'Yargıtay Cumhuriyet Anamuhalefeti'

Amatör siyaset bilimci Abdurrahman Yalçınkaya, Yargıtay Başsavcılığı Onur Günü münasebetiyle yaptığı konuşmada enteresan bir tespitte bulundu:

"Muhafazakar partiler öne çıktıkça, artan radikalleşmeyle birlikte, ekonomik büyüme ve modernizasyona daha çok vurgu yapılmak suretiyle, Batı tipi demokrasilerin ayrılmaz parçası olan laikliğin gündemden düşürüldüğü ve tanımının değiştirilmeye çalışıldığı görülmekte" imiş!

Konuşan kişi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olmasaydı, bu tespit üzerinde tartışabilirdik.

"Muhafazakâr" bir partiye açılan bir dava söz konusu olsaydı ve Abdurrahman Yalçınkaya o dava hakkında konuşuyor olsaydı, yine tartışabilirdik.

Fakat burada başka bir şey var.

Burada "muhafazakâr partiler"in külliyen hedef alınması / hedef gösterilmesi var.

Burada siyaseti tekdüzeleştirme arzusu var.

Burada tek parti zihniyetinin, milli şef totaliterliğinin tezahürü var.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, düpedüz, "muhafazakâr partiler"in tu kaka olduğunu, bunların öne çıkmasına göz yumulmaması gerektiğini söylüyor.

Ve ardından gelen şu cümlelerle, "muhafazakâr partiler"in tepesine layıkıyla binebilmek için, adeta,

MECLİS'İN İŞLERİNE KARIŞMA YETKİSİ talep ediyor:

"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yasa teklifi verme ve anayasanın değiştirilemez maddelerine aykırı olan anayasa değişikliklerine karşı, Anayasa Mahkemesi'ne başvurma görev ve yetkisi bulunmadığından, siyasi partilerin anayasaya aykırılık yoluna başvurmaması halinde, demokratik devlet düzeninin, laik devlet niteliğinin değiştirilmesine karşı hangi hukuk yoluyla demokrasinin sağlanması veya hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünün ve de güçler ayrılığının uygulanabilmesi mümkün olacaktır?'

Ey ehl-i siyaset!

Soruyu duydunuz, değil mi?

Haydi, Abdurrahman Yalçınkaya "muhafazakâr partiler"in hakkından gelebilsin diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na Meclis kararlarını veto yetkisi verin!

Şaka bir yana"

AK Parti'liler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nı "muhafazakâr" iktidarın ve genel olarak "muhafazakâr" siyasetin karşısında 'Yargıtay Cumhuriyet Anamuhalefeti' gibi gördüğünü faş ederek yargının tarafsızlığı ilkesine bir kere daha gölge düşüren Yalçınkaya'ya cevap yetiştirmeye çalışıyorlar, halbuki söylenecek bir tek kelime var:

İstifa!




Bu yazı toplam 949 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar