Yılmazer'e 'örgüt' tutuklaması

Yılmazer'e 'örgüt' tutuklaması

Gülen Cemaati'ne yönelik iki ayrı soruşturmada son olarak aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da olduğu 12 kişi tutuklandı. İki isim "Suç örgütü kurmak ve yönetmekle" suçlanıyor.

‘Casusluk’ ve ‘yasadışı dinleme’ ile ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 92 şüpheliden 66'sı gece geç saatlerde tutuklanmaları istemiyle mahkemeye gönderildi.
Mahkeme, 66 polisten 17'si hakkında kararını verdi; 12 polis tutuklandı, 5 polis serbest bırakıldı. Böylece dün tutuklanan 8 polisle birlikte şu ana kadar tutuklanan polis sayısı 20'ye yükselmiş oldu. 
Şimdi kalan 49 polis hakkındaki kararın açıklanması bekleniyor. 
Tutuklananlar arasında istihbarat şubesinin eski müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Hayati Başdağ da bulunuyor. 
Yılmazer ve Demirhan'a ‘örgüt tutuklaması’
Mahkeme, Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, resmi belgede sahtecilik ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek’ suçlarından tutuklanmasına karar verdi.
Kararları, İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Bekir Altun verdi. Kararda, şüpheli Ali  Fuat Yılmazer ile Erol Demirhan’ın hiyerarşik yapı içerisinde altlık üstlük ilişkileri kullanıp yasadışı örgütlenme oluşturarak, suç işleme amacıyla örgüt kurduğu belirtildi.
Diğer tutuklanan 10 kişinin de bu yapıya dahil olarak devletin istihbarat faaliyetleri kapsamında görevlerinin sağladığı nüfuz ve güçle görevlerinin gereklerine aykırı davrandığının belirtildiği kararda, “Amaçlarına ulaşmak için toplumda tanınan kişileri terör ve organize suç örgütleri ile ilişkilendirerek, gerçek kimliklerini eksik veya yanlış yazıp yargı mensuplarını aldatacak şekilde kararlar alarak, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların amaç dışı kaydettikleri belirlendi” denildi.
Aleni olmayan konuşmalar kaydedildi
Şüphelilerin dinleme kararlarını almak için sahte evrak düzenledikleri de kararda anlatıldı. Resmi belgede sahtecilik yapıldığını belirten Sulh Ceza Hakimliği, şüphelilerin kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydettiği ifade edildi.
Mahkeme emniyet müdürü Hayati Başdağ, Hikmet Kopar, Abdülhalim Sönmez, Hasan Hüseyin  Danacı, Harun Aydın, Tolga Güzeltaş, Metin Canbay, Ali İhsan Tezcan, Muhammed Ali Iklı, Muhammed İkbal Kayaduman’ın da ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetme' suçlarından tutukladı.
Mahkeme tutuklanmasına karar verilen şüphelilerin, kaçma şüphesi ile delilleri yok etme ve gizleme, tanık ve mağdurların üzerinde baskı oluşturma şüphesinin olduğunu da kararında belirtti.
Tutuklanan İstanbul İstihbarat Şubesi'nin eski müdürü emekli polis Ali Fuat Yılmazer yasadışı dinleme ayağında gözaltına alınmıştı. Casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan Terörle Mücadele Şubesi'nin eski müdürü Yurt Atayün de tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilmişti. 
Atayün hastaneye kaldırıldı
Emniyetteki sorgusunun ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilen İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin eski müdürü Yurt Atayün saat 00.30 sıralarında göğsünde oluşan bir ağrı nedeniyle adliyede fenalaştı.
Atayün bunun üzerine adliyedeki doktora götürüldü. Doktor tarafından ilk muayenesi yapılan Yurt Atayün göğüs ağrılarının artması üzerine, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne sevk edildi. Atayün,doktor kontrolünün ardından saat 01.15'te yeniden adliyeye götürüldü.
Şükür ve Dumanlı’dan ziyaret
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, adliyeye sevk edilen polislerin Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bekleyen ailelerini gece saatlerinde ziyaret etti.
Burada bir konuşma yapan Dumanlı, “Bu insanların paralel olduğuna dair, bu insanların herhangi bir cemaate mensup olduğuna dair ne biliyorsunuz? Elinizde hangi somut şeyler var? İnsanları önce yaftalayıp sonra cezalandırmaya kalkarsanız bunun adı despotluktur. Bunun adı diktatöryadır. Bunun adı hukuksuzluktur" dedi.
‘Bir yavuz çıkıp son verecektir’
Hakan Şükür de bu süreçte saygıda kusur etmeden hukuk içinde kalınacağını belirtti. Şükür, "Bu ülke demokratik bir hukuk devleti, biz öyle inanmak istiyoruz. Bu gelişmeleri yarın öbür gün belki tebessümle karşılayacağız” diye konuştu.
Hakan Şükür sözlerine şöyle devam etti:
“Biz herkesle birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeliyiz. Sadece bu taraftan bile baksanız, bu uygulamalar, bu işkence, bu zulme ve toplumu ayrıştıracak şekilde konuşan bu insanlara tabii ki bir yavuz çıkıp son verecektir. Ben ona inanıyorum. Şu an alternatifsizliğin getirdiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Belki hoyratça insanların vicdanları, duyguları çok farklı yönlere çekiliyor. Bugün birçok vicdan tutuklandı aslında.”
Şükür'e tepki
Şükür konuşurken bir kişi yaklaşarak, “Darbecilerin neresini çekiyorsunuz, darbeci bunlar ya. Ne yüzle çıkıyorsunuz halkın karşısına, utanmazlar! Tayyip'in sayesinde adam oldunuz be, Torinolu Şaban!" dedi. Bu sözlerin ardından protestocu vatandaş çevredekiler tarafından uzaklaştırıldı.
Açıklamasının ardından adliyeye giren Şükür, gözaltındaki polislerle nezarethanede fotoğraf çektirdi.
Kaynak: Al Jazeera