Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 364.,Konya'da 238., Sakarya'da 343.,

SURİYEDE TUTUKLU GAZETECİLER BIRAKILSIN, HÜKÜMET GÖREVE, GAZETECİLERİMİZİ GERİ İSTİYORUZ.
 
Hallkın haber alması için can güvenliğini tehlikeye atarak fedakarca bir davranışla Suriye'ye giden ve sanki savaş esiriymiş muamelesi görüp hapse atılan gazetecilerin serbest bırakılması ve emperyalist güçlerin Suriye'ye müdahale etmmesi için, 31 mart 2012 tarihinde saat 12.30 'da İzmit İnsan Hakları Parkı, Özgürlük Meydanında bir basın açıklaması gerçekleştirildi.Basın açıklamasını Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği adına Orhangazi ergin yaptı.Suriye'de tutuklu bulunan gazetecilerin serbest bırakılması için, pankartlar açıldı ve hükmet göreve çağrıldı.
 
BASIN AÇIKLAMSININ TAM METNİ:
 
364.HAFTA KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 364.HAFTA BASIN AÇIKLMASI
 
*Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın hükümet göreve, gazetecilerimizi geri istiyoruz
 *Büyük şeytan Amerika ve emperyalist güçler Suriye'den elinizi çekin,
 *Suriye'ye müdahaleye hayır, çözümü Suriye halkı kendi bulmalı.
 
Bu haftaki basın açıklamasının konusu Suriye'deki gelişmeler hakkında olacak. 10 Mart'tan bu yana kendilerinden haber alınamayan ve Suriye'de bulunan Türkiyeli gazeteciler i Adem Özköse ve Karamürselli hemşerimiz Kameraman Hamit Coşkun rejim yanlısı milislerce Suriye'nin İdlib şehrinde rehin tutuldukları ve sonrasında Suriye istihbaratına teslim edildikleri yönünde duyumlar alınmış ancak, bu bilgiler teyid edilmemiştir. Suriye yönetimi bu iki gazetecinin can güvenliğinden sorumludur.
 
Gazetecilerimiz en kısa sürede Türkiye'ye dönmeleri sağlanmalıdır. Bu çerçevede Türkiyeli yetkililer ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere insan hakları örgütlerini ve uluslararası medya kuruluşlarını konuya gerekli hassasiyeti göstermeye davet ediyor, hükümeti göreve çağırıyoruz.Hemşerimiz Karamürselli Hamit Çoşkun ve Adem Özköse derhal serbest bırakılsın!.Hükümet vatandaşına gazetecine sahip çık, onlar savaş esiri değil, insanlara haber ulaştıran gazetecilerdir, onların tutuklanması insan hakları ihlalidir.
 
Bildiğiniz gibi Suriye coğrafyası tıpkı Türkiye Coğrafyası gibi Doğu ile Batı nın birleştiği bir eksende olması onu önemli kılıyor ve bu anlamda gerek başta ABD,İSRAİL,AVRUPA ve RUSYA,ÇİN olmak üzere kısa ve uzun vadedeki planları ve hesapları hep Suriye gibi üçüncü dünya ülkeleri üzerinde olmuştur.
 
Artık diyoruz ki yeter, çekin pis ve kanlı ellerinizi halkı Müslüman olan ülkelerin üzerinden.Bu Ümmet kendi kaderini ve kendi geleceğini belirleme ehliyetine sahiptir. Geçmişten gelen Medeniyet geleneği ile Kültürel,Sosyal,Ekonomik alanda başarılara imza atabilir ve bütün Dünya ülkelerine örnek teşkil edebilecek Enerji birikimine sahiptir.
 
Osmanlı Coğrafyası nın Etnik ve Ulusal bölgelere ayrılması, ülke sınırlarının cetvellerle çizilmesi Kültürel ve Sosyal kaynaşma ortamının Olmayışı iktidarı askeri,siyasi,hukuksal yönden zayıf bırakmış ve halkının sorunlarını çözebilecek gücü elinden alınmıştır.iktidarla Halk arasındaki ayrışma hızlanmış ve bu zamana gelinmiştir.

bu anlamda diyoruz ki Eset yönetimi ne kadar suçlu ise başta ABD Rusya, Çin ve diğerleri de o kadar suçludur.Esed iktidarından bu Reformları yapmasını isteyenler önce kendi işledikleri suçlara bakmalıdırlar.Bu anlamda Esedi masum gördüğümüz sanılmasın oda bu Reformları en kısa zamanda zorda olsa yapmalı ve Ortadoğu özelinde gerekli saygınlığa ulaşmalıdır.
 
Suriye deki gelişmeler başta Müslüman Halkların sorunudur.Davet bilincini kuşanmış her Müslüman Ümmet Coğrafyasındaki gelişmelere kayıtsız kalmamalı başta Sivil toplum kuruluşları eli ile bu Coğrafyadaki ülkelere Hükümetler bazında gerekli girişimlerin yapılması anlamında destekte bulunmaları gerekmektedir.
 
Bu bölge halklarının sorunlarını çözecek olan yine bu bölge halkının insanlarıdır. Sorun diyalog ve hoşgörü eksikliğidir. Bu anlamda ümidimizi hiçbir zaman yitirmemeli ve sağ duyulu olmalıyız.Acilen silahlar susmalı, silaha baş vuran kişiler tespit edilip yargılanmalıdır.Haklar ve Özgürlükler silah yolu ile değil Hukuk yolu ile alınacağı unutulmamalıdır.Emperyalist Ülkelerin müdahale ederiz tarzındaki söylemlerine itibar edilmemeli onların müdahaleleri Sömürü için vardır , unutulmamalıdır.
 
Nato'nun müdahalesine karşıyız .Gerek Koalisyon güçlerine gerekse Eset güçlerine müdahale gerekecekse her türlü aşırılığın karşısında olduğumuzu belirmek isteriz. Dünya Suriye'deki gelişmeleri izliyor bizler sivil toplum kuruluşları olarak Türkiye ve İran'ın bu kirli savaş bataklılığına girmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
 KARTEPE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ adına Orhangazi ERGİN.
 

Rahman, Rahim Allah'ın adıyla Şüphesiz ki Allah,size adaleti,iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlıktan,fenalıktan ve azgınlıktan yasaklar düşünüp tutasınız diye size öğüt verir. (Nahl Suresi 90. Ayet) ''ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH DOĞRU SÖYLEMİŞTİR".''
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Hikâye bu ya kötü gelin yaşlı kaynanasına evinde bakmamış. Kışın ortasında kaynana soğuktan ve açlıktan ölüvermiş. Bir telaş almış gelini çünkü verdiği iyi gelin imajının bozulmasını istemiyormuş. Konunun komşunun hakkında söyleyeceklerinden endişe ediyormuş. Toplumsal baskıdan kurtulmak için - vicdan rahat olmasa da - rahmetli kaynanasının ağzına yüzüne bal bulaştırmış sağına soluna mangal içinde kor koymuş konu komşu gelip kaynanasına bakmadı öldürdü deyince ''ağzı yüzü bal kaynanam, sağı solu kor kaynanam acından ve soğuktan öldü diye ağıt yakarmış.''

3x4 yasası bütün sıkıntılarıyla birlikte onaylandı yürürlüğe girecek. Düz liselere de seçmeli Kur'anı-Kerim ve seçmeli peygamber efendimizin hayatı ders olarak konulmuş. Bununla muhafazakâr kesimden gelecek eleştirilerde böylelikle engellenmiş. Eğitimdeki tüm problemler de çözülüvermiş. Kemalist baskıcı anlayış eğitimden giderilmiş, zorba ideolojik dayatmalar kaldırılmış. Dini eğitimin önündeki tüm engeller yok edilmiş. Karma eğitim ilkeliğine son verilmiş daha sayabileceğimiz nice zulümler böylelikle ortadan kaldırılıvermiş. Vaad edilen dindar nesilde seçmeli Kuran ve Siyer dersiyle yetişiverecekmiş. Bu yasayı beğenmeyenlerde gelinini dedikoducu komşuları gibiymiş. Varsın olsun Müslüman halkımız bu kadar zulme yapıştırılmış Kuran ve Siyer derslerinin mızraklar üzerine takılmış Kuran sahifeleri olduğunu anlayacak kadar basiretlidir.

İletişim çağında yaşadığımız bir gerçek cep telefonları ve cep telefon numaraları hayatımızın vazgeçilmezi oldu artık modern Türkiye'nin modern yüzü" Bu yüzün zorunlu gereğimidir? Caddeler de sokaklarda kadın vücudu pazarlamak üzere bırakılan telefon numaraları. Bu numaraların kime ait olduğu ve hangi maksatlarla caddelere sokaklara atılmasında ki sebebi bilmiyorlar mı? Neden bu rezalete engel olmuyorlar? Bu rezaletin ve çirkefliğin zina kanunlarında ki değişiklikle ilgisi nedir? Kamuoyu öncelikle bu rezilliğin çözülmesini ve bu rezilliğin artmasının nedenlerinin açıklanmasını yetkililerden acilen beklemektedir. Kamu vicdanını rahatsız eden bu görüntüler halkın çözümlemesine bırakılmayacak kadar ciddidir. Halk bu problemi kendi yöntemleriyle çözmeye kalkarsa istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Yetkilileri uyarıyoruz halkın sabrı bu rezilliğe daha fazla tahammül edemeyecek dereceye gelmiştir.

''Halkın sabrı test edilmemelidir"''

Gündemin zorunlu maddesi Suriye hususunda, başbakanın AmeriKAN'ın ve Batı'nın görüşlerini İran'a sunması bu çatışmanın bir yönünün de Batı ve İran arasında olduğunu göstermiyor mu? Başbakanın emperyalist Batı'nın elçisi gibi davranması onurlu dış politika anlayışıyla ne kadar bağdaşmaktadır?

Başbakanın Suriye hususunda ki gelinen son noktanın Esad'ın öldürmeye devam ettiği gerçeğidir açıklaması bize pek çok şey hatırlatmaktadır. Başbakan aynı gerçeği NATO'nun Afganistan'daki devam eden öldürmeleri görmezden gelip niçin dile getirmemektedir? Suriye halkı bu olumlu tavrı hak ederken Afganistan halkının hak etmeyişinin gerekçeleri neler olabilir? Suriye hususunda ki tavrın Afganistan'da da gösterilmediği müddetçe olayların arkasında başka hesapların olduğunu sürekli düşüneceğiz.

Suriye halkının özgürlüğü ve hak üzere olan talepleri bizimde isteğimizdir. Suriye halkının özgürlüğü ve dökülen kanın sona erdirilmesi için adil ve emperyalizme hizmet etmeyen her çabayı desteklemekteyiz. Kaybolan gazeteci kardeşlerimizin sağlıkları ile ilgili aldığımız haberler sevindirmekle birlikte esaretleri hepimizi üzmektedir biran önce özgürlüklerine kavuşmaları için gerekli çalışmaların yapılması öncelikli isteklerimizdendir.

Zulmün sona erip hayatın ahlak sınırları içerisinde şekillendiği tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 239. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allaha emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

9 CEMAZİYEL EVVEL 1433 31 / MART /

Tek tipçi tüm dayatmalara hayır

Sakarya Adalet Girişimi 343. hafta basın açıklamasında her türlü tek tipçi dayatmaya karşı çıkarken liselerde ve kamuda başörtüsü yasağının sürdüğü hatırlatıldı, Suriye'de akan kanın emperyalist bir müdahale olmadan durması istendi

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 343. hafta basın açıklamasını platform adına İlim ve Hikmet Vakfı yaptı. Behzat Çakmak'ın okuduğu açıklamada "Türkiye'de onlarca yıldır sürdürülen, seküler bir toplum ve tek tip ulus inşa etme anlayışı, kılık kıyafet üzerinden sürekli güncellenerek devam etmektedir" Bu uygulamaların bazılarından halkın iradesiyle kurtulmuş olunsa da ilk ve ortaöğretimde, üniversitelerde, kamu kurumlarında, hatta sokaklarda hala karşımıza çıkmaktadır" Kılık kıyafet yasağının topluma dayatılması temel bir insan hakkı ihlali yanında özgürlüklere karşı ilkel bir tutumdur. Bu nedenlerle çağın gerisinde kaldığı herkesçe aşikâr olan ve halen mağdurlar üreten kanunların yeni anayasa sürecinde dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz." denildi.

Basın açıklamasında ayrıca kesintisiz eğitimden vazgeçilmesine karşı yeni durumda başörtüsü yasağının ne olacağı sorusu gündeme getirilerek "Liseler mecburi eğitim haline getirilirken neden kıyafet konusunda herhangi bir düzenleme yapılmıyor. Liselerde eğitim gören kızlarımız "Allah'ın emri olan başörtüsü" ile yönetmelikler arasında neden tercihe zorlanıyor? Okullarımızdaki kıyafet mecburiyeti ve karma eğitim dayatmasından ne zaman vazgeçilecek? Gerekirse eğitim ömür boyu olsun fakat niçin illa da örgün eğitim diye diretiliyor? Açık lise, ortaokul ve ilkokullara tamamen izin verilerek yaygın eğitimin önü niçin açılmıyor? Ana muhalefetin kesintisiz 8 yılda diretmesi ise anlaşılır değildir. Bir takım paranoyalarla darbe ürünü kanun ve uygulamaların arkasında durmaktan vazgeçilmelidir. Eğer korkunuz İmam Hatip Liseleri ise; 28 Şubat öncesinde liseler içinde İmam Hatip Liselerinin oranı %8 idi, bugün %5. Bu oran sizi niçin korkutuyor? Bu okullarda devletin okulu ve normal lise müfredatının yanında, yine devletin belirlediği meslek dersleri veriliyor ve denetleniyor. Neden bu kadar korkuyorsunuz bu okullardan terörist mi yetişiyor? Bu ideolojik dayatmalardan artık vazgeçin ve bu ülkenin gerçek sahipleri halkın taleplerine kulak verin." ifadelerine yer verildi.


Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 343. Hafta Basın Açıklaması

Değerli katılımcılar. Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Kılık- Kıyafet Zorbalığına Son!

Türkiye'de onlarca yıldır sürdürülen, seküler bir toplum ve tek tip ulus inşa etme anlayışı, kılık kıyafet üzerinden sürekli güncellenerek devam etmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca gün gelmiş İstiklal Mahkemeleri "şapka" takmadığı için âlimleri asıp onlarca Müslüman'ı ağır hapis ve para cezalarına çarptırmış; gün gelmiş şapka zorbalığını reddeden şehirler top ateşine maruz kalmış; gün gelmiş başörtüsü yasağı adı altında binlerce öğrenci mağdur edilmiş; gün gelmiş insanlar sarık ve cübbe giydiği için örgüt üyesi sayılıp, sakalları zorla kesilerek DGM'lerde yargılanmıştır.

Bütün bu uygulamaların bazılarından halkın iradesiyle kurtulmuş olunsa da ilk ve ortaöğretimde, üniversitelerde, kamu kurumlarında, hatta sokaklarda hala karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, Tokat Gazi Osmanpaşa Üniversitesi öğrencisi, Aczimendi Abdulbaki Tekeş, kılık ve kıyafeti gerekçe gösterilerek okula alınmamaktadır.

Eğitim hakkı yanında düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün ihlali olarak gördüğümüz bu uygulama, hukukun evrensel kaideleri yanı sıra üniversite kurumunun niteliği ile de çelişmektedir. AİHM bile temel hukuk kaidelerine vurgu yaparak, sivil bir kişinin inancından dolayı değil sokak ve caddeler, kamusal alanda dahi sarık ve cübbe giyebileceği kararını vermiştir.

Hem bu kararın, hem hukukun temel ilkelerinin hem de akıl ve mantığın gereği olarak zaten kadük hükmünde olan yasal dayanaklara sığınılarak kılık kıyafet yasağının topluma dayatılması temel bir insan hakkı ihlali yanında özgürlüklere karşı ilkel bir tutumdur. Bu nedenlerle çağın gerisinde kaldığı herkesçe aşikâr olan ve halen mağdurlar üreten kanunların yeni anayasa sürecinde dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz.

Değerli Sakaryalılar, Bildiğiniz gibi son haftanın en önemli konusu, eğitim yapısını kesintili hale getirilen ve 4+4+4 olarak ifade edilen kanunlar değişikliğidir.

Sakarya`dan, eğitim sisteminin yapısında yapılan yeni değişiklikle ilgili olarak hükümet ve tüm muhalefete sesleniyoruz. Sizler, her konuda birinizin ak dediğine; diğerinizin kara diyerek, birbirinize hakaret ederek, siyasetin seviyesini düşürerek sürekli kavga etmek zorunda mısınız? Bu ülkenin problemlerine akli selim davranarak, çözüm üretmek gibi bir sorumluğunuzu ne zaman hatırlayacaksınız?

Yeni getirilen 4'lü modelle eğitim sistemimizde çok köklü değişikler yapılmış değildir. Yalnızca 28 Şubat öncesi olduğu gibi ilkokul, ortaokul yeniden oluşturulmuş 5+3 yerine 4+4 getirilmiştir. Milli eğitim bakanı Ömer Dinçer`in açıklamalarına göre ikinci ve üçüncü 4'de seçmeli derslerin konulacağı ve öğrencilerin yeteneklerine göre liselere yönlendirme yapılarak gönderileceğidir. Böylece 28 Şubat darbe ürününü kesintisiz 8 yıl dayatmasından vazgeçilmesi yanı sıra mecliste AK parti ile MHP'nin verdiği önergelerle seçmeli ders olarak getirilen Kuran-ı Kerim ve Peygamberlerimizin hayatı ile ilgili dersler olumlu bir adımdır.

Ana muhalefetin kesintisiz 8 yılda diretmesi ise anlaşılır değildir. Bir takım paranoyalarla darbe ürünü kanun ve uygulamaların arkasında durmaktan vazgeçilmelidir.

Eğer korkunuz İmam Hatip Liseleri ise; 28 Şubat öncesinde liseler içinde İmam Hatip Liselerinin oranı %8 idi, bugün %5. Bu oran sizi niçin korkutuyor? Bu okullarda devletin okulu ve normal lise müfredatının yanında, yine devletin belirlediği meslek dersleri veriliyor ve denetleniyor. Neden bu kadar korkuyorsunuz bu okullardan terörist mi yetişiyor? Bu ideolojik dayatmalardan artık vazgeçin ve bu ülkenin gerçek sahipleri halkın taleplerine kulak verin.

Yapılan bu değişikliklerdeki birtakım endişelerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz: Liseler mecburi eğitim haline getirilirken neden kıyafet konusunda herhangi bir düzenleme yapılmıyor. Liselerde eğitim gören kızlarımız "Allah'ın emri olan başörtüsü" ile yönetmelikler arasında neden tercihe zorlanıyor? Okullarımızdaki kıyafet mecburiyeti ve karma eğitim dayatmasından ne zaman vazgeçilecek? Gerekirse eğitim ömür boyu olsun fakat niçin illa da örgün eğitim diye diretiliyor? Açık lise, ortaokul ve ilkokullara tamamen izin verilerek yaygın eğitimin önü niçin açılmıyor? Eğitim sisteminin yapısında kısmi değişiklikler yapılmakla birlikte sistemin bütünü ne zaman ele alınacak merakla beklemekteyiz.

Yakın komşumuz Suriye'de ne yazık ki kardeşkanı akmaya devam ediyor. Buradan İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyoruz, artık emperyalist güçlerin kanlı emellerine ve işgallerine müsaade etmeyin ve de alet olmayın. Unutmayın ki, "büyük mahkemenin kurulacağı o günde" bütün yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.

Beşar Esad'a ve yandaşlarına sesleniyoruz; Rusya ile yaptığın milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları yerine keşke halkınla anlaşmayı tercih etseydin. Suriye meclisinin sözde anayasa değişikliği ile devlet başkanlığına getirildiğinde, söz verdiğin reformları keşke biran önce gerçekleştirseydin. Daha fazla kardeşkanı dökülmemesi adına, uluslar arası emperyalistlere fırsat verilmemesi adına, ümmetin kardeşliğinin zedelenmemesi adına bu zulümden bir an önce vazgeçilmelidir. Zira çağdaş yeni bir yezit istemiyoruz! Akli selim davranarak, Suriye' yi emperyalist işgalcilere peşkeşten vazgeç.
SAGİR adına İlim ve Hikmet Vakfı
Haftaya aynı gün ve saatte buluşmak üzere...