Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yiyin efendiler yiyin

Yolsuzluklar, rüşvet, torpil, ırkçılık, fuhuş dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. İmtihan oluyoruz. Şeytan fazla mesai yapıyor. İşte böyle böyle birileri cennet ve cehenemi hakediyor.. Benim çabam, insanları bu yoldan vazgeçmeye çağırmakla sınırlı. Yeni bir medeniyeti ihya ve inşa çabasındaki insanları şeytanın bu hilesine ve planına karşı uyanık olmaya çağırıyorum. Başkanlarını da onlardan uzak durmaya çağırmak gibi bir rol üstleniyorum. “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur”.

Bu CHP’lilere üzülüyorum. Bir şey bilmiyorlar bunlar. Yemeyi de bilmiyorlar. İş yapmayı da.. İşadamlarının çoğu beyaz Türk. İktidar hasreti olunca, fırsat ellerine geçip abur cubur yemeye kalkıyor ve tabii o zamanda olan oluyor. Hemen obezleşiyorlar. “Hurra” saldırınca üstlerine başlarına döküyorlar.

Bu yeni yetmeler eski ağır abilere mi danışmıyorlar, onlar bildiklerini bunlara mı öğretmiyorlar bilmiyorum.. Biraz da bunların çoğu örgütçü aralarında kıskançlık ve rekabet de var sanırım. Bir de acemilikleri yanında utangaç bir halleri var.. Dün devrim ve demokrasi sloganları atanlar bugün başka vadilere savrulunca çareyi kafayı çekmekte buluyorlar.

Eskiden bu işler darbe dönemlerinin ardından askerlerin himayesinde masonik kadrolarla yapılırdı, örgüt liderlerine de payları bir şekilde ödenirdi. ANAP’dan sonra işler değişti. Banker Bako’dan sonra artık ayağa düştü. Demirel, Cindoruk, Çiller, Yılmaz derken olan oldu.. O dönem bu işler yeniden şekillendi. Mesela kadroya bir emekli general, soldan bir prof., sağda bir hayırsever işadamı(!), emekli bir müftü, ağzı laf yapan bir milliyetçi, bir mason, en azından bir roteryen, eski bir istihbaratçı, emniyetçi, JİTEM elemanı, Alevi biri de olmalı kadroda.. Eski bir bürokrat, gümrükçü, maliyeci, bankacı dostun olmalı, birlikte yemelisin.. Mutlaka gazeteci bir dostun olmalı mesela.. Bir sanatçı bir futbolcu.. 

Bu solcuların insani yardım dernekleri de yok, iftar sofrası da kurmuyor, zekat da vermiyorlar, cami filan yaptıkları da yok. Cemevi ile pek işleri yok aslında.. Sağcılar ve milliyetçiler, hani şu milliyetçi muhafazakar takım bu konuda daha  becerikli. Belki 80’lere kadar CHP’liler öndeydi ama, sonra kaybettiler.

Bazıları yapmaz yer, onlar CHP’lilere benzer, bazıları yemez yapmaz, bazıları yer yapar, millet bu tipleri çok seviyor. Onun işini yapsın da yesin! Bize lazım olan yemez yapar.. Onlar da çok fazla değil. Bana kalırsa en tehlikeliler dini kullanarak yiyenler.. Ama dini kullanarak yiyenler herkesi de kullandıkları için zor yakalanırlar. “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye bir kural konmuşsa elbette vardır bir anlamı. 

CHP’lilerin işi zor. Çabuk yakalanırlar.. Önce yerken üstlerine başlarına döküyorlar. Az iş yapıp çok yemeye kalkıyorlar ve çok kişiyle değil dar çevrelerinde bu işi halletmeye kalkıyorlar.. Bakın bu işi bilenler çok çalışıp, “ananız dert yesin, yarım yarım dört yesin” hesabı yapıyor. 10 iş yapıyor, her birinden yarım yese 5 ediyor. CHP’li 3 iş yapıp, 3 yemeye kalkınca toplamda az ama, oransal olarak daha çok yemiş oluyor. Bir de pek paylaşmayı bilmiyorlar. Yani “katılımcı, çoğulcu” değiller.. Hani “defteri sildirmek” gibi bir vicdan zonklamasını durduracak yolları da yok bu laik kafalıların. Bu işleri öğrenmek o kadar zor değil aslında. Onlar da öğrenirler.. Ama tabii biraz zaman gerekiyor. Sahil şehirlerindeki belediyeler kesmiyor.. Sosyalisti, Alevisi, liberali, Kemalistine, emekli askerine, masonuna laf anlatmak da kolay değil tabii.. Bir de bunların eli de dili de uzun. Gerçek ihlas sahibi dindarları bu çerçevenin dışında tutmak gerek.

Bir de CHP’lilerin iş yaptıracak adam sıkıntısı var. Sonuçta CHP’li kaç tane SİAD var ki. CHP dışındakiler her yerde.. Bir de onlara iş vermezseniz onlar bu işi biliyorlar. Sizi suya götürür susuz getirirler.. Yani sizi deşifre etmeleri hiç de zor değil. Hani sol belediye sağcılarla iş tutsa bu defa ötekiler sıkıntı çıkarıyor. CHP’lilerin bu anlamda işleri zor.. Hele şimdi bu kadar “Temiz toplum” nutku atıp sonra da bu duruma düşmeleri CHP’yi zor duruma düşürdü.

Sonuçta biz bize benziyoruz. Her yerde dürüst adamlar da var sahtekârlar da. Bunun sağcısı, solcusu, milliyetçisi, dindarı yok, Kürd’ü de Türk’ü de Arab’ı da var. Alevisi de var, Sünnisi de. Paralelin neler yaptığı ortada. Her parti de bu tür adamlar var. HDP ve Paralelcileri, derin devleti saymaya gerek yok. Onlar deveyi hamudu ile götürüyor zaten.. Kedi acıkıp da yavrusunu yemeye karar verirse onu fareye benzetirmiş. Bizimkiler de “devrim” için ya da “himmet” adı altında her şeyi kendileri için mübah kılabiliyorlar.. Gayeye giden her yol meşrudur onlar için..

Bu yolsuzluk iddialarının üzerine ciddiyetle gitmek gerek. Bunlar dava partilerinin sırtında prangadır. Bir medeniyet davası olanların önündeki en büyük engeldir.. Bu iş ağaç kurdu. Terörist testere ile geliyor, ağaç kurdu içeriden bitiriyor işi.. Bu kursakları haram lokma ile şişen adamlar yarın çıkarları tehlikeye girdiğinde her haltı yerler. Haram lokma ile abad olunmaz.. 

Bu işin üstesinden gelmek için işi ehline vereceğiz bu bir, iki rüşvet alan bürokratı o koltukta tutmayacağız. Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalarmış, rüşvet alan biri ise bir bostan karşılığı bir bağı satarmış. Bu şeytan üçgeni zengini gasıb, siyaset adamını hain, bürokratı hırsız, alimi bel’am yapar. Eğer bu terör kadar tehlikeli ahlaksızlığın önü alınmaz ise, “Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar” noktasına varır bu iş. Ayrıca bazı şeylerin şuyuu vukuundan beterdir. Bu zalimlerin devlete ve millete verdikleri zarar terörden daha az değil. Biri bedenimize, ötekisi ruhumuza, ahlakımıza kastediyor.. Güzel hedeflere güzel yollarla gidilir. Yanlış yolda ilerleyerek doğru hedefe varılmaz. Kem alat ile kemalat olmaz. Herkes bir başkasının gözünde çöp ararken neden kendi gözüne bakmaz ki.. Başkalarına öğütleyip durduğu şeyler konusunda neden kendi nefsini hesaba çekmede bu kadar isteksiz olur ki insanoğlu. Eğer öğüt dinlemeyecekseniz, söyleyecek fazla bir söz kalmıyor. Midenize ateş doldurmaya devam edin.. Yiyin efendiler yiyin, patlayıncaya, tıksırıncaya kadar, cehennemin dibine kadar. Elbet bir gün mutlaka, o gün geldiğinde herkese  yaptıklarının hesabının sorulacağı bir gün var. Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 942 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar