Yeni Bir Gazze Savaşı Kapıda mı?

Yeni Bir Gazze Savaşı Kapıda mı?

İşgal ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları son günlerde biraz daha arttı.

Ahmed El-Hac / Fiem

İşgal ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları son günlerde biraz daha arttı. Saldırılarda birkaç direnişçi ve sivil şehit olurken, direniş güçleri de buna misilleme olarak Yahudi yerleşkelere füzeler attı, Gazze sınırında ve 1948 yılında işgal edilmiş Filistin toprakları içinde işgal ordusuna ait araç ve askeri noktalara saldırdı. Görülen o ki Gazze’ye saldırı Netanyahu hükümetinin vazgeçmediği bir hedeftir. Hükümette yer alan koalisyon ortaklarının düşüncesi ne olursa olsun bu hedef asla değişmeyecektir. Bunun birkaç nedeni var. En önemlileri şunlardır:

Bir

İşgal hükümeti, altmış yıldır sürdürdüğü savaş ve çatışmalarda hiç de alışık olmadığı 2012 yılındaki Hamas saldırılarını ve işgalciyi kalbinden vurma cüretini hiç unutmadı. Bunun bir daha tekrarlanmaması için  de Hamas’ı sert ve ağır bir şekilde cezalandırmak istiyor.

İki

İşgal rejimi, basında yer aldığı gibi Gazze’nin füzelerin atıldığı, on binlerce savaşçının eğitildiği, silahların geliştirildiği, uzun menzille M75 füzelerinin yapıldığı bir direniş kalesi olmasına izin vermek istemeyecektir.

Üç

İşgal rejimi, körfez ülkelerinden Suriye’ye, oradan Mısır’a kadar Arap dünyasında meydana gelen karışıklıklar, birçok ülkenin iç sorunlarıyla uğraşması nedeniyle Arap ülkelerinin ilgi duymayacağı bir savaşı başlatmak için zemin hazırlayabilir. Birçok Arap ülkesinin değil böyle bir savaşa karşı çıkması hatta onaylayacağı da biliniyor. Mısır gibi birçok ülkede Hamas ve direnişi bitirme planları yapıldığı artık gizlenmiyor. Sızdırılan bilgiler, Mısır yönetiminin Müslüman Kardeşler'i tamamıyla tasfiye etmek için sürdürdüğü savaşın bir parçası olarak Gazze’ye hükmeden direnişi zayıflatmak istediğini gösteriyor. Böyle bir plan ve proje için bu yönetimin öncelikle işgalciyle işbirliği yapması gerektiğinde herkes hemfikir.

Körfez ülkelerine baktığımızda ilginç bir tablo görüyoruz. İşgal rejiminin en fanatik bakanlarından birinin Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret ettiğini ve burada konuşma yaptığını izliyoruz. İşi daha da ilginç ve kuşkulu kılan ise Bakan Silvan Şalom konuşurken, Kuveyt heyeti hariç hiçbir Arap ülkesinin onu boykot etmemesi ve sonuna kadar onu dinlemesidir. Salonda bulunan İran heyeti ise arka koltuklarda oturmayı tercih etti.

Bunun yanında gizli görüşmeler yapılıyor. Gerçi bu görüşmeler artık gizli olmaktan çıktı. Çünkü görüşmeler o kadar fazla yapılıyor ki biri daha bitmeden öbürü başlıyor. Netanyahu da artık açık açık birçok Arap ülkesinin İsrail’i düşman görmediğini, bunu açık ve gizli toplantılarda dillendirdiklerini ifade ediyor. Bütün bunlar işgal rejimini, Arap ülkelerinin tepkilerinden emin bir şeklide yeni bir savaş başlatmaya özendiriyor.

Saldırı için zamanlama nasıl olacak

Yukarıda saydığımız sebeplere bakarak işgal rejiminin Gazze’ye yönelik yeni bir saldırı yapacağı kesin gibi görünüyor. Fakat burada akla “bu saldırı için zamanlamayı nasıl yapacak?” sorusu geliyor.

Her şeye rağmen böyle geniş çaplı bir saldırının hemen yapılacağına dair önemli bulgular yok ortada. Nedeni ise şu:

Birincisi, işgal rejimiyle Filistin Yönetimi arasında devam eden barış müzakereleridir.

Amerika, işgal rejiminin bu süreçte Gazze’ye yönelik yeni bir savaş açmasını istemiyor. Bunu ancak, barış görüşmeleri tamamıyla tıkandığında ister. Diğer taraftan işgal rejimi de barış sürecinin kendi şartlarına göre sürmesini arzuluyor. İşgal rejiminde bazı sesler yükselse de durum budur. Kerry’nin yeni planı barış görüşmelerinin yapıldığı zemini tamamıyla yok saymıştır.

İkincisi, Hamas’a düşmanlığını gizlemeyen, kuşatmayla onu zayıflatmaya çalışan, beslendiği tünellerin üçte ikisini yerle bir eden Mısır'ın henüz cuntanın lehine gelişecek şekilde istikrar bulmamasıdır.

Bunu gören işgal rejimi, Mısır’daki askeri yönetimin durumunu sarsacak, zayıflatacak, cunta başkanı Sisi’nin Cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek bir askeri operasyondan mümkün olduğunca uzak durmak isteyecektir.

Üçüncüsü, direniş açısından duruma baktığımızda o şu anda sadece işgalcinin ihlallerine karşılık vermekte, bölgedeki durumu ve Gazze halkının çektiklerini göz önünde bulundurarak işgalciyle cepheyi kızıştırma yoluna gitmeme stratejisi sürdürmekte. Fakat işgal rejimi yeni bir saldırı başlatırsa Hamas lideri Salah El-Berdevil’in dediği gibi, Filistin direnişi buna karşılık vermeye hazır. Aynı şekilde direniş, son neferine kadar mücadele edecek, kimsenin direnişin iradesini kırmasına izin vermeyecektir. Önce Allah’a sonra da direnişe güvenen Filistin halkı ve Hamas asla tehditlerden korkmuyor.

Yukarıda saydığımız nedenlere bakarak işgal rejiminin Gazze’ye yönelik bir savaş başlatmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Fakat onu şimdi yapmayacaktır. Çünkü şimdilik açılacak bir savaş ne kendisine ne de bölgedeki müttefiklerine hizmet edecektir. Başta Mısır ve barış süreci olmak üzere önemli bazı dosyaların çözümünden sonra ancak böyle bir savaşı başlatabilir. Bununla birlikte ablukayı daha da ağırlaştıracak ve ateşkesi tamamıyla ortadan kaldırmayacak düzeyde askeri darbelerle yetinecektir.