Yapıcıoğlu: Halk İki Ateş Arasında

Yapıcıoğlu: Halk İki Ateş Arasında

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, düzenlediği basın toplantısında 1 Kasım'da yenilenecek genel seçimlere girmeyeceklerini açıkladı.

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, düzenlediği basın toplantısında 1 Kasım'da yenilenecek genel seçimlere girmeyeceklerini açıkladı.

7 Haziran seçimleri ile 30 Mart 2014 seçimlerinin özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde normal koşullar altında yapılmadığına dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, mevcut şartlar nedeniyle seçmenlerin iradesinin sağlıklı bir şekilde sandığa yansıyamadığını ve sandığa yansıyan iradenin de sandıktan tam olarak çıkmadığının altını çizdi.

20 Temmuz 2015 günü başlayan yeni sürecin koşullarının 30 Mart 2014 ve 7 Haziran 2015 koşullarından daha kötü olduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, “Çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasını, memleketin normale dönmesini umuyor ve diliyoruz. Fakat bu konuda maalesef çok iyimser değiliz. Bu şartlarda halkın iradesinin sandığa sağlıklı bir şekilde yansımayacağını düşünüyoruz.” dedi.

“Halk iki ateş arasındadır”

Kürt seçmenlerin kayıtlı olduğu yerlerde kalmayacağına dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Silopi, Lice, Hazro, Kulp, Varto vb. yerlerde özellikle de Cizre’de 8 günlük sokağa çıkma yasağından sonra fırsatını bulanlar, imkânı olanlar akın akın göç ediyor. Batıda oturanlar ise doğuya doğru göç ettirilmek isteniyor. Şemdinli gibi yerlerden de güneye Irak Kürdistan’ındaki akrabalarının yanına göç ediliyor. Halk iki ateş arasındadır. Bu çatışmanın makul ve mantıklı bir gerekçesi de yoktur. Siyasi hesaplarla gerilim tırmandırılmakta gencecik canlara kıyılmaktadır. Silah seslerinin ve ağıtların arasında sağduyuya, doğruya çağıranların sesleri de boğulmaktadır. Öfkenin kabardığı, acıların derinleştiği ortamda konuşmak bazen beyhudedir.” ifadeleri kullandı.,

Tarafgirlik ve fanatizmin yükseltilmek, hendeklerin derinleştirilmek istendiğini söyleyen Yapıcıoğlu, bu durumda herkesin kendine yakın gördüğünün yanlışını bile sahiplenmekte, yalanlarına da gönüllü olarak kanmakta olduğuna vurgu yaptı.

“Böyle bir siyaset anlayışından memlekete hayır gelmez”

Yapıcıoğlu devamla, “Bu olumsuz tablo safları sıklaştırdığı, taraftarlarını fanatikleştirdiği için siyasetçilerin çoğunluğunun da hoşuna gitmektedir. Böyle bir siyaset anlayışından memlekete hayır gelmez. Bu anlayış bir parça ateş alabilmek ve onunla yemeğini pişirebilmek için komşusunun evinin yanmasını istemek gibi bir şeydir. Aç kalmaya razıyız ama memleketin yangın yerine dönmesine razı değiliz. Bu tür siyasetten Allah’a sığınırız” sözlerinin altını çizdi.

Siyasi partilerin normal şartlarda seçimlere girmek ve seçim yoluyla yönetime gelmek istediğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Siyasi partiler teorik olarak kendi düşüncelerinin, kendi fikirlerinin iktidarını memleketin iyiliği olarak görür. Ancak iktidara gelmek veya ortak olmak için memleketi yangın yerine çevirmekte beis görmeyenler halka hizmet edemezler.  Kendi şahsi veya partisel çıkarlarını memleketin ve milletin çıkarlarının üstünde görenler halkı ve halkın maslahatını düşünemezler.” dedi.

“Siyaset seçimlerden ibaret değildir”

Halkın huzurunun ve kısmî kazanımlarının uluslararası güç odaklarının menfaatlerine kurban edildiğini belirten Yapıcıoğlu, “Seçmen iradesinin sağlıklı bir şekilde sandığa yansımayacağı bir ortamda; niteliğin düştüğü, partilerin nicelik olarak yükselmek için katıldığı bir yarışa girmenin çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle YSK kararı nedeniyle parti olarak katılamayacağımız 1 Kasım seçimlerine bağımsız adaylarla veya seçim ittifakı yoluyla başka partilerin listelerinde yer almak suretiyle de katılmama kararı aldık. Siyaset seçimlerden ibaret değildir. Seçim atmosferinde sesinizi duyurmakta da zorlanırsınız." ifadelerini kullandı.

Son olarak seçime girmeyen bir parti olarak doğruları anlatmaya devam edeceklerine dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bunu oy toplamak için değil, halkımızın maslahatı ve halkımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak yapacağız. Ta ki halkımız sözümüzü oy kaygısıyla söylenmiş şeyler olarak algılamasın ve daha iyi dinlesin.” diyerek sözlerine son verdi. (M.Hüseyin Temel / Yunus Sırat - İLKHA)