Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yeni yıla girerken

Batıyı 2016 korkusu sardı. Korku dolu bir geleceğin kaygısını taşıyorlar.. 

2016’da İslamifobia patlayacak.. Irkçılara gün doğacak ama bu keskin sirke kendilerine zarar verecek.. Öyle görünüyor. Demokrasiye baybay.. Daha fazla güvenlik, daha fazla otorite..

2016’da Filistin ve Şam bölgesinde, Avrupa, ABD ve batı Asya’da tabii felaketler, savaşlar ve terörün yükselmesi bekleniyor.. Avrupa ve Amerika için sonun başlangıcı yorumu yapılıyor. İtalya, Fransa ve Vatikan bu süreçten Avrupa’da en fazla zarar görecek ülkeler arasında ilk sırada. Uyuşturucu kullananlara, fahişelere de kötü haberler var.. 

Yaşlılar başlarının derdi. Aileleri dağıldı. Sağlıklı bir nesil gelmiyor.

İslam dünyası bir Mehdi şoku yaşayabilir.. Kudüs ve Filistin topraklarında,

Sina’da trajik olaylar yaşanabilir..

Böyle olacaktır demiyorum. Birileri din adına, birileri kahinler üzerinden böyle bir gelecek tasavvuruna sahip ve bunların bu tasavvuru gelecek zamanın ekonomisini, siyasetini, toplumsal hareketleri yönlendiriyor.

Bir de görünen köyün bir hikayesi var.. Bu beni daha çok ilgilendiriyor.. Bana göre de önümüzdeki aylarda; bu anlamda ekonomik, sosyal, siyasal sürpriz gelişmeler yaşanabilir.

Sabotajlar, intihar bombacıları, suikastlar olabilir. Paralelciler için kötü bir dönem başlayacak. ABD’de tutunamayacaklar göreceksiniz. Kanada da kalamayacaklar.. Bu konu ABD içinde de krize yol açacak. Bunu aylardır söylüyorum, kehanet değil bunlar.. AK Parti’ye ve Erdoğan’a yönelik yeni saldırılar gündeme gelirse şaşmamak gerek. Rusya’da önemli olaylar yaşanacak. Çin’de de..

Yani dünyaya rahat yok. 2016, 2015’den daha zor geçecek.. Batı ya da gayrimüslim dünya Müslümanlardan daha fazla zarar görecek bu süreçte. Göreceksiniz İsrail daha da yalnızlaşacak ve güç kaybetmeye devam edecek.

Konjonktüre bakıyorum da, mart, mayıs, eylül-ekim, aralık sanki hayli zor geçecek gibi, Türkiye için.

İnşallah Davudoğlu, böyle bir gelecek için, dürüst, bilgili, cesur, merhametli, sabırlı bir bakanlar kurulu oluşturur. Bakanlar da daha eli yüzü düzgün bakan yardımcıları, müsteşar, müşavir, özel kalem müdürleri, daire başkanları, genel müdürler, dürüst müfettişler görevlendirirler.

Sonra da şu belediyelere bir el atarlar. İhaleleri takibe alırlar.. Bürokrasideki rüşvetçi, torpilci, kendilerine göre, ehliyeti bir kenara bırakıp, kadrolaşmaya çalışan yeni paralelcilerin kumpaslarını bozmak için kamudaki çalışmalarla ilgili bir özel istihbarat birimi oluştururlar. Bu ahlaksızlarla başedemezseniz, çok ağır bir bedel ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Hükümet kurulur kurulmaz, aslında üniversitelerimizin, STK’larımızın, basınımızın, işadamlarımızın sürece bir şekilde katılmaları gerek. Bu işler tek başına siyasete bırakılamaz.

Batılıları da bizim bir şekilde rehabilite etmemiz gerek.. Kendi içimizde çalkantılar yaşanmasa bile o yöndeki beklentiler bile dünyayı tedirgen etmeye yeter..

Suriye’de durum da 2016’da bir ölçüde netleşecek ama Esed’in gitmesinin sorunun çözümü için yeterli  olmadığını göreceğiz..

Kalıcı bir çözüme hâlâ çok uzağız. “Hayır” diyoruz ama, “hayır” dediğimiz şeyin yerine ne koyacağımız konusunda çok net değiliz.. Evet yeni bir dünya düzenine, ekonomik sisteme, para politikasına ihtiyaç var ama bu konularda yeterli bir hazırlığımız yok.

Dün Üsküdar Üniversitesi’nde, siyaset okulunda geleceğin dünyasını ve dünyayı değiştirecek teknolojileri konuştuk.. Ne yazık ki, üniversitelerimiz, iş dünyamız, basınımız, STK’larımız yeteri kadar bu konuda bilgili ve duyarlı değiller.

Zararın neresinden dönersek, orası kârdır.

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1086 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar