gibi tabii haklarının önüne konulan tüm insanlık dışı muamelelere isyan!" denildi. Akça, açıklamasında Gezi Parkı süreciyle birlikte bazı kesimlerin fırsatçılık yapması da eleştirirerek "Ülke yine olağanüstü duruma sürüklenmek istenmektedir. Ülkemizin azgın azınlığı bu yolla, normal şartlarda elde edemediklerini, yanlarına düne kadar kendilerine karşı geldiklerini, düşmanı olduklarını belirtenleri de alarak oligarşiye teslim olarak, onlara yağcılık ve kulluk yaparak elde etmek sevdasındalar." değerlendirmesi yaptı.
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ (SAGİR)
405. BASIN AÇIKLAMASI

Bu gün günlerden İSYAN! İnsanlara yapılan zulmün, gasbın, haksızlığın, despotluğun, sömürünün, ezmenin, yok saymanın, ötekileştirmenin ve bilumum insanlık dışı anlayış ve muamelelerin topuna birden İSYAN!
Bu gün günlerden İSYAN! İnsanların inanma, inandığını öğrenme, yaşama, anlatma ve neşretme gibi tabii haklarının önüne konulan tüm insanlık dışı muamelelere İSYAN!
Bu gün günlerden İSYAN! Onlarca yıldır her türlü haklarının gasbedildiği, taleplerinin yok sayıldığı, görmezden gelindiği sessiz çoğunluğa çok görülen özrün ve haklarının iadesinin, memleketi bir baştan bir başa yakıp yıkan, insanların ölmesine sebep olan Anarşizm taraftarlarına gösterilmesine İSYAN!
Evet, bu cümleden olmak üzere, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan, Sayın Bülent Arınç'tan ve Sayın Hükümet'ten hiç zaman kaybetmeden hemen şimdi bir özür beklemek, gasbedilen haklarımızın iade edilmesini beklemek bizim de çok geç kalmış bir hakkımız olsa gerek.
Ülke yine olağanüstü duruma sürüklenmek istenmektedir. Ülkemizin azgın azınlığı bu yolla, normal şartlarda elde edemediklerini, yanlarına düne kadar kendilerine karşı geldiklerini, düşmanı olduklarını belirtenleri de alarak oligarşiye teslim olarak, onlara yağcılık ve kulluk yaparak elde etmek sevdasındalar. Her zaman olduğu gibi bunda da Müslümanların bir dahli, bir suçu olmasa gerek. Onlar yine sabretmeye, seyretmeye ve kaybetmeye mahkummuş gibi sâkin sâkin, uslu uslu beklemek durumundadırlar. Çünkü onların memleket işlerinde, yönetiminde ve kazançlarında ne hakları olabilir ki? Çünkü o azgın azınlıkça ve yönetime seçtiklerince olmamalıdır da!
O azgın azınlık yıllardır yedi, soydu, semirdi, tepindi, ancak yetmedi. Hep daha fazlası, hep daha fazlası diye histeri krizlerine girdi. Korkusu hep bir gün bu gasbettiğim haksız kazançlarım elimden giderse olmuştur. Son zamanlarda biraz mevzi kaybetmesi onun bu korkusunu çıldırma noktasına getirdi ve memleketin baştan başa yanması umurunda bile olmadan her çılgınlığı ve alçaklığı yapabilir hâle getirdi. Ancak bu, İnşâallah onun kini ve insanlık dışı alçak histerileriyle gebermesine sebep olur. Böylece hem kendileri kendilerinden hem de bizler onların o sefil tıynetlerinden kurtulmuş oluruz ve memlekette rahat bir nefes alır.
Suriye konusuna da değinecek olursak, maalesef hangi İslâm Beldesinde, Müslümanlar yaşadığı hangi topraklarda rahatlar ki? Hemen hemen hiçbir ülkede Müslümanlar ne inançlarının gereğini yapabiliyorlar ne de inandıklarını yaşayabiliyorlar. Bir de nasıl inanmaları gerektiği dayatılmaktadır zâlimlerce, müstekbirlerce, kendilerini İlâh yerine koyanlarca.
Buradan Suriye meselesine tekrar dönecek olursak, orada da maalesef Müslümanlara inanç-larının gereğini yaşamanın uzun yıllar yasak edilmesinden dolayı gelişen hadiseler bugün bir katliam, bir soy kırıma dönüşmüş durumdadır. Uzun yıllar Suriye Tağutları, Firavunları, Nemrutları oranın asli sâhipleri olan Müslüman kardeşlerimize ülkelerini dar etmekteler, yaşanmaz hâle getirmektedirler. Dünya Müslümanları da Suriye imtihanında hiç de iyi bir durumda gözükmemektedir. Bir taraf zulmün bitmesi için yöneticilerin gitmesini isterken, maalesef bir tarafta o zâlim ve kan içicilerin kalmasını istemektedirler. Bu durumda orta bir yol bulunamamakta ve katliamlar ve memleketin baştan başa harap olması devam etmektedir.
Evet, bu gün günlerden İSYAN! Suriye'de haklı ve haktan yana olduğunu söyleyip de, değil kanın, katliamın, talan ve yıkımın durması–durdurulması, tam tersi İslâm düşmanı dünya müstekbirleri, emperyalistleri ve Siyonistlerini sevindirici pozisyon almış vaziyette gözüken tüm tarafların yanlışlarına, inatlarına ve kendilerinden başka haklı ve doğru yolda olan olmadığını zannedenlere İSYAN!
Sakarya Adâlet Girişimi

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 300. HAFTABASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla:

Subhandır o Allahki kulunu ayetlerini göstermek için mescidi haramdan çevresini mubarek kıldığımız mescidi aksaya yürütendir.şüphesiz o işiten bilendir. İsra suresi 1.ayet

SENİ UNUTURSAM EY KUDÜS SAĞ ELİM HÜNERİNİ YİTİRSİN

Haçlı savaşlarının onlarcasının sebebi kudüsün Müslümanların elinden alınması isteği ileydi. Allahın resulu hz İsa nın davetinin kudüste yayılması onu hıristiyanlar için bir kutsal mekan haline getirmişti. O yurdu elde edebilmek için nice savaşlar tertipleyip nice kanlar döktüler. Sonunda bu toprakları işgale muvafık oldular. Kudüsü kan ve zulum kentine dönüştürdüler. Şerefli İslam komutanı Selahaddin eyyubi bu toprakları yeniden İslam toprağı kılınca kin ve nefretleri artan hristiyan dünyası yüzyıllar süren haçlı savaşlarını değişik adlar altında sürekli tezgahladılar. 1 dünya savaşında sonra İslam orduları yenilince kudüsü işgal eden ingiliz general allenby haçlı savaşları bugün sona erdi diyerek içlerindeki gizledikleri kini dökerek söze dökmüş oldu.

Muharref Yahudiliğin en sapkın anlayışlarından olan Siyonizm dünya emperyalizminin bir ön maşası olarak iş görünce emperyalist dünya Siyonist rüyayı kendi kontrollerinde gerçek kılmak istedi. İki nehrin arasını Yahudiler için vaat edilmiş topraklar olarak algılayan Siyonist sapkınlık bunu gerçekleştirmek için her yola baş vurmayı kendine bir itikat haline getirdi. İngilizlerin şark politikası olarak adlandırdıkları büyük projede böylelikle Siyonist Yahudilerde yer bulmuş oldu.

İngilizlerin kutsal topraklardan çekilmeleri ile birlikte yerlerine Yahudileri yerleştirdiler. Onları terör çetelerini örgütleyip bu terör çetelerinden bir terör devleti oluşturdular. O felaket gününden bu yana Kudüs ve çevresi bir işgal ve zulüm altındadır.

Müslümanların yenilmişliği yeni savaşlara hazır olamayışları cahiliyet belası siyasal ve kültürel geri kalmışlık akidevi ve ameli bozulmalar kutsal toprakların Siyonist ve haçlı işbirliği ile işgalinin önemli sebeplerinden oldu . Müslümanlar bu işgale karşı ciddi bir direniş gösteremediler. İzzettin el kassam ve benzeri mücahit ulemanın gayret ve çabaları da işgali engellemeye topraklarımızı kurtarmaya yeterli olmadı

Milliyetçi ve batıcı çözüm yolları üzerine oluşturulan haretketlerde Müslümanların dertlerine deva olacak başarılar elde edemedi. Çünkü Kudüs sıradan bir toprak parçası veya bir ulusal kimliğin üzerine inşa edileceği bir yurt değildir. Kudüs bir coğrafya ile bir kavimle bir siyasal algı ile ifade edilemez.

Seksenli yıllarda yeniden boy göstermeye başlayan İslami direniş Kudüs ve Filistin'de Müslümanlara umut veren çalışmalar üretti. Başta İslami cihad ve Hamas gibi direniş hareketleri Müslümanlar için bir umut oldu. Bu gün İslami direniş kudüsün özgürlüğü için yola çıkmıştır ve Kudüs özgür oluncaya kadar bu yoldan dönmeyecektir.

Bizler kudüsün kurtuluşunu bir akide meselesi olarak gördüğümüz için kudüsü namazımızdan orucumuzdan ayrı telakki etmiyoruz. Kudüsün kurtuluşu için çalışmayı en seçkin Salih amellerimizden sayıyoruz.

Kudüs kudüsü öncelemeyen hiçbir anlayışı ve mücadeleyi İslami mücadele olarak nitelendirmiyoruz. Kudüs'ün ümmet bilincini bir arada tutacak en canlı ve en mühim değer olduğuna inanmaktayız. İslam ümmeti bütün ihtilaflarını bir yana bırakarak Kudüs'ün kurtuluşu hususunda ittifak etmeli Kudüs'e yürüyen yolda kardeşler olarak yürümelidirler.

Her uykusunda Kudüs rüyası görenler her uyanışında Kudüs hülyası ile uyananlar her hüznünde kudüsü hatırlayanlar her sevincinde Kudüs için umutlananlar her duasında kudüsü ananlar ya şanla şerefle kudüse girecekler yada bu yolda varlıklarını feda edeceklerdir. Selam Kudüs davasının yiğit erlerine"

Tarihin bir ibret levhası olduğü sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 301. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allaha emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 29 RECEB1434 08/ 06 / 2013