Yunanca ve Türkçe

Kendi başlığı, spotu ve takdimiyle Yunan Efimerida ton Sintakton / Editörlerin Gazetesi’nin yazarımız Dimitris Plionis’le Diriliş Postası üzerine mülâkatı

İstanbul merkezli Diriliş Postası, Yunan köşe yazarı Dimitris Plionis’in makalelerini iki dilde neşrediyor

Greek Newspaper of Editors front page copy

Greek Newspaper of Editors2 copy

Dimitris Kanellopoulos

İlginç ve akıllıca bir fikir.
İstanbul’da neşredilen bir Türk gazetesi, bir Yunan köşe yazarına haftada bir gün yazı yazdırıyor.
Bunun çok da olağanüstü bir şey olmadığını düşünebilirsiniz.
İşin olağanüstü tarafı şu:
Makaleler iki dilde neşrediliyor; sayfanın sol tarafında Türkçe, sağ tarafında Yunanca.
Köşe yazarının ismi Dimitris Plionis.
Diriliş Postası macerası nasıl başladı?
Teklif, Mavi Marmara’dan arkadaşım, gazetenin yayın yönetmeni Hakan Albayrak’tan geldi. Türkiye’de muhafazakâr bir gazetenin Yunanca-Türkçe makale yayımlaması, önyargıları yıkmaya ve kültürel bir yakınlık oluşturmaya hizmettir. Komşuların biririni anlayıp sahiplenmesi ve barış içinde yan yana yaşaması hedefini gözetiyor bu gazetenin yöneticileri. Bana istediğimi yazabileceğimi, zerre kadar bile sansürün sözkonusu olmayacağını söylediler. Gazete İslamî eğilimli olduğu için Türkiye halkının en az yarısına hitap etme potansiyeli var. Bu kitleyle diyaloğa girmek, onlara Yunanistan’ı solcu bir Yunan’ın zaviyesinden anlatmak fikrini cazip buldum. Yunan kamuoyunun ekseriyeti nazarında korkunç ve düşman bir kitleden bahsediyoruz. Böylece haftada bir yazmaya başladım.
Böyle bir şey bir Yunan gazetesinde de olabilir mi?
Bilmem. İserseniz siz kendi gazetenizde bir deneyin. Bakalım ne oluyor.
Diriliş Postası’nı kimler okur?
Gazetenin okur kitlesi daha ziyade akademisyenler, entelektüeller, üniversite öğrencileri, memurlar vs’den oluşuyor. Tirajı düşük ama magazinel havadaki zevksiz gazetelerle kıyaslandığında en azından estetik bakımdan Türkiye’nin en iyi gazetesi. İktidar partisine yakın olmakla beraber hükümeti de Erdoğan’ı da eleştirebiliyor. Bağımsız ve ciddi gazeteciliği önemsiyor. Ben köşe yazılarımda daha ziyade Yunanistan’daki siyasi duruma ilişkin şahsî kanaatlerimi paylaşıyorum; SYRIZA tecrübesine müsbet bir bakışla.
Türkler biz Yunanları nasıl görüyor?
Genelde Türk kamuoyu Yunanistan’a ve bilhassa Aleksis Çipras’a dostça, sempatiyle bakıyorlar. Tabii ki aşırı milliyetçi Türkler de var, ama onlar azınlık. Ortalama Türk’ün biz Yunanlara yaklaşımı, ortalama Yunan’ın Türklere yaklaşımından çok daha dostça. Bunun izahı iki ülkenin uzak ve yakın tarihinde olsa gerek. Şimdi kulağa biraz yavan gelebilir ama ben halkların paylaşamayacağı bir şeyin olmadığına inanıyorum. İhtiyaç duyduğumuz tek şey, realiteyi beraberce tanımak. İki ülke komşu olduğuna ve ne biri de de öbürü başka bir yere taşınmayacağına göre, aralarındaki meselelerin ciddi bir bir diyalog ve karşılıklı anlayışla çözülmesi lazım.
(Efimerida ton Sintakton,
6 Haziran 2015)


Mavi Marmara ve SYRIZA aktivisti Dimitris Plionis’le…

Mavi Marmara’da bir grup Yunan komünisti vardı. Yiğit adamlar. Bir tanesi, Dimitris Plionis. O zamandan beri her fırsatta görüşürüz, fikir alışverişinde bulunuruz. Buluşmak için İstanbul-Atina, Atina-İstanbul gidip geliriz. Dimitris bizi sever. Fikirlerimizin yayılmasını ister. Onun için Atina’ya gittiğimde bana röportajlar ayarlar, Yunan basınında Türkiye gerçeklerini anlatmamı sağlar. Ben de ona Diriliş Postası’nı açtım. Bidayetten beri düzenli olarak haftada bir gün yazıyordu. Derken SYRIZA hükümetinden bir teklif aldı ve emekliliğe ara verip bürokrasiye girdi. Ülkesini de SYRİZA’yı da çok seviyor ve mevcut hükümet tecrübesinin başarısızlıkla neticelenmemesi için elinden geleni yapması gerektiğine inanıyor. Neyse işte; o vazifeye tayin edilince, bir kuruş karşılık istemeden sürdürdüğü Diriliş Postası yazarlığına yoğun meşguliyeti yüzünden ara vermek mecburiyetinde olduğunu üzülerek beyan etti, biz de “İşine bak” dedik. Dün telefon açtı. Yandaki röportajdan bahsetti. Solcu bir gazetede neşredilen bu mülakatın büyük alâka gördüğünü, bilhassa SYRIZA çevrelerinin “Ne güzel şey” dediklerini heyecanla anlattı. Ve… “Ben gene yazmak istiyorum” dedi. Ehlen ve sehlen. Yakında tekrar başlıyor inşaallah.


Peki, Doruba Bin Vahad’dan ne haber?

Bir de Doruba Bin Vahad’ımız var (Dhoruba Bin Wahad). 1960’ların sonu ile 70’lerin başında Kara Panter Partisi’nin New York lidelerindendi. O zamanlar Richard Moore ismini taşıyordu. 1971’de hapse girdi, 19 sene yattı. Hapishanede Müslüman oldu, elhamdülillah. 1990’da hapisten çıkalı beri ABD zindanlarındaki siyasi mahkumlar, Afro-Amerikalıların hakları ve İttihad-ı Afrika için koşturup duruyor. Diriliş Postası’nda yazacaktı. Öyle konuşmuştuk ve bunu ilan etmiştik. Ama yazamadı, yazamıyor. “Brother” diyor, “Görüyorsun işte durumu. Ver elini Ferguson, ver elini New York, ayaklanmadan ayaklanmaya atılmışım ben, Bronx’lu köle oğlu Doruba’yım ben, hâlâ özgürlük savaşında. Yaşamaktan yazmaya vakit mi kalıyor?” Tam bu kelimelerle değil ama üç aşağı beş yukarı böyle diyor.


Nasıl oluyor da Diriliş Postası 38 yaşında oluyor?

Gazetemizin künyesinde “Yıl: 38” ibaresini okuyanlar tabii ki şaşırıyorlar. 28 Şubat 2015 tarihinde yayın hayatına atılan Diriliş Postası nasıl 38 yaşında oluyor?
Şöyle oluyor:
Bundan 38 sene evvel İstanbul’da Ayrıntılı Haber diye bir gazete çıkmaya başladı. Ali Yıldız ve Mehmet Akosman, 1993 senesinde satın aldıkları bu gazeteyi 2015 senesinde ulusal çapta yayın yapan bir gazeteye dönüştürmeye karar verdiler. Onlardan -Orhan Pekçetin vasıtasıyla- yayın yönetmenliği teklifi aldığımda, biraz nazlandıktan sonra “İsmini Diriliş Postası olarak değiştirirsek olur” dedim. Onlar da kabul ettiler.
Resmiyette Diriliş Postası yeni bir gazete değil, Ayrıntılı Haber’in devamı.
Peki neden yeni bir gazete çıkarmadık da Ayrıntılı Haber’i isim değiştirerek devam ettirdik?
Çünkü Ayrıntılı Haber’in müktesep resmi ilan hakkı var.
Hürriyet gibi zengin gazeteler resmi ilanları ellerinin tersiyle itme lüksüne sahipler, çünkü reklama ayırdıkları sayfalarını başka reklam verenlere Basın İlan Kurumu’nun ödeyeceği paranın birkaç misli karşılığında tahsis etme imkânları var.
Biz onlar kadar reklam alamıyoruz ve reklam için onlar kadar çok para da alamıyoruz.
İşte Diriliş Postası bu sebeple 38 yaşında.

 

Bu yazı toplam 935 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar