Abdurrahman Dilipak: "Fikri Kavmiyeti Tel'in Ediyor Peygamber"

Abdurrahman Dilipak: "Fikri Kavmiyeti Tel'in Ediyor Peygamber"

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

ABDURRAHMAN DİLİPAK: "FİKRİ KAVMİYETİ TEL'İN EDİYOR PEYGAMBER"/HABERVAKTİ.COM
“İlk haram”, “ilk günah”, “ilk lanet”, “dünya sürgününe giden yol”da, Şeytanın insana kurduğu tuzakların başında “Irkçılık” gelir. Biz İNSAN’ız. İnnemel mü’minune ihvatün. Allah bizim kardeş olmamızı istiyor.
Haklıdan yana, zalime karşı çıkmamızı istiyor. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. Adil şahidler olmamızı istiyor.
“Hani milliyetin İslâm idi? Kavmiyyet ne?
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!
Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri.
Arab'ın Türk'e, Laz'ın Çerkez'e yahud Kürd'e,
Acem'in Çinliye rüçhanı mı varmış, nerede?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer?
Fikrî kavmiyyeti tel'in ediyor Peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın,
Adı batsın onu İslâm'a sokan kaltabanın.
Artık ey millet-i merhûme sabah oldu, uyan!!!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak, aç gözünü!
Dinle Peygamber-i Zîşân'ın ilahî sözünü.
Türk Arap'sız yaşamaz, kim ki yaşar der, delidir!
Arab'ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir...
Veriniz baş başa zira sonu hüsran-ı mübîn,
Ne hükûmet kalıyor ortada billahi, ne din.
Medeniyyet size çoktan beridir diş biliyor,
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ,
Ne bu şûride siyaset, ne bu fasîd da'vâ
Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz.
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavud'um,
Başka bir şey diyemem, işte perîşan yurdum.”
Hz. Adem ve Hz. Havva'nın yeryüzüne düşman olarak inmesi, ne demektir? "Birbirinize düşman olarak inin." ifadesinde geçen düşmanlar kimdir?
"Ama şeytan orada ikisini de yoldan çıkardı ve böylece sahip oldukları konumu yitirmelerine sebep oldu. (29) Bu yüzden Biz: "Buradan çıkıp gidin, (bundan sonra) birbirinize düşman olarak yaşayın ve yeryüzünü bir müddet için mesken edinip orada geçiminizi sağlayın!" (30) dedik. Bu ayette birbirinize düşman olarak yaşayından kasıt nedir? Birbirinize düşman olarak inin, ifadesinde geçen düşmanlar kimdir? Bu dünyadaki düşmanlıklar da buna girer mi?
Cevap! Araf Suresi 24. ayetin meali şöyledir: "Birbirinize düşman olarak -yeryüzüne- ininiz, sizin için yerde bir zamana kadar bir ikametgâh, bir faydalanma vardır."
"Birbirinize düşman olarak inin" mealindeki ifadede söz konusu olanlar, Hz. Adem (as), Hz. Havva ve iblis/şeytandır. Bunlar üç kişidir, onun için “inin” anlamına gelen “ihbitû” emir fiili, çoğul olarak kullanılmıştır. Fakat asıl düşmanlık Hz. Adem (as) ile şeytan arasındadır, Hz. Havva ise, Hz. Adem (as)’e tabidir. Bu sebeple, Ta Ha Suresinin 123. ayetinde sırf ikisine hitap edilmiş ve ”ihbita” tensiye/ikil kipi kullanılmıştır (bk. İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri).
Ayrıca bu mananın içine dünyada yaşanan savaş, her türlü kavga ve düşmanlıklar da girer.
"..biz de dedik ki haydi ininiz ve o halde ininiz ki bir kısmınız, bir kısmınıza zulüm ve tecavüz edecek düşman ve sizin için yeryüzünde bir zamana (yani ölünceye) kadar geçici bir oturulacak yer tutmaya çalışmak ve faydalanıp yaşamak da bir hak olsun..." (bk. Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri)
Âdem (as) ve Havva şeytana uymakta ısrar etmeyip, günahlarının farkına vararak pişmanlıklarını Allah'a arz etmişler ve Bakara sûresinde (37. ayet) belirtildiği üzere, Allah da onların tövbeleri kabul etmiş ve onları imtihan yurdu olan dünya­ya göndermiş; insan soyunun yeryüzüne dağılıp orada karar kılmaları ve barınma­ları, orada yaşayıp orada ölmeleri, yeniden orada dirilmeleri takdir edilmiştir. Böy­lece, gerek bu âyetten gerekse ilgili diğer âyetlerde (bk. Bakara 2/36, 38; Tâhâ 20/123) Âdem (as) ile eşinin, işledikleri günahın bir sonucu olmak üzere cennetten çı­karıldıkları ve bu olayın insanlığın kaderini etkilediği anlaşılmaktadır.
Bu arada, kardeşlik ve dostluklar gibi sürtüşme ve düşmanlıklar da dün­ya hayatının bir parçası olarak takdir edilmiştir. Burada anılan düşmanlığın, hem insanoğlu ile şeytan arasındaki ebedî düşmanlığı hem karı-koca arasındaki çekişmeleri hem de Âdem (as) ve Havva'nın soyu arasındaki çatışmaları ifade ettiği düşü­nülebilir. Bu sebeple onlara bir yoruma göre İblîs de kastedilerek "İnin ora­dan!.." buyurulmuştur. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'in "dârüsselâm" (barış yurdu) diye tanımladığı cennette düşmanlık olamazdı.
Kuşkusuz Âdem (as) ve Havva'nın cennette saf ve günahsız olmaları iradeye da­yanmadığı için -kötü bir durum sayılmasa bile- ahlâkî bir değer de ifade etmiyor, sadece içgüdüsel bir karakter taşıyordu. Ancak öyle anlaşılıyor ki, "...şu ağaca yaklaşmayın ..." şeklindeki yasaklamayla birlikte, yasağa uyup uymama hususun­da kendilerine irade ve tercih yeteneği de verilmiş; böylece insanlığın atası ve an­nesi, yasaklanmış ağaçtan yeme olayında içgüdüsel davranmaktan bilinçli ve ira­deli davranma aşamasına geçmişler; kötülüklerinin farkına vararak af dilemişler ve bağışlanmışlardır. Bu durumda ilk günahla başlayan ve cennetten çıkarılma ile devam eden süreç, insanlık için ahlâkî bakımdan bir düşüşü değil, bir yükselişi, öteki canlılardan farklı olup adına "insan" denen ve özgür davranabilen, yanlışlık yapabilen, fakat yanlışlarının farkına vararak özür dileyip tövbe eden, iyiliğe yönelme bilinç ve iradesini gösterebilen bir varlık kategorisinin başlayışını da ifade etmektedir. (bk. Kur'an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı, ilgili ayetin açıklaması)
Bu ve benzeri ayerler, Allah'ın emrine karşı gelmenin bir neticesi olmak üzere Hz. Adem (as) ile Havva'nın ve iblis'in yüce makamlardan yeryüzüne indirilmiş ve aralarında bir düşmanlığın cereyana başlamış olduğunu bildirmektedir. Ve bunların yeryüzünde yaşayacaklarını, orada öleceklerini ve tekrar orada toplanıp dağıtılacaklarını hatırlatmaktadır.
İnsanlar arasında düşmanlıklar cereyan edeceği gibi, insanlar ile şeytanlar ve cinler arasında da düşmanlık yok olmayacaktır.
Bakara, 2/36-38 dipnot. (Allah) Buyurdu: “Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde belli bir zamana kadar sizin için bir yerleşim ve geçim vardır.”
Ey insanlar kardeş olun.
Allah bizi kabileler halinde yarattı ki, kavga edip, düşman olalım diye değil, Tearüf edip, yardımlaşalım diye böyle yarattı!
Yeryüzünün bütün namuslu, erdemli, akıl ve vicdan sahibi fertleri birleşim.
Selam ve dua ile..