Zaman yazarından Davutoğlu'na övgü!

Zaman yazarından Davutoğlu'na övgü!

Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Ünal bugünkü yazısında Başbakan olması beklenen Ahmet Davutoğlu'na övgüler yağdırırken akıldaki soru işaretlerine de dikkat çekti!

Bugün resmen başlıyor Ahmet Davutoğlu dönemi. ‘Tek aday’ olarak gireceği olağanüstü kongreden ‘genel başkan’ olarak çıkacak. Başka şık yok. Hemen ardından ‘başbakan’ koltuğuna oturacak. Ve hem siyasete, hem de Türkiye’ye damgasını vuracak.

Davutoğlu bir ‘kara kutu’ değil, herkesin yakından tanıdığı, bildiği bir isim. ‘Danışman’ olarak geldi Ankara’ya. Erdoğan yasaklı, Gül Başbakan’dı. Siyasete Gül kazandırdı. ‘Büyükelçi’ unvanı aldı. Masada değil sahada ter döktü. Başkentler arasında mekik dokudu. Ortadoğu politikalarında ‘etkili danışman’ olarak sivrilmesi eleştiri oklarını ona yöneltti. Siyaseti sevmedi. Bunu açıkça söylemekten çekinmedi. İlk fırsatta milletvekili olabilirdi. Fakat uzak durdu. Üniversiteye döneceği, öğrencilerine kavuşacağı günün hayaliyle yaşadı.

Sözde kalmadı, Ankara’dan ayrılmak için birkaç kez teşebbüs etti. Ancak şartlar elvermedi. Kopmak istedi lakin siyaset onu bırakmadı. Bu topraklarda siyaset hesaba kitaba gelmez. Biraz baht işidir. İradenize söz geçiremezsiniz. Kabineye ‘dışarıdan’ bakan olarak girdi. Kimse itiraz etmedi. Bir başka isim olsa parti kabullenmekte zorlanırdı. Onca milletvekili varken dışarıdan bir ismin ‘Dışişleri’ gibi bir güçlü bakanlığın koltuğuna oturması hoş karşılanmazdı. Gecesi gündüzüne karıştı.

Oldukça zor ve sıkıntılı günler geçirdi. Dış politikada işler pek yolunda gitmedi çünkü. ‘Arap Baharı’ kışa döndü. Suriye, Mısır, Irak... Son olarak Musul. En çok tartışılan bakanlardan biri oldu. Ağır tenkitlere uğradı. Ama bahtı açılmıştı bir kere. Arkası geldi. Erdoğan cumhurbaşkanı seçilince gözler ona çevrildi. Anketlerden, parti içindeki nabız yoklamalarından önce düştü ismi zihinlere. AK Parti politikalarına egemen olan adı henüz konmamış sürecin kaçınılmaz sonucuydu adı. AK Parti Gül’süz bahçeye dönüşünce Davutoğlu rakipsiz kaldı.

Gün onun günü. Asıl zorluk bundan sonra. Kaderi iki soruda gizli. Nasıl bir başbakan olacak? Erdoğan’la ilişkileri nasıl yürütecek?

Düşük profilli bir başbakan olmayacağı kesin. Partisini seçime götürmek gibi misyonu da var. O koltukta kalıcı. Silik biri değil. Medeniyet vizyonu var. Yumuşak karakterli. Mevlânâ diyarından... Hoşgörü mayasından. Uzaktan kumanda ile idare edilecek biri değil. Dış politika pratiği hakkında çok şeyler söylenebilir. Suriye, Mısır, Musul siyasetine esaslı eleştiriler yöneltilebilir. Bunu yapan çok.