Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 400., Ankara'da 357., Konya'da 274.,

400.HAFTA BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Kocaeli İnanç özgürlüğü platformu 8 Aralık 2012 Cumartesi günü saat 12.30'da yaptığı basın açıklamasıyla 400 haftayı geride bıraktı. Basın açıklamasını Kartepe İnsan Hakları Derneği başkanı Ali Akbaş yaptı. Aynı zamanda 8 seneden beri başörtülü insanların uğradıkları haksızlıklar gündeme taşınmasına rağmen bu konuda hiçbir ilerleme sağlanmay
ışına tepki olarak, "400 haftadan beri başörtüsüne özgürlük için bu meydandayız, sesimizi duyan var mı?" pankartı açıldı. Bu eylem İslami camiada bu güne kadar sürdürülmüş en uzun soluklu eylem.
BASIN AÇIKLAMSININ TAM METNİ:
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 8.YIL, 400.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
ALLAH BİZİMLE BERABERDİR
(((((((((((( EMİR-DER ))))))))))))
TÜRKİYE İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ'nin resmi basın açıklamasıdır.
İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI ( KOCAELİ- TÜRKİYE ) 08 / ARALIK / 2012 cumartesi saat ( 12,30 )
Bu ülkede 90 yıldır ülkeyi idare eden zihniyetin gasp ettiği başörtü özgürlüğünü geri almak, hayatın her alanında ilkokulda, lisede, devlet dairesinde, Millet Meclisinde, her ortamda başörtüsünün özgür olması için 400 haftadan beri, Kocaeli'nde bu meydanda mücadelemizi sürdürdük. Bu haftaki başörtüsüne özgürlük açıklamamızla, yaz, kış, kar, sıcak, soğuk, yağmur demeden, 8 yıl 400 haftayı geride bıraktık. Başörtü zulmüne uğramış mazlum insanların hakları alınana kadarda, şiddete baş vurmadan, kimseye zarar vermeden, fakat uğradığımız haksızlığı dile getirmekten geri kalmadan, hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz.
Türkiye'de her alanda başörtüsü ve tesettür 1 numaralı gündem maddemizdir, yüce rabbimizin biz Müslümanlara verdiği doğal haklarımızı talep etmekten asla çekinmeden hareket edeceğimizi Türkiye'nin özgürlük meydanından keyif ehli yöneticilere sesleniyoruz, sizler Müslümanların haklarını vermemekte direnmeye devam ettiğiniz sürece bizlerde haklarımızı alana kadar direnmeyi sürdüreceğiz.
Türkiye'de iktidara gelmek için çaba sarf eden bütün partiler, seçmenlerine iktidara geldiklerinde başörtüsü ve tesettür sorununu çözeceklerini ve Müslümanlara en doğal haklarını iade edeceklerine dair sözler vermişlerdir, fakat ne yazık'ki iktidara geldiklerinde ilk önce Müslümanların haklarını unutmuşlar ve sözlerini tutmamışlardır.
Fakat Türkiye'yi idare edenler şunu asla unutmasınlar, bütün âlemi yoktan var eden, şanı yüce olan ALLAH'ın emirlerine karşı, kayıtsız kalan bütün partiler ve yöneticileri, tarih sahnesinden silinmişler ve isimleri bile unutulmuştur, ahirette ise onları acıklı bir cehennem azabı beklemektedir, her alanda başörtüsü ve tesettür özgürlüğü biz Müslümanların olmazsa olmazıdır, şunu sakın unutmayın ALLAH'ın bir emri olan başörtüsüne duyarsız ve isteksiz davranan bütün partiler ve yöneticileri tarihin çöplüğüne atılmaya mahkumdurlar, başörtüsü kendisine karşı gelen bütün karşıtlarından intikamını çok şiddetli almaktadır haberiniz olsun.
Milli Eğitim Bakanlığının son çıkardığı başörtüsü yasağı genelgesi bütün Müslümanları ve insaf ehli insanımızı derinden yaralamış ve üzmüştür, M.E. B bakanına buradan sesleniyoruz, yaptığınız yanlıştan biran evvel geri dönün ve sizi yaradan rabbimizin emrine aykırı hareket etmekten uzak durun, başörtüsü ve tesettürü tüm alanlarda, okullarda, devlet dairelerinde ve özel sektörde serbest bırakın, isteyen istediği kıyafetle okuyabilmeli ve çalışabilmelidir, unutmayın ki, bugün Müslümanların haklarını vermeyenler yarın kendi haklarının ellerinden gitmesine engel olamazlar.
Başörtüsü yasağı haline gelen genelgenin derhal kaldırılıp, insani ve İslami yönü ağır basan bir genelgeyle yasağın kaldırılıp özgürlüğün önü açılmalıdır, unutmayın hatadan dönmek erdemliliktir, yoksa bu Müslüman milletin seçim sandığında daha önceki partilere ne yaptıkları hepimizce bilinmektedir. 8 yıldan beri cumartesi günleri yaptığımız basın açıklamamızı, 401.haftadan itibaren Cuma basın açıklamalarına dönüştürüp, bundan sonra açıklamamızı sürekli Cuma günleri yapacağız. Cuma nazmının çıkışından sonra, yine bu meydanda açıklamalarımız devam edecek. 400 haftadan beri bizleri bu meydanda yalnız bırakmayan gönüldaşlarımıza, STK'lara, yazda, kışta, yağmurda, karda buraya gelip haberimizi yapan basın mensuplarımıza ve yine aynı şartlarda güvenliğimizi sağlayan güvenlik mensuplarına teşekkürlülerimizi sunuyoruz. Ayrıca basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz..
BİLİNİZ'Kİ, ALLAH'IN LANETİ ZALİMLERİN ÜZERİNEDİR. ( Hud suresi ayet 18 )
HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLMEYİNİZ; ÇÜNKÜ HAKKINIZLA BERABER ŞEREFİNİZİDE KAYBEDERSİNİZ ( HZ. ALİ
ALLAH BİZİMLE BERABERDİR
EMİR-DER TÜRKİYE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN

07 ARALIK 2012 TARİHLİ 357. BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları ve katılımcılar!
...

Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

27.11.2012 tarih ve 28480 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA BAĞLI OKUL ÖĞRENCİLERİNİN KILIK VE KIYAFETLERİNE DAİR YÖNETMELİK" maalesef, Batı normlarına göre hazırlanmış ve Müslüman halkımızın inanç, örf ve adetleri göz önüne alınmadan, yine bir yığın sorunlar yumağını büyütecek bir uygulama olarak gündeme sunulmuştur. Defalarca dile getirildiği üzere başörtüsü ile alakalı kanuni hiçbir yasaklama yoktur. Böyle olmasına rağmen, keyfi yönetmeliklerle kızlarımızın eğitim hakları ile baş örtülü hanımların çalışma haklarının engellendiği çağ dışı uygulamalara, Bakanlar Kurulu Kararı ile bir yenisi daha eklenerek yine bir anayasal suç işlenmiştir. Eğitim ve çalışma hakkının hiçbir şekilde engellenemeyeceği hukuki metinlerde yer alırken, inanç ve ifade özgürlüğü konularında Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne imza atan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin, bu imzaya sahip çıkmaları gerektiğini hatırlatırız.

Yönetmeliğin Batı normlarına göre hazırlandığını ifade etmiştik, evet, bu yönetmelik, adeta Batı'daki Ruhban okulları mantığı ile hazırlanmıştır. Müslüman olan halka, İmam-Hatip Okullarına giderseniz başınızı kapatabilirsiniz, ya da diğer okullarda sadece Kur'an-ı Kerim dersinde başını kapatabilirsin diğer zamanlarda başını açacaksın denilerek, adeta bir Ruhban sınıfı oluşturulmaya çalışılmaktadır.

28 Şubatçıları yargılayıp, hesap sormaya kalkışın hükümet yetkilileri ile Milli Eğitim Bakanı'na şunu hatırlatmak isteriz: 28 Şubatçılar, keyfi uygulamalar ile fiili başörtüsü yasağı getirmişlerdi. Sizler ise bu fiili yasağı uygulamak isteyecek olanlara, "öğrenciler okul içinde başı açık olarak bulunur" diye bir yönetmelik yayımlayarak, gerekçeli bir zemin hazırlamış oldunuz. Kanunsuz ve hukuki dayanağı olamayan bir yasağı yazılı metin haline getirerek inanç ve ifade özgürlüğü, eğitim özgürlüğü adına tarihe kara bir leke sürdünüz. Zulüm ile âbâd olunmaz. 28 Şubatçılar zulümleri sebebiyle halkın tepkisini üzerlerine çekmiş ve gereken derslerini almıştı. Aynı yolu takip eden sizlerin de aynı akıbete düşmemeniz için halkın inançları ile kılık ve kıyafetiyle oynamamanızı sadece okullarda değil, çalışma ve sosyal alanlarda da inanç ve ifade özgürlüğünün önünü açmanızı tavsiye ederiz.

Müslüman halkımızın bu konudaki beklenti ve taleplerini hiçe sayan, adeta onunla alay eden bu çağdışı yönetmelik bir an önce yürürlükten kaldırılmalıdır. Daha düne kadar mecburi temel eğitim diye dayatılan, "Haydi Kızlar Okula" denilerek teşvik edilen eğitime başörtüsü ile katılmak isteyen kızlarımızın kimi idareci ve öğretmenlerin baskısına maruz kaldığı, ayrı bir yerde tek başına bir sınıfa oturtularak tecrit edildiği, başka okullara sürgün edildiği, hatta dövüldüğü haberleri basına yansımıştı. Öyle görülüyor ki bu yönetmelik bu baskı ve zulümleri meşrûlaştıracaktır. Bu tür uygulamaların artmasından endişe ediyoruz ve muhtemel olaylar karşısında Savcıların teyakkuz halinde olmalarını, failler hakkında kanunî işlemler başlatılması için de halkımızdan, suç duyurusunda bulunmalarını istiyoruz.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA
 

Konya'da 274. Eylem

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla,

"İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur. İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur." (Nisa Suresi 13-14.Ayet)

Sevgili dostlar değerli basın mensupları;
Ülkeler değişse de baskı ve zulmün adı değişse de mantıkda bir değişiklik olmuyor. Zulüm ehli işlerin sonuçları kendisinin istediği gibi olmayınca yöntem kendi yöntemi olsa bile bu işleri doğru saymıyor.Daha önce Hamas'ın başına gelenler bugün Mursi'nin başına getirilmeye çalışılıyor. Hamas seçimlerden galip çıkınca Hamas'ın anlayışından rahatsız olanlar Hamas'a baskı kurup Filistini olan yardımları kesmiş, Hamas'ı yalnızlaştırma politikası gütmüşlerdi. Bugün de Mursi seçimleri kazanıp iktidara gelince kendi istediklerini yapıp zalimlerin istediklerini yapmayacağı sinyallerini verince O'nun üzerinde de baskılar kurmaya çalışıyorlar.
Mısır ve Mursi'nin önündeki en büyük engel, şu an itibariyle yargı erkidir.. Yargı, Mısır'da yıllardan beri yargıçların çiftliği gibi kullanılmaktadır. Bir yargıç kendi ailesinden 10 kişiyi savcı, hakim ve müsteşar olarak atayabilmekte. Bu üç grubun maaşları, en az 4166 ABD dolarıdır. Çalışma süreleri ise çok daha ilginç. Haftada 1 gün veya ayda bir hafta çalışırmaktadırlar. Meclisi feshederek, yasama yetkisini Yüksek Askeri Konsey'e bahşeden yargı erki, şimdi telaş içinde ve Cumhurbaşkanının ek anayasa beyannamesi hazırlamasına karşı çıkmakta.Yasama yetkisini elinde bulunduran Meclis'i fesheden; kendileri.Mursi'nin yasama hakkını kullanmasına isyan eden, yine kendileri...Yargı, İslamcıların çoğunluğu oluşturduğu Meclis'in elinden yasama yetkisini alıp, askere bahşetmiş ancak kendi kazdığı kuyaya, kendisi düşmüştür.
Mısır'daki askeri yönetimin meclisi feshetmesine ses etmeyenler, şu an Mursi'nin yetkileri kullanmasıyla avazları çıktığınca bağırıyorlar.Onlar hakkın ve haklılnın yanında hiç bir zaman olmadılar. Onlar için hakikat yalnızca çıkarlarından ibarettir.
Hamas'ın siyasi şube şefi Halid Meşal'in 45 yıllık sürgün hayatından sonra Gazze'ye dönmüş olması sevindiricidir.Bu dönüşün Filistin'li mülteciler sorunun çözümünün bir başlangıcı olacağını umuyoruz.Filistin'in ve özelde Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın özgürleşme günlerinin yakın olduğuna inancımızı da pekiştirmektedir.
Ülkemimizde de zulüm son sürat devam ederken zulmün sembolü olan Başörtüsü yasağında da değişen bir şey yok. Milli Eğitim bakanı ilköğretim çağındaki çocuklar henüz ergenlik çağına ulaşmadılar diyerek yasağı savunmaktadır. Bakan siyasetin yanında tıp alanı ile de uğraşmakta anlaşılan. İkisinde de yarım olduğu kesin...Hem eğitimden hem de candan edecek bu gidişle...Bakan herhalde 8. Sınıfta okuyan kız öğrencilerin kaç yaşında olduklarının farkında değil.Sormazlar mı bakana, lise çağındaki kızlarımız ve onların bayan öğretmenleri de mi henüz ergen olmadır? Bakanın ergenlik anlayışını merak etmekteyiz.En kısa zamanda bir açıklama yapmasını bekliyoruz.

Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 275. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.