"Vay anasını ulan"

"Vay anasını ulan"

Yenişafak yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında son dönemlerdeki gelişmeleri göz önüne alarak CHP'yi ve bazı aydınları eleştirdi.

Salih Tuna, "Vay anasını ulan" başlıklı yazısında, Cumhuriyet Halk Partisi'ni sert bir dille eleştirdiler. Meydanlarda ABD'yi eleştiren CHP'nin iktidarı da ABD'ye şikayet ederek tutarsız davranışlarda bulunduklarını söyleyerek örnekleri de arttırdı. Tuna "Hey kurban olduğum Allah, nasıl bir madrabazlık, nasıl bir ilkesizlik nasıl bir pişkinliktir bu! Ulusalcı oldular, ulusolcu oldular, bağımsızlıkçı oldular. İsrail terör devletine habire gerdan kırdılar. Sisi'ye kadar düştüler. Cumhuriyet Mitinglerinde, 'Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye' sloganı attılar. Sonra kalktılar, Avrupa'da kapı kapı dolaşıp T.C Hükümetini şikâyet ettiler. En son olarak da ABD'ye gidip Alan Makovksky'lerin dizinin dibine çöktüler." diye belirtti.

Salih Tuna Radikal Gazetesi yazarını da isim vermeden şöyle eleştiriyor: Ergenekoncu oldular, amansız bir Cemaat düşmanı olarak önlerine çıkan herkesi 'F tipi' şeklinde fişlediler, şimdi de 'Cemaati fişliyorlar...' diye akılları sıra yalakalık yapıyorlar. Bunlardan biri geçenlerde Radikal gazetesinde kaleme aldığı bir yazıda öyle 'Hizmet' diyordu ki, Cemaate gönül veren kardeşlerimiz yan yana gelse böyle 'Hizmet' diyebilemez.

Ulan vay anasını

Hey kurban olduğum Allah, nasıl bir madrabazlık, nasıl bir ilkesizlik nasıl bir pişkinliktir bu!

Ulusalcı oldular, ulusolcu oldular, bağımsızlıkçı oldular.

İsrail terör devletine habire gerdan kırdılar.

Sisi'ye kadar düştüler

Cumhuriyet Mitinglerinde, 'Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye' sloganı attılar.

Sonra kalktılar, Avrupa'da kapı kapı dolaşıp T.C Hükümetini şikâyet ettiler.

En son olarak da ABD'ye gidip Alan Makovksky'lerin dizinin dibine çöktüler.

O Alan Makovksky ki, Middle East Quarterly dergisinde 'Erbakan'la Nasıl Mücadele Etmeli' başlıklı yazısıyla işaret fişeğini çakmıştı. Merhum Erbakan, 28 Şubat'ın İsrail-Neocon tasarımı oluğunu bu adamın marifetlerini de örnek göstererek anlatmıştı hani.

'Erbakan'la Nasıl Mücadele Etmeli' başlığı Today's Zaman yazarı bir insan evladının 'Erdoğan'ı nasıl devirmeli' yollu akıllarını fena halde çağrıştırıyor ama, biz şimdilik o tarafa yelken açmayalım.

Kemalist oldular, liberal oldular, antikapitalist oldular, kapitalistin önde gideni oldular.

Ergenekoncu oldular, amansız bir Cemaat düşmanı olarak önlerine çıkan herkesi 'F tipi' şeklinde fişlediler, şimdi de 'Cemaati fişliyorlar...' diye akılları sıra yalakalık yapıyorlar.

Bunlardan biri geçenlerde Radikal gazetesinde kaleme aldığı bir yazıda öyle 'Hizmet' diyordu ki, Cemaate gönül veren kardeşlerimiz yan yana gelse böyle 'Hizmet' diyebilemez.

'Hizmet'in inkişaf ettiği mana iklimine düşman bir adam olmasa hiç gam yemem.

Öyle de uzak görüşlü ki; 'Mısır ordusu her daim İhvan'ın yanındadır asla Mursi'ye darbe yapmaz' şeklindeki tweetinin mürekkebi kurumadan Mısır'da darbe olmuştu.

Bir de Mısır uzmanıyım, orada saha çalışması yaptım diye hava atıyordu.

Kapı kapı dolaşıp oy dilenecek kadar CHP'li olduğu halde AK Parti'yi desteklemeyi 'yandaş' diye aşağılamaya çalışan bir profesör işte!

Bunlar böyledir!

Hem 'Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz!..' derler, hem de 'yaşasın halkların kardeşliği.'

'Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı...' diyen Mahmut Esat Bozkurt'u arkalayan da bunlardır, 'Agop da bizim' diyenler de.

Doğu'da Kürt, Batı'da Türk, Dersim'de veya Amerika'da Alevi, Karadeniz'de Sünni, Taksim'de omuz omuza, bilmem nerde (...) omuza diyenlerle yan yana bir kafa.

Ankara'da MHP'li, Hatay'da AK Partili adayların peşine düştüler diyeyim de varın gerisini siz hesap edin.

Destansı bir fırdöndülük, tarifi imkansız bir dansözlük, akıl almaz bir fırsatçılık...

Oportünizmin de pragmatizmin de nihayetinde kendine göre (ne bileyim) bir felsefi derinliği vardır, bunlarınki panayır hokkabazlığı başka bir şey değil.

Hadi iktidarları anlarım; doğası gereği, dünya dengeleri değiştikçe, ister istemez reel politik belasına pozisyon alırlar.

Hiç insan muhalefetteyken bu denli şekilden şekle girer mi?

Bir kişi de çıkıp demiyor ki, 'Ulan arkadaş bu ne haldir; antiemperyalizm adına, antikapitalizm adına veya yolsuzluk adına AKP'yi hep eleştirdik, şimdi hangi yüzle AKP'yi eleştireceğiz?..'

Bir kişi de çıkıp demiyor ki 'Nedir baba büsbütün Ejder'in partisi mi olduk; nedir yahu Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarlasını halk hariç herkes sürüyor?!..'

Bir kişi de çıkıp o türküdeki kadar olsun taaccüp etmiyor: 'Şimdi eller yapıyor / Yarimin yaylasını / Demek boş yere sevdim / Ulan vay anasını...'

Pardon, bir tek Nihat Genç çıktı dedi ki, 'Kemal Kılıçdaroğlu'nun elini sıkmak için bekleyen kuyruktan ayrılıyorum...'

Kılıçdaroğlu (Uğur Dündar'ın programında) 'AKP şimdiye kadar Sarıgül'ün yolsuzluklarını gündeme taşımadı, seçim öncesi Sarıgül'ün yolsuzluklarını gündeme taşırsa, ben bunu saymam...' demekle bir devri kapattığını dile getirdi.

Sarıgül CHP'ye değil, CHP Sarıgül'e katılmakla gerçekten de yeni bir devir başlamış oldu.

Siyaset etme tarzlarına, amorf hallerine, ilkesizliklerine bakıyorum da sanki daha fazlası:

 

CHP sadece Sarıgül'e katılmadı, gırtlağına kadar da Sarıgül'e battı.