Ya bu bilgiler yayınlanırsa!

Ya bu bilgiler yayınlanırsa!

Kim ne derse desin, nasıl tanımlarsa tanımlasın haftalardır yaşadığımız şeyin özeti: Türkiye bir darbe girişimi atlatmıştır.

İbrahim Karagül / Yenişafak

Kim ne derse desin, nasıl tanımlarsa tanımlasın haftalardır yaşadığımız şeyin özeti: Türkiye bir darbe girişimi atlatmıştır.

'Atlatmıştır' çünkü bir şey tanımlanmışsa, teşhis edilmişse, ne olduğu öğrenilmişse o atlatılmıştır.

En azından nasıl önlem alınacağı belirginleşmiştir.

Tanımlanan, teşhis edilen, deşifre olan her şey zayıflar, etkisini kaybeder, amacına ulaşamaz. Bu da böyle bir şeydir. Artık amacına ulaşmayacaktır.

Türkiye tarihinde ilk kez bir cemaat üzerinden darbe, rejim değişikliği projesi uygulanmıştır. Bundan sonraki tartışmalar ne yönde gelişirse gelişsin siyasi tarih bunu böyle kaydedecektir.

İçeriden ve dışarıdan ortaklaşa bir proje uygulayarak, müthiş bir kamuoyu çalışması ile pazarlayanlar sistemi kilitlemek, siyasi iktidarı devirmek, yeni iktidar kadrosu oluşturmak, iç politikayı yeniden dizayn etmek istemiştir.

Meşru mekanizmalar devre dışı bırakılarak, devlet iktidarı kötüye kullanılarak, milletin hassasiyetleri istismar edilerek polis-yargı bürokrasisi, medya ve sermaye ortaklığında bir kalkışma yaşanmıştır. 28 Şubat'ta asker üzerinden yapılan sistematik darbe bu sefer söz konusu güçler tarafından yapılmak istenmiştir.

DARBE DURDURULMUŞTUR!

Seçim öncesi partizan tartışmalar bu vahim gerçeğin tam olarak öne çıkmasına fırsat vermiyor. Seçim sonrasında bu daha net anlaşılacak, durumun endişe verici boyutu daha da öne çıkacaktır.

İşte o zaman darbe girişiminin ortakları, medya ayağı, sermaye ayağı, devlet iktidarını kullananların devlete ve ülkeye ihaneti tüm çıplaklığı ile ortaya serilecektir. Bugünkü toz duman arasında seçime endeksli, sadece Ak Parti'ye karşıt gibi görünen projenin ve bu proje üzerinden yürütülen ortaklığın aslında ülkeye ve millete karşı olduğu, devleti oluşturan tüm mekanizmaların hedef alındığı belli olacaktır.

Evet, darbe girişimi başarısız olmuş, teşebbüs aşamasında kalmıştır. Bundan sonra bireysel zararların ötesinde bir tehdidin gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır.

Darbe girişimi durdurulmuştur. Teşebbüs aşamasında kalan her darbe girişimi çok ağır suçlar demektir. Bu yüzden de söz konusu girişimin ciddi sonuçları olacak, mekanizmanın içinde yer alanlara ağır suçlamalar yöneltilecektir.

Bir başka gerçek ise, devlet dediğimiz aygıtın tanımlamalarının, tehdit değerlendirmelerinin hiçbir zaman hükümetlerle sınırlı olmayacağıdır. Bu bir darbe girişimi olarak tescil edilmiş, bundan sonraki süreçte iktidarda kim olursa olsun böyle muamele görecektir. Yıllarca bu suçun üstü örtülemeyecek, koalisyon içindekilerin sicili temizlenemeyecektir.

Tıpkı 28 Şubat gibi medya ayağı, sermaye ayağı, cemaat ayağı sorgulanacak, çok ciddi soruşturma dosyaları açılacak, uzun yargılamalar söz konusu olabilecektir.

Devleti ele geçiremediyseniz bedelini ödersiniz. 17 Aralık darbe girişimini başaramayanlar için de bu böyledir ve bir şekilde bir bedel ödenecektir.

HEPSİ BİRBİRİNE KAZIK ATIYOR

Binlerce insanı yakacak dosyalar hazırlayanlar, memleketin bir bölümünü tehdit kategorisine alanlar, tasfiye listeleri hazırlayanlar, darbe sonrasının hükümetini şekillendirenler, bakanlarına varana kadar belirleyenler, Türkiye'de ve Washington'da Erdoğan sonrası için toplantılar yapanlar, geleceğin Türkiye'si için iktidar paylaşımına girişenler, medyayı ve sermayeyi buna göre dizayn etmeye çalışanlar suçüstü yakalanmıştır.

Gün geçtikçe, gerçekler ortaya saçıldıkça bu ortaklığın detaylarını da öğrenme şansı buluyoruz. Türkiye'deki ve sınır ötesindeki ortaklarını, akıl hocalarını, kurmaylarını, figüranlarını görmeye başlıyoruz.

Kimler yok ki? Geleneksel darbe sevdalıları, marjinal Türkiye karşıtları, rejim meselesini ve ülke meselesini sadece ekonomik çıkarları için istismar edenler, kendi çıkarları için ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyenler, kişisel kavgalarını ve öfkelerini entellektüel değerler üzerinden pazarlayan sahtekarlar, yalan-dolanı karakter edinmiş piyasa tetikçileri, şantaj kurbanları, kitlelerin dini hassasiyeti üzerinden kirli hesaplar yapanlar..

Dedim ya, gün geçtikçe her şey daha da belirginleşiyor. Kimin kimi yönettiği, kimin kiminle çıkar ortaklığı kurduğu, kimin kime biat ettiği, aslında hepsinin birbirine kazık attığı bir yalan dolan hikayesi.

Yakında birbirlerine düşecekler, o zaman kirli çamaşırlar daha da saçılacak ortalığa. Biz onları biliyoruz, Türkiye tanıyor, ülkeye ve millete karşı işledikleri günahların ne kadar çok olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu koalisyon ancak birbirini yer bitirir, oradan hiçbir şey çıkmaz.

Çıkmaz ama çok zarar verdiler, vermeye de devam ediyorlar. Millete ve ülkeye zarar verdiler. İşte bu zararın, bu kötü niyetin faturası çıkacak ortaya.

Bir savcı düşünün. Sınır ötesi operasyon için kolluk kuvvetlerine talimat veriyor. O istihbarat mensuplarının ya da oralarda Türkiye için çalışanların birer suçlu gibi gözaltına alınmasını istiyor. O savcının gözünde onlar suçlu. Kimin suçlusu? Bu bakış memleketin yarısını suçlu görüyor olmalı. Kendilerinden olmayan herkesi tehlike gördükleri, tasfiye edilmesini istedikleri belki de yok edilmesi için uğraştıkları gibi. Bu nasıl bir cinnet hali, nasıl bir körlük, nasıl bir kötü niyet.

Kime savaş açtınız? Hangi ülkenin ulusal çıkarlarını hedef haline getirdiniz? Bunları kendi iktidarınız için mi yoksa başka güçlerin çıkarları için mi yaptınız? Ya da kendi iktidar savaşınızla başka güçlerin çıkarları üzerinde bir ortaklık var ve bu ortaklık, koalisyon bir Türkiye projesi mi uyguladı? Öyleyse bunun adı nedir? Bu millet bunun hesabını sormaz mı?

ÇOK KÖTÜ ŞEYLER YAPMIŞLAR

Çok kötü şeyler yapmışlar. Gerçekten ürpertici şeyler yapmışlar. Her bireyin endişe etmesi gereken şeyler olmuş bu ülkede.

Başarsaymışlar binlerce kişiyi hapislere dolduracaklarmış. Binlerce masum insanı da sadece kendilerinden olmadığı için, yaptıklarını onaylamadığı için cezaevlerine yığacaklarmış. İtaat etmeyene, aman dilemeyene, kendilerinden farklı olana tahammül etmeyeceklermiş.

Yakında gazete sayfalarında günlerce dehşet verici bilgiler yayınlanmaya başlarsa o gün bu projede imzası olanlar ne diyecekler?

Bugün beraber hareket edenler eminim o zaman birbirine düşecek, parça parça dağılacak. Beraber, omuz omuza yürüdükleri insanların bile kuyusunu kazmışlar çünkü.

Emir eri olanlar, servis elemanlığı yapanlar, akıl hocaları o gün nasıl bir dille kendilerini anlatacak, ne diyecekler, hangi yalanı uyduracaklar?

Ülkeye ve devlete meydan okuyan yapının sorumluları, bütün proje milletin önüne konulduğunda ne yapacaklar?

En çok hayret ettiğim şeyse, daha önce bu paralel yapının içinde olup da şimdi onlara karşı bas bas bağıranlar, küfürler savuranlar oluyor!

Onlara söyleyecek söz bulamıyorum!

Oynayın bakalım...