Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yarın bayram

 

Evet yarın bayram. Kurban Bayramı. Et ya da kebap bayramı değil. Nasıl, Ramazan Bayramı şeker bayramı değilse, Kurban Bayramı da köfte bayramı değil.

Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. İnşallah bu günler mü’minler için Allah’a yaklaşma, diğer insanlar için “Müellefetül kulûb” vesilesi olur.

Bayram öncesi Almanya Gelsenkirchen’de DİTİB Mevlana Camii’nde kardeşlerimizle birlikteyim. Yarın bayram namazında inşallah Sultanahmet’te olacağım. Bir gün sonra da ver elini Bosna.

Burada “Rabia kuşağının sorumlulukları” üzerine konuşacağım. Zaten bir aydır neredeyse tek gündem konumuz var; R4BİA!

Kestiğimiz hayvanın eti, kanı, derisi Allah (cc)’a ulaşacak değildir. Allah’a ulaşacak olan takvamızdır.

Hatırlarsınız, daha birkaç yıl öncesine kadar her kurbanda deri kavgası yaşanırdı. Artık o günler geride kaldı. Şimdi başka şeyler konuşuyoruz.

Sahi, bu arada sizin İsmailiniz kim!

Kurban, gerekirse Allah (cc) yolunda malınız, canınız ve sevdiklerinizi feda etmekte tereddüt etmeyeceğinizin törensel bir anlatımıdır. Bunun farkına varmamız gerekir!
Kurban, Hac ile birlikte idrak edilir.

Hac, kulluk, kardeşlik, şeytan taşlama törenidir.

Bu bayram namazı, bütün yurtta, şehrin en büyük merkezi camiinde topluca kılınacak.
Aslında, vakit namazları camide, cuma namazları merkez camilerde, bayram namazları açık alanlarda, musallada kılınır.

Bayram namazına, kadın, çoluk-çocuk namaz kılamayacak olanlar da gelir. Namaz kılamayanlar duaya katılır.

Aslında cuma namazlarına kadınların da gelmesi gerekir. Camilerin de sadece namaz kılınan yerler olmaması gerekir. Her vakit namazının arasında, dört köşede dört ders halkası oluşturulmalı. Günde 20 dersten söz ediyorum. Cami çevresinde kütüphane, dershane, aşevi, şifahane, hayır çarşısı olmalı. Camide istişare, şûra, itikaf, tahkim odaları olmalı.

Yavaş yavaş camilerimizin fiziki ve manevi mimarisini yeniden gözden geçirmeliyiz. Bir kubbe, bir minare yetmez. Camiler farzı kifaye sorumluluklarının taksim edildiği yerler olmalı.

Camiler hayatın merkezinde yer almalı. Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak bu evrensel sorumluluğumuzun gerekleri caminin ana gündemini oluşturmalı.

Ama önce, müslümanların İslam’ın gerçekleri ile yeniden tanışması gerekiyor. Yine bunun için de camiye adım atmamız gerekiyor.

Öyleyse haydin namaza ve namazın size yüklediği sorumlulukların gereğini yerine getirmek üzere camiye!

Cami cemaati, camide komite ve komisyonlar şeklinde örgütlenmeli.. Yetim, dul, kadın, çocuk, işçi, esnaf komisyonu, çevre, adalet, insani yardım, sağlık, öğretim komiteleri vs.
Şimdi yeniden gerçeklerle yüzleşme zamanı.

Sahi yarın bayram namazı için merkezdeki camiye geliyorsunuz değil mi? Sadece siz değil, eşiniz, çocuklarınız ve dostlarınızla.

Selam ve dua ile.

yeniakit

 

Bu yazı toplam 1098 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar