Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 348., Kocaeli'de 391., Sakarya'da 370.,

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN

06.10.2012 TARİH VE 348. BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları, hak ve özgürlükler konusunda yanımızda yer alarak desteklerini esirgemeyen sevgili dostlarımız. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinize hoş geldiniz diyor, katılımlarınız için teşekkürlerimi sunuyorum.


Değerli katılımcılar, mâlûmunuz olduğu üzere, ülkemizde dış mihrakların destekleriyle iç terör, her geçen gün tırmanış göstermektedir. Geçmiş yıllarda, 12 Mart ve 80 ihtilali öncesi dönemlerde çokça örneğini gördüğümüz türden bombalama ve terör saldırıları ve bunun sonunda pek çok masum insanımızın ölüm haberleri gelmekte, yine anaların yüreği yanmaktadır. Zaman zaman ifade ettiğimiz gibi, özellikle Amerika ve İsrail'in parmağının olduğu PKK, Kürt halklarının menfaati için değil; Türk ve Kürt halkının arasına nefret tohumları saçmak için çalışmaktadır. Teröristlerin hâmiliğini, yapan onlarla fotoğraf çektiren BDP Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının bir an önce kaldırılarak haklarında hukukî işlemlerin yapılmasını ve terör hadiselerinin sağduyulu bir çözüm üretilerek sona erdirilmesini istiyor, teröristleri ve hâmilerini tel'in ettiğimizi tekrar deklare ediyoruz.

Diğer yandan, aylardır Şam'da, Halep'te, Hama'da, Lazkiye'de" yüzlerce masum insan; kadın – erkek, yaşlı – genç, çoluk – çocuk demeden tüm dünyanın gözü önünde katlediliyor. Başta İslâm ülkeleri olmak üzere, tüm dünya sessiz ve seyirci" Bundan cesaret alan katil Esed, artık sınırlar ötesi katliama başlamış, Akçakale'de 5 vatandaşımızın ölümüne, onüç insanımızın yaralanmasına sebep olan menfur saldırıyı gerçekleştirmiştir. Cenaze sâhiplerine başsağlığı, yaralılarımıza acil şifâlar dilerken; konu ile alâkalı hissi davranmaktan çok, akıllı politikalar üretilmeli, her ne kadar tüm dünya, Türkiye'nin misillemesini yüzde yüz haklı bulup, desteklediklerini söylese de olası bir Türkiye – Suriye savaşına çanak tuttukları gerçeği göz ardı edilmemelidir. Amerika, Batı ve İsrail'in Ortadoğu üzerindeki emellerinin gerçekleşmesine alet olunmamalı, iki kardeş halk birbirine kırdırılmamalıdır.

Son olarak, kavanozda biriktirdiği dışkısını eski eşinin başından aşağı dökerek nasıl bir ruh hali ve kimliğe sahip olduğunu ortaya koyan Taraf Gazetesi'nin eski yazarlarından Sevan Nişanyan kişisel blog sitesinde, "MÜSLÜMANLARIN MASUMİYETİ" isimli filme ifade özgürlüğü kapsamında destek verdiğini açıklarken, kendisi de Peygamber Efendimiz'e (sav) yönelik asılsız ithamlarda bulunmaktadır. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak, özgürlüklerin arkasına sığınarak, insanlara, onların inançlarına, dini önder ve liderlerine, ondan da öte Peygamberlerine hakaret eden bu kendini bilmez müptezeli protesto ediyor, ilgili savcılıkça hakkında kanuni kavuşturma açılması hususunda harekete geçilmesini talep ediyoruz.

Özgürlüklerin; başkalarının hak ve özgürlüklerine tecavüz edilmeden yaşandığı bir dünyada buluşmak ümidiyle basın açıklamamıza son verirken, teşriflerinizden dolayı teşekkürlerimizi iletiriz. Haftaya buluşmak ümidiyle"

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA

Muhittin ÖZDEMİR

VAHDET VAKFI

SEVAN NİŞANYAN, SENİ PEYGAMBER SAS.'a HAKARET İÇEREN NEFRET SÖYLEMİNDEN DOLAYI MÜSLÜMANLARDAN ÖZÜR DİLEMEYE DAVET EDİYORUZ.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, 8.yıl 391. hafta basın açıklaması, 6 Ekim 2012 Cumartesi günü saat 12.30'da İzmit İnsan Hakları Parkı, özgürlük Meydanında yapıldı. Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği adına, basın açıklamasını, başkan yardımcısı Mukayeseli Hukuk Doktoru, Dr. M. Abdülmecit Karaaslan yaptı. Basın açıklamasının konusu ateist Sevan Nişanyan'ın peygamber efendimize hakaretini protesto etmekti. Aynı zamanda Seven Nişanyan, Müslümanlara nefret içeren söyleminden dolayı, özür dilemeye davet edildi.

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 8.YIL, 391.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI.

BİSMİHİ TEÂLÂ
((((( EMİR-DER )))))
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ'NİN
RESMİ BASIN AÇIKLAMASIDIR

Değerli halkımız ve basın mensupları,bugünkü basın açıklamamız; son zamanlarda meydana gelen, Peygamberimiz Hz. Peygamber. Muhammed s.a.s sarf edilen nefret söylemi ve eylemleri hakkında olacaktır.Tüm İslam Âlemi Amerika'da yapılan Peygamberimize hakaret filmi ile çalkalanıyorken, Yazar Nişanyan'ın ifadeleri ülkemizde bardağı taşıran son damla oldu. Bu nefret söylemi ile ilgili olarak, derhal savcılar harekete geçmelidir.

Tüm dünya üniversitelerinde okutulan dinler tarihi kitaplarında, dinler tarihi akademisyenleri şu evrensel olguya parmak basarlar: "Tarihte dinsiz toplum yoktur, dinsiz olduğunu söyleyen az sayıda insan vardır. Dinsizlik bir topluma mal olamamıştır." Yani dinsizlik bir marjinalliktir. Marjinallerin çoğu dengesiz insanlardır. Evet belki 10 küsur kitap yazıp, 12 dil bilebilirsin ama eşine kızıp onun kafasına bir kavanoz dışkı döküyorsan.Hatta marjinalliğin de ötesinde dengesizsindir. Hele tüm dünyanın gözleri önünde 2 milyara dayanan mensubu olan İslam Peygamberine ve sayısı 2,5 milyara dayanan İsa Peygamber de dahil tüm peygamberlere Yazar Nişanyan'ın hakaret etmesi, Diyanet İşleri Başkanının deyimiyle gerçekten bir nevrotik hezeyandır, hastalıktır. Hemen akıl hastanesine kaldırılmalıdır. Bu ifadelerin sahibi, fikir özgürlüğü ve demokrasi kavramları ile kendini temize çıkaramaz .Fakat bu laf ebelerini hastane bile kabul etmez. Çünkü sözleriyle doktorları da kandırırlar. Tez elden anayasa ve kanunlardaki inanca hakaret ile ilgili hükümler savcılarımız tarafından işletilmeli gereken, cezayı bulmalıdır.

Fakat Nişanyan gibi ""Allah" ile iletişimde olduğunu söyleyen herkesin, farklı düzeylerde de olsa, yalan konuştuğu kanısındayım." diyen biri onca okullar okumasına rağmen hala vahiy olgusunu anlamadıysa, bir peygamberi sıradan bir insanla her konuda eşit görüyorsa, Üstelik bu şekilde inananların sayısı artıyorsa, bu söylemleri bireysel bir fikir ifadesinden çok, eğitim siteminin bozukluğunda aramak gerekir.

Oysa nasıl ki insanlar aciz akıllarıyla cep telefonu, telsiz ile uzaktan birbirleriyle iletişim kurabiliyorsa, evrenin yaratıcısı olan Allah da bir kulu ile konuşamaz mı?. Vahiy olayı bunlardan da öte kesin bir olgudur. Ama maalesef materyalist eğitimin hakim olduğu üniversitelerde daha önce bir konuşmamda da ifade ettiğim gibi parapsikolojik araştırmalar yapılmıyor. Bunlar bilim dışı olaylar olarak görülüyor. İşte böyle olursa üniversitelerde gözlemsel ilimler alanında vahiy ve benzeri manevi/mistik olgular incelenmezse, okul kitaplarında okutulmazsa bu tür adamlar çıkar, böyle saçmalıklar ortaya atarlar. 8 yıl önce liselerdeki kitaplar değişirken, din kültürü kitabında bir yazar "-gusül abdesti insanı psikolojik olarak rahatlatır sağlığa faydalıdır" dediği ve milli eğitim de buna izin verdiği için üniversiteler yaygara kopardı. Milli eğitime kitabı toplatıp basın iznini iptal etti. Bu tür profesörlerin olduğu yerde, bu tür marjinallerin çıkması normaldir.

Hâlbuki suyun insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilimsel bir olgudur. Bunu sıradan bir insan bile kendi vücudunda gözlemler. Ama adı gusül abdesti olunca, din ile bilim sentezlenince bilim dışı oluyor. Adeta din ile bilim sentezlenmesin, din bir takım hurafeler olarak kalsın, akıldışı ve bilimdışı kalsın isteniyor. Böyle mantık olsa olsa din düşmanında olur. Bu tür kimselere koskoca bir yazık diyoruz.

Yıllardır bu ülkede din eğitimi verilmedi, 1936–1949 arası Atatürk ve İsmet İnönü dönemi 13 yıl, dinler ve İslam dini ile ilgili ne ilk, ne orta, ne üniversite düzeyinde eğitim-öğretim verilmedi. Bir çok âlim hapse atıldı. Batıdan gelen ne kadar pislik ve batıl felsefe varsa bunlar ilericilik, entelektüellik adına çocuklara okutuldu. Bu lüzumsuz bilgileri gazete yoluyla yaymak ilericilik addedildi. Atatürk'ü koruma kanunu çıkarıldı ama dini ve İslam Peygamberini koruma kanunu çıkarılmadı. Yıllardır savcılar medya ve internette dolaşan peygambere hakaret yazı ve sitelerini Telekom'dan kapattırmadılar. Maalesef biz ve halkımız da bu işin çok takipçisi olmadık ihmal ettik. Meydan baykuşlara kaldı.

Yine Maalesef kanunen, hala yasalarda Peygamberimizin; bir Mustafa Kemal kadar bile korunmuşluğu yok" Bizzat Atatürkçü ve Kemalist geçinenler, ateist felsefeye sahip sosyalizm ve komünizmi desteklediler. Dine nefret söylemi ile hakareti fikir özgürlüğü saydılar. Bugün solcu kabul edilen, sosyalist enternasyonale üye olan, CHP ve BDP denen bütün Ergenekon destekçilerinin başının altında, hep ateist felsefe var. Tamam inanmayabilirsin ama hakarete hakkınız yok" Daha neredeyse dün gibi zihnimizde canlı duran, bugünün muhalefet partisinin ikinci adamı Peygamberimize hakaret etmişti. Geçmişte CHP'nin yasaklı olduğu dönemde, büyük oranda o gün temsil edildiği SHP döneminde Peygamberimize hakaret suçu Rahmetli Turgut Özal tarafından kanunda düzenlenmişti. Daha sonra Erdal İnönü yönetimindeki CHP'nin devamı olan SHP, bu yasayı anayasa mahkemesine götürmüştü de iptal ettirmişti. Bunları tamamen unutmadık.Tez elden yapılacak yeni anayasada; İslâm'a ve O'nun Peygamberine hakaret etmenin suç olarak kabul edilmesinin daha ayrıntılı düzenlenmesini istediğimizi bildiriyor, basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

((((( EMİR-DER )))))
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ ADINA Mukayeseli Hukuk Doktoru, Kartepe İnsan Hakları Derneği Üyesi
Dr. M. Abdülmecit Karaaslan

Çatışma ve şiddet değil barış!

 

Sakarya Adalet Girişimi 370. hafta açıklamasında geniş kapsamlı çıkarılan tezkerenin bölgesel riskler taşıdığı belirtildi. Eylemde alışveriş festivalleri eleştirilirken, AVM'lerin yarattığı sorunlara dikkat çekildi. Gaziantep'te ve Azerbaycan'daki başörtüsü yasakları protesto edildi

 

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu'nun 8 yıldır devam eden eylemlerinde 370. hafta basın açıklaması yapıldı. SAGİR adına Diriliş Saati Dergisi'nden Berat Gürler'in okuduğu açıklamada, Suriye krizi, Kürt sorunu, tezkere, şehir merkezinde düzenlenen alışveriş festivali, Gaziantep'de başörtülü okula giden 8. sınıf öğrencisine uygulanan baskı ve Azerbaycan'da başörtüsü yasağını protesto eden Müslümanlara yönelik Aliyev rejiminin uyguladığı şiddet gündeme getirildi. "Ülkemiz ve bölgemiz zor bir süreçten geçiyor. Son olarak, Suriye sınırındaki Akçakale'ye düşen roket ile 5 vatandaşımızı kaybettik. Ayrıca Kürt sorununun şiddete havale edilmesinin acı reçetesini Kürt-Türk tüm halkımız her gün kayıplarla ödüyor." denilen açıklamada krizin derinleşmesinde iç ve dış politikada atılan yanlış adımların ters tepmesinin payı olduğu ifade edildi. Hükümet'e, Ortadoğu'da bağımsız politikalar ortaya koyması ve barışın tesisi için gayret etmesi çağrısı yapıldı.

 

Alışveriş festivalleri çözüm değil!

 

Sakarya Adalet Girişimi tarafından yapılan 370. açıklamada, şehrin merkezinde düzenlenen alışveriş festivali eleştirilerek "Bu festival vesilesi ile ortaya konulan gayri ahlaki defile/dans gösterileri, Müslüman Sakarya halkının tepkisini çekti. Festivalin organizasyonundan sorumlu olan kurum veya kuruluşları bu hassasiyete dikkat edilmesi hususunda uyarıyoruz." denildi. Esnafın ekonomik dar boğazı aşmak için izlenmesi gereken yolun bu tür organizasyonlar olmadığı belirtilerek "Kapitalizmin mabetleri olarak nitelendirilen AVM'ler açılmaya devam ettiği sürece esnafların ayakta kalma şansı her geçen gün azalacaktır. Şehir esnafını korumanın en temel adımı; şehre daha fazla AVM açılmasını, dolayısıyla ticaretin bir takım marka zincirlerinin kontrolüne girmesini engellemektir. Tüm yetkilileri bu konuda göreve davet ediyoruz." denildi.

 

Başörtüsü yasakları her yerde!

 

SAGİR Başörtüsü Platformu adına yapılan açıklamada "Başörtüsü yasağı hem okullarda, hem de kamusal alanda Müslümanların vicdanlarını acıtmaya devam ediyor. Son olarak; Gaziantep Şahinbey Türktepe Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Sadanur Ağsu, başörtüsü nedeniyle derslere alınmadı. Ayrıca söz konusu öğrenci eğitim saatlerinde rehberlik odasında tutularak kantine gitmesine ve arkadaşlarıyla konuşmasına da yasak getirildi. Bu yasak ve tecrit uygulaması iki haftadır sürüyor. Konu ile ilgili olan tüm sorumluların cezalandırılarak bu rezalete son verilmesini talep ediyoruz." denildi. Eylemde, Azerbaycan Eğitim Bakanlığı'nın uyguladığı başörtüsü yasağını protesto eden Müslümanlara polisin şiddetle müdahale etmesi ve göstericilerin gözaltına alınması sert biçimde kınandı. Hicab davası için tutuklanan Müslümanlarla dayanışma mesajı verilen eylemde ayrıca "Aliyev rejiminin yasağını ve zorbalığını lanetliyoruz. Özgür hicab, özgür Azerbaycan!" yazılı pankart açıldı.

 

 

 

Sakarya Adalet Girişimi 370. Basın Açıklaması

 

İKTİDAR İÇ VE DIŞ POLİTİKADAKİ HATALARINI ACİLEN GÖZDEN GEÇİRMELİDİR!

 

Ülkemiz ve bölgemiz zor bir süreçten geçiyor. Son olarak, Suriye sınırındaki Akçakale'ye düşen roket ile 5 vatandaşımızı kaybettik. Ayrıca Kürt sorununun şiddete havale edilmesinin acı reçetesini Kürt-Türk tüm halkımız her gün kayıplarla ödüyor.

 

Peki, ne oldu da Türkiye bu şiddet sarmalına maruz kaldı? Bu soruyu aklı selimle cevaplamak zorundayız.

 

Türkiye kendisine bu süreçte Amerika tarafından biçilen bölgesel -taşeron- güç olma misyonunun bedelini ödüyor. Kendi dinamikleri ve potansiyeli ile değil, Amerika'nın desteği ve şişirmesi ile güç arayışında olan bir ülke bugün Türkiye"

 

En zor döneminde bile dünya Müslümanları için koruyucu bir şemsiye görevi gören Osmanlı İmparatorluğu'nu örnek aldığını iddia eden, ama uygulamada bir Amerikan projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı olan bir ülke bugün Türkiye"

 

Sırf zulme karşı olduğu için Suriye'de iç savaşın tarafı olduğunu ifade ederken, dünyanın her köşesinde; Afganistan'da, Somali'de, Irak'ta, Filistin'de, Yemen'de, Bahreyn'de, Latin Amerika'da akan kanların, dökülen gözyaşlarının bir numaralı sorumlusu Amerika söz konusu olunca susan, hatta destek veren bir ülke bugün Türkiye"

 

Düne kadar istenmeyen ve lanetlenen adamlar listesinde birinci sırada yer alan Mesut Barzani'nin bölgeye dönük Amerikan projesi gereği, Ak Parti kongresinde baş köşeye oturtulduğu bir ülke bugün Türkiye"

 

Hamas lideri Halit Meşal'in yanı sıra, 1982'de Lübnan'da Sabra Şatilla Filistin Mülteci kamplarında binlerce Filistinlinin öldürülmesi ile sonuçlanan katliamları Siyonist Şaron ile birlikte gerçekleştiren Lübnanlı Hıristiyan Falanjist lider Semir Caca'nın da Ak Parti kongresinin yabancı davetlileri arasında bulunduğu bir ülke bugün Türkiye"

 

Buradan iktidara sesleniyoruz: Söz konusu çelişkileri ve hataları görerek, sonu karanlık olan iç ve dış politikaları acilen gözden geçirmek ve değiştirmek için zaman çok daraldı. Türkiye'yi Suriye ile savaşa sokacak batı eksenli bir senaryonun varlığı artık herkesin malumu" Bu savaşın Türkiye halkına ve tüm ümmete vereceği sosyal, siyasi, ekonomik zarar ve ortaya çıkacak tefrikanın boyutu da herkesin malumu"

 

Geniş kapsamlı bir dış müdahaleye kapı açan bir tezkerenin kabulü, yangına körükle gitmenin başka bir ifadesidir. Ak Parti hükümeti Ortadoğu'da Amerika'nın taşeronluğunu yapmayı bırakıp, bağımsız politikalar ortaya koymalıdır. Türkiye'nin çıkarları bölgemizde çatışma değil, barışın hakim olmasındadır. Türkiye başta Suriye olmak üzere barışın tesisi için gayret ederse ve Amerikan iradesi yerine bölgedeki halkların iradesini dikkate alırsa; hem saygın bir ülke konumuna geçecektir, hem de şiddet sarmalından kurtulacaktır.

 

Amerika menşeli film, Fransız menşeli karikatür derken Sevan Nişanyan isimli, Türkiyeli bir yazar müsveddesi de yazdığı makale ile peygamberimize hakaret edenler kervanına katıldı. Sözde ifade özgürlüğü maskesi altında İslam'a olan kinini kusan bu Salman Rüşdi taslağı, Müslümanların sabrını test ediyor. Selman Rüşdi gibi Batı tarafından pazarlandığından şüphe etmediğimiz bu yazar müsveddesi elbette layık olduğu izzetli karşılığı alacaktır. Bu vesile ile yeşile boyanmış liberalizmin halkımıza giydirilmeye çalışıldığı bugünlerde, liberal özgürlük anlayışının ne anlam ifade ettiği tüm halkımız tarafından tekrar tekrar sorgulanmalıdır. Hiçbir kutsalı olmayan liberalizmin özgürlük adı altında tüm kutsalları yok sayan ve rencide eden yaklaşımı, bu ideolojinin ne denli sinsi ve tehlikeli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

 

Sakarya Merkez'deki esnafı psikolojik olarak desteklemek ve satışları artırmak amacıyla düzenlendiği ifade edilen birinci Sakarya Alışveriş Festivali başladı. Bu festival vesilesi ile ortaya konulan gayri ahlaki defile/dans gösterileri, Müslüman Sakarya halkının tepkisini çekti. Festivalin organizasyonundan sorumlu olan kurum veya kuruluşları bu hassasiyete dikkat edilmesi hususunda uyarıyoruz.

 

Bu noktada özelde Sakarya, genelde Türkiye esnafları ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmak istiyoruz: Kapitalizmin mabetleri olarak nitelendirilen AVM'ler açılmaya devam ettiği sürece esnafların ayakta kalma şansı her geçen gün azalacaktır. Şehir esnafını korumanın en temel adımı; şehre daha fazla AVM açılmasını, dolayısıyla ticaretin bir takım marka zincirlerinin kontrolüne girmesini engellemektir. Tüm yetkilileri bu konuda göreve davet ediyoruz.

 

Başörtüsü yasağı hem okullarda, hem de kamusal alanda Müslümanların vicdanlarını acıtmaya devam ediyor. Son olarak; Gaziantep Şahinbey Türktepe Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Sadanur Ağsu, başörtüsü nedeniyle derslere alınmadı. Ayrıca söz konusu öğrenci eğitim saatlerinde rehberlik odasında tutularak kantine gitmesine ve arkadaşlarıyla konuşmasına da yasak getirildi. Bu yasak ve tecrit uygulaması iki haftadır sürüyor. Konu ile ilgili olan tüm sorumluların cezalandırılarak bu rezalete son verilmesini talep ediyoruz.

 

Allah'ın emri olan başörtüsüne dönük yasaklama eylemleri öncelikle Allah'ın emrine karşı bir isyanın, hafife almanın ifadesidir. Aynı zamanda Müslüman kızlarımızın/bacılarımızın tercihini, iradesini yok saymanın ifadesidir. Bu zorbalık Müslümanların direnişi ile kırılacaktır. Müslümanların tavizsiz duruşları bu zulmü bertaraf edecektir.

 

Rabbimizden zulme karşı verdiğimiz bu mücadelede ayaklarımızı sabit kılmasını niyaz ediyoruz.

 

Rabbimizden ülkemizde ve dünyada olup bitenlerin hakikatlerini kavrayabilecek bir feraset niyaz ediyoruz.

 

Sakarya Adalet Girişimi adına Diriliş Saati Dergisi