Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 363., Kocaeli 406., Konya'da 280.,

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN
19 OCAK 2013 TARİHLİ 363. BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları, kıymetli dostlarımız. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu'nun düzenlediği basın açıklamasına hoş geldiniz.
Afrika'nın yaklaşık 20 ülkesini sörmürgeleştiren Fransa, 14 milyon nüfuslu ve halkının yüzde 95'i Müslüman olan Mali'ye; güya Araud, Mali ve Batı Afrika'nın istikrarının tehlikede olduğu bahanesiyle askeri müdahalede bulunmuştur. Asıl amacı altın, uranyum, fosfat, kaolin, kireç taşı, tuz, hidro enerji, petrol ve doğalgaz yataklarını sömürmektir. Fransanın askeri müdahalesine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oy birliği ile destek vermiştir. Bunun yanı sıra Belçika, İngiltere, Kanada, Almanya ve ABD uçak, helikopter, asker ve lojistik destek vereceklerini açıklamışlardır. Bundan cesaret alan Fransa'nın Mali'nin birçok şehirlerini yoğun bir hava saldırısı ile bombalamaya başladığı, ölü sayısının 100'ün üzerinde, ülkeyi terk edip başka ülkelere sığınanların sayısının ise 145 bin olduğu bildirilmektedir. Sivillerin de katledildiği bu vahşete İslâm Birliği Teşkilatı acilen toplanarak bir çözüm üretmeli, Türk hükümeti de Mali'ye askeri müdahalenin karşısında olduğunu net bir dille ifade ederek tavrını belirlemelidir. Bu anlamda tüm sivil toplum kuruluşlarını insanların katledildiği, ülkelerin sömürülmeye kalkışıldığı, insan hak ve hukuklarının ihlal edildiği durumlarda ses getiren ve çözüm üreten ciddi çalışmalar yapmaya davet ediyoruz.
Yine bu anlamda, hemen yanı başımızda kendi halkını kurşunlayan, üzerlerine misket bombası, parça tesirli bomba ve vakum bombası yağdırarak katleden Beşşar Esed ve ordusunu, buradan tekrar lanetliyoruz. Eset yönetimine karşı Mart 2011'de başlayan ayaklanmada şimdiye kadar 60 binden fazla insan ölmüş, 600 binden fazla insan ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Bunların, 230 bin kadarı Türkiye'ye iltica etmiştir. Yine Sivil Toplum Kuruluşları'nın, şu soğuk kış günlerinde yaşlı-genç, kadın-erkek, çoluk-çocuk aç-bîilaç mağdur durumda olan bu insanlara yiyecek, giyecek, yakacak vs" yardımları ulaştırmaları konusunda gereken çalışmalarını daha bir hızlandırarak yapmalarını istirham ediyor, bu yönde gayretli çalışmalarını duyduğumuz kuruluşlara da teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Bilindiği gibi, İncirlik Üssü'ndeki ABD 39. Wing Komutanlığı bünyesinde görev yapan ABD'li askerler yılbaşı gecesi üs içerisinde bulunan caminin camını çerçevesini kırıp, minberi yıkmış ve orada bulunan Kur'an-ı Kerim'i yakarak bir alçaklığa daha imza atmışlardır. "Bir alçaklığa daha" diyoruz; çünkü bu yapılan ilk olay değildi. Daha önceleri de Afganistan'daki Bagram Üssünde, Kâbil'in Deh Hodaidat köyünde Kur'an-ı Kerim yakmışlardı. Yine 2011 yılında Rahip Terry Jones "Kur'an-ı Yargılama Ayini" düzenleyerek Kur'an-ı Kerim'i yaktırmıştı. Yine ABD'li askerler 18 Mayıs 2008'de Irak'ta, Kur'an-ı Kerim'i hedef tahtası yaparak kurşun yağmuruna tutmuş, sayfalarını delik deşik etmişlerdi.
Evet, İncirlik Üssü'nde irtikap edilen bu alçakça saldırının faillerinin bir an önce cezalandırılmaları ve bu üssün kaldırılması konusunda ciddi adımların atılması gerektiğini bir daha yetkililerin ve kamu oyunun dikkatlerine arz ediyoruz.
Bugünlerde kılık kıyafet serbestisi için bir çok Sivil Toplum Kuruluşları bir takım faaliyetler yapmaktadır. Bunları hem tebrik ediyor, hem de destekliyoruz. Ancak, bu faaliyetlerde göz ardı edilmemesi gereken husus; gerek eğitim hakkı, gerekse çalışma hakkının kılık kıyafet bahane edilerek engellenemeyeceği konusunun mutlaka Anayasal güvence altına alınması gerektiğidir. Keyfi uygulamaların önüne ancak böyle geçilebileceği asla unutulmamalı ve haklar bu yönde aranmalıdır.
Son olarak; basın özgürlüğüne ve haber alma hakkını önlemeye yönelik, Yeni Akit Gazetesi'nin Bağcılar'da bulunan matbaasına gerçekleştirilen bombalı saldırıyı kınadığımızı bildirir, Akit Gazetesi'ne geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

MEMURSEN'İN 10 MİLYON İMZA KAMPANYASINA TÜM SET'LAR DESTEK VERMELİDİR.406.HAFTA
Bu mail adresi Kocaeli deki etkinliklerin haberini vermektedir. Sizin medya mensubu, köşe yazarı, STK temsilcisi olduğunuz düşünülerek adresinize bilgilendirme amaçlı mail gönderilmektedir. Bu mail size rahatsızlık veriyorsa, 
SİZDEN MAİL ALMAK İSTEMİYORUM,    notunu mailin  başlığa ekleyip ,
 bu  adresine iletin, mail listemizden çıkartılacaksınız.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 406.hafta absın açıklamasının konusu Memur-Sen'in başörtünse özgürlük için Türkiye çapında düzenlemiş olduğu 10 Milyon imza kampanyasına destekti. Kocaeli Kartepe İnsan hakları derneği adına açıklama yapan başkan Ali Akbaş, bu kampanyada Memur-Sen'in yanındayız ve tüm STK'larda Memur-Sen'i yalnız bırakmayarak,  kamuda ve her alanda başörtüsünün özgür olması için canla başla çalışmalıdır" dedi. Açıklamaya katılan STK mensupları da "10 Milyon imza kampanyasını destekliyoruz" pankartları tuttu.


KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 9. YIL 406. HAFTA
BAŞÖRTÜSÜNE HER ALANDA ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE MEYDANINDAYIZ
((((((((((((((( EMİRDER )))))))))))))))
TÜRKİYE İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI                                                                                                                                                            
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ'nin resmi basın açıklamasıdır.                                  
İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI  KOCAELİ------TÜRKİYE
( EMİRDER BAŞKANI: ALİ AKBAŞ ) [email protected]  CEP: 0535 234 44 79

İnsan hak ve özgürlükleri olmadan insani yaşam asla olmaz, Anadolu toprakları Müslümanların anavatanıdır, bu vatanda âlemlerin rabbi olan ALLAH'ın bir emri olan başörtüsü mücadelesini, kesin sonuç alana kadar sürdürmeye yemin ettik.

Başörtüsü ve tesettür mücadelesi, 90 yıldır ülkemizde devam etmektedir, bizler KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ  olarak, başörtüsü mücadelesinden asla taviz vermeyeceğiz, son çıkarılan genelge ile okullarda başörtüsü yasağı devam etmektedir, buradan bütün yasakçılara sesleniyorum, sizler istemeseniz'de bu çağdışı yasak bir gün muhakkak kaldırılacak ve insanlarımız özgürce yaşamaya devam edeceklerdir.

Bizler insan hakları aktivistleri olarak, Memur'sen'in başlatmış olduğu başörtüsüne özgürlük kampanyasını desteklemekteyiz, fakat başörtüsü meselesi sadece Memur'sen, in davası değildir, bu dava insan'i ve islam'i düşünen bütün STK' ların ve Müslümanların ana meselesidir, bizler kendilerine Müslümanım diyen ve kimliklerinin din hanesinde İSLAM yazan kardeşlerimizi, ait oldukları dinlerinin, emirlerinin hâkim olması için her Cuma günü Cuma namazı çıkışında saat 13.00'de, İzmit özgürlük meydanına davet ediyoruz, ALLAH'a verdikleri sözleri tutmalarını istiyoruz.
 
Ey Müslümanlar, ey dinlerinde samimi olduğunu iddia edenler sizlere KUR'AN' dan bir ayetle açıklık getiriyorum, bakın evren'in sahibi şanı yüce olan ALLAH bir ayette sizlere şöyle seslenmektedir.

( KUR'AN' nı KERİM 8. SURE / ENFAL SURESİ AYET 39 )
"Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence ve fitne ortadan kalkıncaya, sadece Allah'ın dini ve düzeni, medenî kurallar, İslâm, toplumda Allah adına varlığını ve hâkimiyetini tamamen sağlayıncaya kadar onlarla savaşın. İnkâra, işkence ve zulme son verirlerse, bilsinler ki, Allah onların işledikleri amelleri biliyor, görüyor, davranışlarını mükâfatlandıracak"

90 yıldır Müslümanlara yapılan baskı, zulüm ve dayatmalar artık son bulmalı, devlet Anadolu Müslümanlarına, sömürgeci, Amerikancı ve Avrupacı, zalim bir yönetim şekli olan, putperest rejim Kemalist, Atatürkçü ve CHP zihniyetini zorla Müslümanlara dayatmaktan vazgeçmelidir, bu ülkede Yahudiler, Hıristiyanlar, ataistler, dinsizler, teşhirciler, sarhoşlar, kumarbazlar, zinacılar, velhasıl bütün İslam karşıtları özgür olarak yaşamaktadırlar, fakat bu ülkenin ve toprakların gerçek sahipleri olan Müslümanlar bu saydığım zalimler tarafından baskı altında tutularak, en doğal olan hak ve özgürlükleri ellerinden alınmış baskı altında yaşam mücadelesi vermektedirler.

Başörtüsü ve tesettür kullanmayan Müslümanların, devlete ait kurumlarda serbestçe çalışma imkânı bulabiliyorlarsa, ilköğretim, lise, üniversite gibi okullarda serbestçe okuyabiliyorlarsa, aynı haklar ve özgürlükler tesettür ve başörtüsünü kendine şiar edinmiş Müslüman hanımefendiler içinde geçerli olmalıdır.

Türkiye'li Müslümanları İSLAM davasına sahip çıkmaya çağırıyoruz, bir kenara çekilip bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışını terk etmelerini ve en doğal hakları olan başörtülü ve tesettürlü olarak okuma ve devlet dairelerinde çalışma haklarını elde etmeleri için bütün Müslümanları mücadeleye davet ediyoruz, eğer sizler haklarınızı hukuki yollardan, aklınız ve bileğinizin gücü ile almazsanız, hiç kimse ve hiç bir iktidar size hak ve özgürlüklerinizi altın tepside sunmayacaktır, Ey Müslümanlar eğer sizler yapmanız gerekli olanları yapmadığınız sürece evlatlarımız ağlamaya devam edeceklerdir, evlatlarınız yarın sizlerden hesap sorduklarında onlara hangi yüzle cevap vereceksiniz, aciz kadınlar gibi evde oturduk'mu diyeceksiniz, UTANIN, UTANIN, UTANIN.

Ey Müslümanlar yattığınız yeter artık, neden kadınlar gibi evlerinizde oturuyorsunuz, ALLAH sizleri, kadınlar gibi evlerinizde oturmanız veya boş işlerle uğraşmanız içinmi yarattı, neden haklarınızı aramanız için meydanlara inmiyorsunuz, hukuki yolları kullanarak bütün haklarınızı elde edebilirsiniz, Ey Müslümanlar oturan boğalar olmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz, hiçmi ALLAH'tan korkmazsınız.

Sakın aklınızdan çıkarmayın, eğer Müslümanım dediğiniz halde, hakkınızı almak için mücadele etmiyorsanız, zayıf düşmüş insanlar gibi ağlamak zorunda kalabilirsiniz, böyle bir durumda kaldığınız zaman hiç kimseden yardım istemeye hakkınız yoktur, oturanların ve yatanların zulme maruz kalmaları kaçınılmaz bir gerçektir.      

Türkiye'de her alanda başörtüsü ve tesettüre özgürlük 1 numaralı gündem maddemizdir, yüce rabbimizin biz Müslümanlara verdiği doğal haklarımızı talep etmekten asla çekinmeden hareket edeceğimizi Türkiye'nin 1 numaralı ve en büyük özgürlük meydanından sesimizi yükseltiyoruz, sizler Müslümanların haklarını vermemekte direnmeye devam ettiğiniz sürece, bizlerde en doğal haklarımızı alana kadar direnmeye devam edeceğiz.


BİLİNİZ'Kİ, ALLAH'IN LANETİ ZALİMLERİN ÜZERİNEDİR. ( Hud suresi ayet 18 )
HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLMEYİNİZ; ÇÜNKÜ HAKKINIZLA BERABER ŞEREFİNİZİDE KAYBEDERSİNİZ
( HZ. ALİ
ALLAH BİZİMLE BERABERDİR
)))))))))))))))(((((((((( EMİR-DER ))))))))))(((((((((((((((
(((((((((((((((((((((((((((( TÜRKİYE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI ))))))))))))))))))))))))))))))))))))
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ

Konya'da 280. Eylem

Konya inanç özgürlükleri platformu bu hafta basın açıklamasında Fransa tarafından işgal edilen Mali hakkında bir dizi açıklamalarda bulundu.platform adına açıklamayı İbrahim Şahin yaptı.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 280. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla, "Hiçbir zaman bize Allah'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz. O bizim mevlamızdır. Müminler yalnızca Allah'a tevekkül etsinler."Siz bizde iki güzelliğin (Zafer veya şehitliğin) birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz. beraber gözetmekteyiz." (Tevbe Sûresi 51-52 Âyet.) Sevgili dostlar değerli basın mensupları; Temel ile arkadaşı İdris sinemaya gitmek için yola çıkarlar. Yolda giderken Temel İdris'e bu filmi seyrettiğini ve çok beğendiğini anlatır. Film başlayınca filmin at yarışı sahnesinde Temel ile İdris bahse girerler. Yarışın sonunda Temel'in desteklediği at kaybeder. Bunun üzerine İdris:"Temel sen bu filmi seyretmiştin kaybeden ata niye oynadın" deyince Temel'de:"Ben süprize oynadım uşağum." demiş. Dünya siyaset arenası hergün büyük yarışlara sahne olurken dünyanın büyük bir çoğunluğu daha önce onlarca defa seyrettiği bu filimde süprize oynamaya devam etmektedir. Sürpriz sonuçlar çıkacağını hesap edip büyük vurgun vurma çabasına girmektedir. Bu filmin kaç defa sahnelenip onun ne kadar seyredildiğinin de neredeyse hiçbir önemi yoktur. Sürpriz sonuçlar bekleme hastalığı aynı filmi tekrar tekrar seyredip aynı yanlışı yapma sonuçları doğurmaktadır. Sömürgeci batı medeniyeti(!) kendi varlığını üzerine kurduğu sömürgeden ve bu sömürge alanlarındaki çıkarlarından vazgeçmeyecektir. Filmin adı değişsede sahne ve dekor farklılıklarına rağmen oyun hep aynı olacaktır. Evvel ki gün oyunun adı medeniyet(!), kültür götürmek, insanca yaşama şartları oluşturmak iken; dün eşitlik, adalet, insan hakları ve özgrülük oluvermişti. Bugün ise yaşama haklarını savunma, terörizimle mücadele etme, insanlığın ortak kazanımlarını müdafa etme adını aldı. Hangi ad altında olur ise olsun emperyalist batı müslümanların ve diğer halkların topraklarını işgal edip onları sömürmekten vazgeçmedi. Asya'da, Ortadoğu'da kan ve zulüm üzerine inşa edilen terörizme karşı mücadele(!) şimdi Afrika'da verilmekte. Bu bahane ile eski sömürge ülkelerindeki etki savaşı daha da büyük bir önem kazanmaktadır. Cezayir ve Mali operasyonları gelinen bu noktayı bu şekilde resmetmektedir. Müslüman kamuoyu hala bu filimden sürpriz bir sonucun çıkmasını beklemekte, işgalci zihin dünyasından adalet ummaktadır. Kurttan kuzu doğması hayalleri görmektedir. Hala sürprize oynamaya devam etmekte emperyalist güçlerin sözde sloganlarının gerçek olabilme ihtimalini ciddiye almaktadır. Oysa bu film her oynadığı sinemada aynı son ile bitmiş, filmin tekrarında, özetinde, yeni versiyonları ve oyuncu değişikliğinde, teknolojik imkan ile üretilmiş versiyonlarında da hiçbir farkın olmadığı her defasında gözlemlenmiştir. Fakat müslümanlar ve dünya kamuoyu "Temelci Yaklaşımlar" dan vazgeçmeyip zalime bu sefer sana bu oyunu oynatmayacağız deme erdemini gösterememektedir. Mali ve Cezayir olayları emperyalistelerin etki alanları bölüşümünün tabii bir sonucudur. Afganistan, Irak ve benzeri işgal alanlarında figüran konumunda kalan Fransa'ya bu yeni filimde başrol verilmiştir. Mali olaylarını Irak'ın, Afganistan'ın ve Somali'nin işgallerinden Kudüs'ün işgal edilip Mescid-i Aksa'nın işgal edilmesinden bağımsız bir şekilde değerlendirmek bir safdillilik olacaktır. Bu yeni bir durum değildir. Öne sürülen herbir gerekçe de hakiki ve makul gerekçeler olamayacak kadar basit ve ilkeldir. İslam ümmetini bu filimlerde sürpriz sonuçlar bekleme ahmaklığından, filmi tekraren seyretme gafletinden, oyunu anlamaya ve bu oyuna dur demeye, bu oyunun yerine tarih sahnesine çıkıp hak ve hakikatin başrolü olmaya davet ediyoruz. Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 281. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz. KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 7 REBÎ'UL-EVVEL 1434 19 / 01 / 2013