Ali Şeriati İstanbul'da Anıldı(FOTO)

Ali Şeriati İstanbul'da Anıldı(FOTO)

İstanbul Fatih’te Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde "Dr. Ali Şeriati’yi Anma Komitesi" tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen programa konuşmacı olarak araştırmacı yazarlardan Cihan Aktaş, Kenan Çamurcu ve Kadir Akaras Katıldı.

İstanbul Fatih'te Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde "Dr. Ali Şeriati'yi Anma Komitesi" tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen programa konuşmacı olarak araştırmacı yazarlardan Cihan Aktaş, Kenan Çamurcu ve Kadir Akaras Katıldı.

Nureddin Şirin'in oturum başkanlığını yaptığı panel Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Spikerliğini Kudüs Medya editörlerinden Yavuz Eren'in yaptığı anma programı, organizasyon komitesi başkanı Ercan Alagöz'ün açılış konuşmasıyla başladı.

AÇILIŞ KONUŞMASI

Rahman ve Rahim olan Allah' ın adıyla".

Sen gideli 34 sene oldu ! Seni şehit edeli, seni susturalı 34 sene olmuş..Ama bakıp görseydin de söylediklerin halen  34 sene önceki gibi güncel, acı verici ve dokundurucu. Sen görevini başarı ile tamamladın, bizim işimiz ise daha zor. Yine her taraf da senin uyardığın gibi 3 uyumsal ortaklar". Siyasi zorba Firavun, sömürücü Karun ve bunlara Din Baronluğu yapan Be' lam Baurlar iş başında.  Ve bizler oyuna gelmiş. bölünmüş ve uykuya dalmışız". Zira bizler birçok konuda sürekli yanlışlar yapıyoruz"

Ey bizleri rahatsız eden Şeriati !

Sen maslahat gereği konuşup bir Servet edinebilirdin. Ama yapmadın. Zira sen dertli olanlardandın. Sen Ümmetin için dertliydin. Ben sizleri rahatlatmak için gelmedim diyordun. Ben esrar ve eroin miyim ki herkesi rahatlatayım? Ben sizleri rahatsız etmeye geldim. Eğer birisi gerçekten hizmet yapmak istiyorsa rahat insanları rahatsız, suskunları konuşkan, uysalları hareketli yapmalı ve donuk insanlar arasında mücadele çıkartmalıdır.''diye uyarıyordun.

Ey Uyandırıcı Ali Şeriati !

Bizler okullar da Bir yazıp yanına sıfır yazmanın ne anlama geldiğini öğrendik. Senin mektebin de ise birin önüne sonsuz sayıda sıfır yazmanın ne anlama geleceğini öğrendik.

Ne Şia Dünyası seni anlatı ne de Ehli Sünnet. Üstat diyor di ki: 'Iran da Sünni olarak görüyorlar beni, Konferans vermeye gittiğim Suudi Arabistan da ise Şii olduğum için tenkit ediliyorum !  Ne Diktatör Şah seni İran da rahat bıraktı ne de Demokrasi denilen Fransa" Her iki Ülkede de Hücreler de ve hapisler de yattın".

Ey Vahdetçi Ali !

Ne kadar da Müslümanlar arası Vahdet' i arzuluyordun. Hep Vahdet ve yine Vahdet diye uyarıyordun. İslam alemin de ki Mezhep savaşı Ali Şiası ile Muhammedi Sünniliğin  arasında değil, Safevi Şiaları ile Emevi Sünnileri arasında olduğunu söylüyordun. Ve biz diyordun. Biz kendi aramız da Mezhep  kavgasına tutuşurken" Bu iki Müslüman kardeşin kopardığı yaygara ve çatışma arasın da bir kulak kesilse, ırmağın batı kıyısında zafer ve alay kahkahası duyulabilir diye tekrar ve tekrar uyarılarda bulunuyordun.

Dedim ya sen gideli 34 sene olmuş"

Ey Ebuzer yolunda giden Şeriati !

Ebuzer' i çok severdin. Ebuzer ile İslam' ı tanıdım söylüyordun. İslam' ı aradım buldum diyordun ? Peki, nerede diye sordukların da:
Bilim Adamının ürettiği kültür İslam' ı değil. Mücahidin geliştirdiği İslam' ı değil, Ulemanın medresesinde değil, Avamın geleneğinde değil, Ebuzer' in Rebeze çölünde buldum İslam' ı .

Ey İsmail' ini Kurban eden  Ali !

Sen den önce Kerbela' yı biliyorduk ve anıyorduk da. Ama sen den sonra anlamaya başladık. Kerbela sonrası için bizlere yol gösterirken kısa ve öz konuşuyordun. Gidenler Hüseyni bir iş yaptılar, kalanlar ise Zeynep gibi davranmalı, yoksa Yezididirler !

Ve sen  aynı Zeynep gibi davrandın ! Biz buna şahidiz.  Onun gibi direndin, haykırdın, uyardın  ve de şehit edildikten sonra da Zeynep'in yanına gömüldün. Bir başına, garip ve yine yapa yalnız !

Ey İlim sahibi Şeriati !

Başarının sırf İnsan sayısı ile ölcülemiyeceğini sen den öğrendik. İlim den kopuk   bir İmanın, Beyin den ayrı kalmış bir Kalp' in, Akıl dan Mahrum kalmış bir Duygunun İslam' a hiçbir faydası olmayacağını yine sen den öğrendik .

Ve Aydınların yol göstermesi gerektiğini söylüyordun.  'Aydın', diyordun 'Aydın, peygamberi bir misyonu vardır, dava ve eylem adamı olmak zorundadır. Toplumu bilinçlendirmeli, yol göstermeli, öncü olmalıdır. Aydın, aykırı olmalıdır, yalnız ve yabancı, halkla iç içe ama halkın bir adım önünde..' 

Ey Aydın Şeriati  !

Öze Dönüş. Kuran' a dayalı bir İslami Dönüş çağrısı yapıyordun. Peki hangi Kur'an? diye soruyordun. Cehaletin elinde teberrük edilip kutsanan bir nesne olan Kur'an mı? Cinayet mızraklarının ucundaki Kur'an mı? Yoksa çeyrek yüzyıldan daha az bir sürede çölün dağınık ve düşman kabilelerini birleştirerek, dünyanın egemen güçlerini çökerten... İnsanlığın kaderini ele geçiren, devrimci yapısıyla insanlık tarihinde yepyeni bir medeniyet ve kültür meydana getiren bir kitap olarak mı Kur'an???
Dedim ya 34 sene olmuş sen aramızdan gideli".

Ey Hak yolda şehit olan Şeriati !

İslam senin için sırf Namaz, Oruç ve Hac dan ibaret değildi. Bir de Hak ile Batıl savaşı var dı ortada. Habil den başlayarak günümüze kadar.  Sen açık konuşuyordun. "Hak ile batılın çarpıştığı savaş alanında olmadıktan sonra; çağının ŞAHİDİ,toplumunun ŞEHİDİ olmadıktan sonra,nerede olursan ol! İster  namaza dur,ister içki sofrasına otur;ne fark eder ! "

Ey Dr. Şeriati  !

Diyorum ya 34 sene geçti seni kaybedeli !  Hem de bu zorlu ve çelişkili ortam da her zamankinden daha fazla sana ve senin gibilere ihtiyacımız var iken . Sen gittin ama Kitapların ve fikirlerin her zaman bizimle beraber olacak.

Her dediğine inanan ve her yazdığına amel de eden çok değerli Öğretmenim. 

Mekânın cennet Ruhun Şad olsun.

Açılış konuşmasının ardından panele geçildi.

Panelistlerin konuşmalarının ardından Dr. Ali Şeriati'nin kendi sesiyle okuduğu duanın sinevizyon gösterimi yapıldı.

Program sonunda, Dr. Ali Şeriati'nin külliyatını yayınlayan Fecr Yayınevi'nin standına büyük bir ilgi gösterilerek Şeriati'nin kitapları alındı.

Saat 14:15'te başlayan ve yoğun bir katılımın olduğu program 17:00'de sona erdi.

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

VELFECR FOTO

 

velfecr