Wikileaks'ten Clinton'a Bir Şok Daha

Wikileaks'ten Clinton'a Bir Şok Daha

Julian Assange tarafından kurulan Wikileaks, ABD başkanlık seçiminin Demokrat adayı Hillary Clinton’ın seçim kampanyasının başkanlığını yürütüen John Podesta’ya ait 2.000’in üzerinde elektronik postayı, internet üzerinden yayımladı.

Julian Assange tarafından kurulan Wikileaks, ABD başkanlık seçiminin Demokrat adayı Hillary Clinton’ın seçim kampanyasının başkanlığını yürütüen John Podesta’ya ait 2.000’in üzerinde elektronik postayı, internet üzerinden yayımladı.
 
Aralarında Fethullah Gülen’le bağı olduğu belirtilen Alliance for Shared Values’un (AfSV) da bulunduğu birçok şirketin lobicilik faaliyetlerini yürüten Podesta Group'un kurucusu olan kampanya liderine iddia edilen elektronik postaların 2008-2016 yılları arasını kapsadığı belirtildi. 
 
Özellikle Demokratların başkan adayı Clinton'ın, Dışişleri Bakanlığından ayrıldıktan sonra Wall Street şirketlerine ücret karşılığı yaptığı konuşmaların metinlerinin de sızdırılan belgeler arasında olduğu bildirildi.
 
Belgelerde Clinton'ın, Wall Street şirketlerine 2013-2014 yıllarında yaptığı konuşmalardan toplam 21,6 milyon dolar kazandığı bilgisinin de yer aldığı kaydedildi.
 
Podesta'ya gelen binlerce elektronik posta arasında Türkiye'nin de aralarında olduğu birçok ülkeyle ilgili dış politika analizleri dahil çok sayıda yazışma bulunuyor.
 
Clinton ailesine oldukça yakın olduğu bilinen Podesta, 1998-2001 yıllarında Bill Clinton'ın özel kalem müdürü olarak çalışmıştı.
 
Wikileaks'in kurucusu Julian Assange, bu haftadan itibaren yeni belgeler yayınlayacaklarını, bunların Google ve ABD'deki seçim kampanyasının yanı sıra savaşlar, silah satışları ve petrol endüstrisi gibi konuları içereceğini söylemişti.
 
Ayrıca ABD'nin, Demokrat Partinin kurumsal ve seçim kampanyası hesaplarına siber saldırı düzenlenmesiyle ilgili olarak Rusya'yı ilk kez "resmen" suçlamasından saatler sonra yeni Wikileaks belgelerinin yayınlanması da dikkat çekti.
 
İlk kez geçen haziran ayında Demokrat Parti yönetimi tarafından gündeme getirilen siber saldırı konusu, arkasında Rusya'nın olup olmadığı tartışmasıyla uzun süre Amerikan kamuoyunun gündeminde kalmıştı. Hillary Clinton, temmuz ayı sonunda açık olarak Rusya'yı suçlamış, Moskova yönetimi ise suçlamaları reddetmişti.
 
Esad'ın düşürülmesi ve mezhep savaşı İsrail'in güvenlik açısından çıkarınadır
Daha önce yayımlanan azışmalarda Clinton'ın "Esad'ın düşürülmesi ve mezhep savaşı İsrail'in güvenlik açısından çıkarınadır" ifadelerini kullandığı belirtilmişti. 
Wikileaks'in yayımladığı belgelerde Clinton'ın; İran'ın Suriye rejimi, Lübnan'daki Hizbullah ve Filistin İslami Cihad hareketi ile ilişkileri sebebiyle İsrail için tehlike arzettiğini belirttiği açıklandı.

Wikileaks internet sitesi 16 Mart 2016 tarihinde Hillary Clinton'a ait 30,322 e-mail'in ve yazışmanın bulunduğu bir arşiv yayımlamıştı.

İran'ın nükleer programı ve Suriye meselesi ile ilgili Clinton'ın şu ifadelerine yer verilmişti:

İsrail'in İran'ın büyüyen nükleer kapasitesi ile başedebilmesini sağlamanın en iyi yolu, Suriye halkına Beşar Esad rejimin devirmesi için yardımcı olmaktır.
 
İran'ın nükleer programını sınırlandırmaya yönelik müzakereler ne İsrail'in güvenlik problemini çözecek, ne de İran'ın uranyum zenginleştirme ve nükleer silah programını durdurabilecektir. 
 
En iyi ihtimalle, Nisan ayında küresel güçler ve İran arasında İstanbul'da başlayan ve Mayıs'ta Bağdat'ta devam edecek müzakereler, büyük bir ortadoğu savaşana sebep olacak İsrail'in İran'a olası saldırı kararını erteleyecektir. 
 
İran nükleer programı ve Suriye iç savaşı arasında bağlantı yok gibi gözükse de aslında bağlantılı. İsrailli liderler için nükleer silahlara sahip bir İran'ın tehdit olarak görülmesi, her iki ülkenin imhasına yol açacak bir nükleer saldırı başlatacak deli bir İranlı lider çıkması ihtimali değil. İsrailli askeri liderlerin asıl çekincesi bölgedeki nükleer tekelini kaybetmiş olmak.