Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 346., Sakarya'da 368., Kocaeli'de 389.,

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN
21.09.2012 TARİH VE 346. BASIN AÇIKLAMASI

Değerli Basın Mensupları, hak ve özgürlükler konusunda mücadele eden kıymetli aktivistler. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinizi selamlıyoruz.

Geçtiğimiz haftalarda başörtüsü yasakçısının 2 yıl bir ay hapis cezasına çarptırıldığı, tarihi ve önemli bir karara imza atıldı. Ancak, yasakçıların cezalandırıldığı bu haber kamuoyunda yeterince paylaşılamadı.

Ege Üniversitesi'nde başörtüsü mağduru öğrencilerden Fatma Nur GİDAL'ın MAZLUMDER İzmir Şubesi'ne başvurarak hukuki destek talebinde bulunması üzerine, MAZLUMDER yöneticisi ve üyelerinden Av. Hasan ERDOĞAN, Av. Turhan TUTUMLU ve Av. Mehmet GÜN İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak hukuk sürecini başlatmışlardı.
Bunun üzerine Ege Üniversitesi'nde öğrenim gören başörtülü öğrencinin, ''okula girmesini engellediği'' öne sürülen Prof. Dr. Esat Rennan PEKÜNLÜ açılan dava sonucunda öğrencinin eğitim öğrenim hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Böylece Üniversiteleri birer kışlaya çeviren, kampüste başörtüsü avcılığı yapan zihniyet yargısal olarak da mahkûm edilmiş oldu. Bu karar bundan sonraki davalar için bir emsal teşkil edecek olup, artık üniversitelerde kılık kıyafet dayatmasını sürdürenlere karşı dava açılabilecektir.

Dileğimiz kamusal alanda ve iş hayatında başörtüsü yasakçılarına karşı bu mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülebilmesi ve bundan sonra okullardan adliyelere kadar hiç kimsenin kılık kıyafeti yüzünden çalışma hayatından menedilememesidir. Ancak ne yazık ki, kurumlarda kimlik kartlarında dahi sorun çıkarılmakta ve çalışanlara herhangi bir yasal düzenleme olmamasına rağmen kurum kimlik kartlarında dahi başörtülü fotoğraf kullanılamayacağına ilişkin uyarılmaktadır. Kimlik kartlarına dahi yansıtılan yasakçı uygulamaların derhal son bulmasını ve ısrarcı olmaları halinde bu kurum ve kuruluşların isimlerini açıklayacağımızı belirtiyoruz.

İnanca yönelik karşılaştığımız engellerin yanı sıra, insan hayatı ve yaşam hakkı her gün değersizleşmek de ve ölüm Türkiye'de istatistik bilgi haline gelmektedir. Polis kurşunu ile 31 Ağustos 2012 tarihinde Ankara Keçiören'de şüpheli bir şekilde öldürülen Cem AYGÜN olayı ile ilgili savcılığın halen bir soruşturma yapmamış ve sanığı salıvermiş olması, insanlık için utanç sebebidir. İnsanlığın yaşaması ve toplum vicdanının kanamaması için tüm kamuoyunun bu ölümlere karşı ses vermesi ve süreci takip etmesini talep ediyor, suçluların bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Adına
MAZLUMDER Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi
Soner KARTAL

Fransa'nın ikiyüzlülüğüne tepki!

 

Sakarya Adalet Girişimi 368. hafta eyleminde Hz.Muhammed'e hakaret içeren filmin protesto edilmesini yasaklayan ama hakaret karikatürlerini ifade özgürlüğü sayan Fransız yönetiminin tavrını küstahlık olarak niteledi

 

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 8. yılına giren haftalık basın açıklamalarını devam ettiriyor. Platform adına Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği tarafından yapılan 368. hafta basın açıklamasında Türkiye'de yaşanan siyasi ve hukuki uygulamalardaki çarpıklıklar gözler önüne serildi. Açıklamada ayrıca Hz. Muhammed'e hakaret içeren filmi protesto etmek için Paris Camii önünde yapılması planlanan gösterinin yasaklanmasındaki çifte standarda değinilerek şöyle denildi: "Amerika'nın İsrail asıllı yöneticisinin Peygamber Efendimiz (sav) hakaret içeren "Müslümanların Masumiyeti" filminin protesto edilmesini yasaklayan Fransa, mizah dergisi "Charlie Hebdo"nun Peygamber Efendimiz (sav)'in karikatürünü basmasına sessiz kalarak bir kez daha küstahlığını göstermiştir. Müslümanların dini değerlerini hiçe sayan tüm haçlı ve Siyonist zihniyetleri şiddetle kınıyoruz."Küfrün tek millet" olduğunu bir kez daha müşahede ediyoruz ve bu anlamda Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket ederek küfre karşı yek vücud olmalarını temenni ediyoruz."

 

 

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU

368. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

 

Değerli basın mensupları, hak ve özgürlükler konusunda yanımızda yer alarak desteklerini esirgemeyen sevgili dostlarımız. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına hepinize hoş geldiniz diyor, saygıyla selamlıyoruz.

 

Değerli basın mensupları, kıymetli katılımcılar! Üzülerek belirtelim ki, ülkemiz:

 

-Kızının eğitim hakkını arayan annelerin 2 yıl, 10 ay hapse mahkum edildiği"

-Üniversitelerinde profesörlerin, Turist Ömer gibi elinde fotoğraf makinesiyle okul girişlerinde başörtülü öğrencilerin resmini çekerek fişlediği"

-İktidarda olan bir partinin Kadın Kolları'nca, sivil anayasa çalışmalarına katkıda bulunmak üzere başörtüsüne kamusal alanda özgürlük sağlanması için Meclis Başkanlığı'na sunduğu raporda: "başörtüsünün simge teşkil ettiği" Bu sebeple de yargıçlık, öğretmenlik ve emniyet görevlisi gibi meslekler istisna tutularak başörtüsü sorunu aşılabilir" gibi, garip ve mantık dışı tekliflerin yapılabildiği"

-Yine Anayasal söylem içine, "Eşcinseller" " ifadesinin mutlaka konulması gerektiğinin (toplumun genel – geçer ahlak normları bilindiği halde) ısrarla savunulduğu"

-Cezaevinde kaldığı sırada "Tekbir" getirdiği için, insanlara bir yıl hapis cezasının verildiği"

-Dünyanın muhafazakar hiçbir ülkesinde görülmeyen ve Milli Bayram statüsü çerçevesinde, genç bir erkekle genç bir kızın alt alta, üst üste kadın erkek eşitliği (!?) ne yaraşır bir şekilde karakucak güreştirildiği"

-Nesebin ve neslin bozulmasına sebep olacak, İslâm'a göre haram olan "sütkardeşlerin (bilmeden) evlenmelerine sebep olabilecek, " anne sütü olanlar olmayanları bulsunlar" sloganıyla Müslüman mahallesinde salyangoz satıcılarının tekrar ortaya çıktığı"

-Karakolların basıldığı, asker ve polislerin kurşunlandığı; bunun böyle olmasının ise en makul hak arama yolu olduğunun siyasi bir dille savunulabildiği gariplikler ülkesine dönmüştür.

 

Artık tüm çarpıklıklara bir son verme zamanı gelmedi mi? Bu ülkenin âkil insanları ne zaman harekete geçecek? Sorunlara ne zaman makul çözümler üretip insanımızın fikir, inanç ve ifade özgürlüğüne kavuşmasına zemin hazırlayacaklar?

 

Yıllardır, "Hoşgörü", "Ötekine Saygı", "Demokratik Açılım", "Kürt Açılımı" gibi sloganlarla insanımız meşgul edilmiş, gelinen noktada bu sloganların bir işe yaramadığı görülmüştür. Bu gün "Daha Çok Demokrasi" diye ortaya çıkanların amaçlarının VESAYET SİSTEMİNİ KALICI HALE GETİRMEK olduğunu görüyoruz. Dünkü muhtıra ve darbeleri destekleyen, çeşitli olaylar çıkartarak halkı bölmek isteyenlerin bugün de aynı şeyleri yaptıklarını görmekteyiz.

 

Amerika'nın İsrail asıllı yöneticisinin Peygamber Efendimiz (sav) hakaret içeren "Müslümanların Masumiyeti" filmini protesto etmek için bugün Paris Camii önünde planlanan gösteriyi yasaklayan Fransa, mizah dergisi "Charlie Hebdo"nun Peygamber Efendimiz (sav)'in karikatürünü basmasına sessiz kalarak bir kez daha küstahlığını göstermiştir. Müslümanların dini değerlerini hiçe sayan tüm haçlı ve Siyonist zihniyetleri şiddetle kınıyoruz. 

 

"Küfrün tek Millet" olduğunu bir kez daha müşahede ediyoruz ve bu anlamda Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket ederek küfre karşı yek vücud olmalarını temenni ediyoruz.

 

Onlar istemeseler de Allah'u Teala (cc) nurunu tamamlayacaktır" Bunda hiç kimsenin şüphesi olmasın.  Can, mal, akıl, nesil ve din emniyetlerinin sağlandığı, Tevhid ve Adaletin hâkim olduğu bir dünyada buluşmak temennisi ile, katılımlarınız için teşekkür ederiz.

 

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU adına

            

VAHDET VAKFI Sakarya Temsilciliği

BALYOZ DAVASI MİLATTIR, OLİGARŞİNİN HAKİMİYETİ BİTMİŞ,
HALKIN HAKİMİYETİ BAŞLAMIŞTIR.

Kocaeli inanç özgürlüğü platformunun 389.hafta basın açıklamasının konusu dün sonuçlanan balyoz davasıydı. 22 Eylül 2012 Cumartesi günü saat 12.30'da İz...
mit Özgürlük Meydanında yapılan basın açıklamasını, Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği adına Behlül METİN okudu. Açıklama sırasında, 28 Şubatta mağdur edilmiş kız çocuklarının gözyaşlarında boğulan balyoz sanıklarını sembolize eden bir resim ve "mazlumun ahı indirir tahtından şahı" pankartı açıldı.

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ 8.YIL 389.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
((((( EMİR-DER )))))

KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ'NİN
RESMİ BASIN AÇIKLAMASIDIR

Değerli halkımız ve basın mensupları, BALYOZ Darbe Planı davasında 21 aylık duruşma süreci, dün açıklanan kararlarla sona erdi. Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın başını çektiği, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, YAŞ Üyesi Orgeneral Bilgin Balanlı'nın da içinde yer aldığı cunta yapılanması, bir darbe girişimi, Cumhuriyet tarihinde ilk kez sivil mahkemeler tarafından yargılandı ve cezalandırıldı.

Balyoz Planı'nın 'Vazife' bölümünde "Ulu Önder Atatürk'ün 'Söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır' veciz sözü ile emrettiği üzere; demokrasinin tamamı ile askıya alınması da dahil olmak üzere nihai amaç olan irticai yapılanmanın tek bir ferdi dahi kalmayacak ve bir daha hortlamayacak şekilde ortadan kaldırılıncaya kadar gerekli her türlü tedbir alınacak" deniliyordu. Balyoz Harekât Planı'nda, darbeciler tarafından çıkartılacak kanlı eylemlerden sonra, darbe yapılıp, sıkıyönetimin ilan ettirilmesi ve darbe sonrasında yapılacaklar da tek tek belirlenmişti.

Ülkemizdeki darbeci geçmişten cesaret alan bu demokrasi düşmanları, layık oldukları cezalara çarptırıldılar. Bu kararı veren yürekli yargıçları kutluyoruz. Daha kısa bir süre öncesine kadar, bir kesimin arka bahçesi olan yargıda, 75 milyonun gözünün içine baka baka suç işleyen "iyi çocuklar" cezalandırılacağına, onların işlediği suçun cezalandırılması için, hukuki işlem başlatan yargı mensupları cezalandırılıyor ve işten atılıyordu.

Oligarşinin, minik azınlığın hakim olduğu o karanlık günlerden, yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkartılıp normalleştirilmesi sayesinde bu günlere gelindi. Bu davanın sembolik önemi, oligarşinin hakimiyet döneminin sona erip, halkın hakimiyet döneminin başlangıcının miladı olmasıdır. Bu mahkemede yargılanıp ceza alan sadece Balyozcular değildir, Balyoz davasıyla beraber sembolik olarak, Menderesi asan cuntacı katillerde ceza aldı.12 Mart'ı, 12 Eylülü, 28 Şubat'ı yapan darbecilerde ceza aldı. Bu kararla Türkiye'de bir çağ kapandı, yeni bir çağ açılıyor.

İrtica eylem planı adı altında, ülkenin inançlı insanların başına haince planlar yapanlar, bu hain çeteydi. 28 Şubatta İmam Hatipleri, Kuran Kurslarını kapatanlar bu kadronun elemanlarıydı. 28 Şubatta uygulattırdıkları başörtü yasağı ile yüz binlerce kız çocuğunun eğitim hayatının sona ermesine neden oldular. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste . Gün gelir devran döner demişler. Başörtülü, mazlum kız çocuklarının, akıttıkları göz yaşları, bir gün geldi sel oldu , bu zalimleri boğdu. Bu ülkenin Müslüman halkına yaptığınız zulümlerin yanınıza kar kalacağını mı zannetmiştiniz?. Gün geldi adalet yerini buldu.

Ergenekon, Balyoz operasyonları için, Atatürkçü gazetelere, Ulusalcı TV'lere beyanat verip, " Bu Amerika'nın Türk ordusunu bitirme planıdır" diyerek, Müslümanlara, başörtülü kız çocuklarına kan kusturanların, avukatlığına soyunanlar için de söylenecek bir çift sözümüz var. Demek Siyonizm'in ağlama duvarında , Yahudi hahamla birlikte ağlayanlar, "Amerika'nın düşman olduğu subaylar" öyle mi?.

Siz utanmadan bu Siyonist dostlarının avukatlığını yapıyorsunuz, size de YAZIKLAR OLSUN. Size mi kaldı ağlama duvarında ağlayan Siyonist dostlarını, başörtü düşmanlarını korumak ve kollamak. Sizi uyarıyoruz, Ergenekon borazanlığını yapmayı bırakın, Ümmet bu ihanetinizi, Ergenekon işbirlikçiliğinizi asla ve asla affetmeyecektir. Katıldığınız için hepinize teşekkür ediyoruz.

KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ ADINA Behlül METİN