Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Uyuşturucu belası

Kumar, fuhuş ve uyuşturucu. Bunlar Şeytanın üç atlısıdır. Kim terörle nereye varmak istiyorsa, onlar bunlarla da aynı yere varmak istiyorlar.. Bunları “Özgürlük” adı altında yapmaya çalışıyor bir de..

Uyuşturucu artık ilkokul seviyesine indi. Sentetik uyuşturucular bozuk para ile alınıp satılıyor..

Uyuşturucu diyince akla hemen eroin filan geliyor ama, artık iş ayağa düştü.. Cami avlusunda bile afrodizyaklar satılıyor. Hap’çılar, tinerciler, Baly’ciler her yerde var.. Bir şey bulamasalar, ispirto, kolonya içiyorlar..

Ağrı kesicilerin ve psikotrop ilaçların birçoğunda düşük dozda uyuşturucu var..

Aslında çocuklarınızın içtikleri şu Cola’lar, enerji içecekleri, gazlı içeceklerin birçoğunda düşük oranda alkol var. Sadece alkol değil, uyuşturucu etkisine sahip maddeler de var. Uyku, uyanıklık veren ya da cesaret veren haplar, içecekler de aslında seyreltilmiş uyuşturucu etkisi yapıyor. Bunlar doğrudan ya da dolaylı bir şekilde sinir sistemini etkiliyor.. Dikkat edelim, yemekten sonra yediğiniz tatlı ve meyveler midenizde alkol üretiyor.. Beklettiğiniz şekerli meyve suları da tahammür eder.. Paketli meyve suyu içecekleri de çok güvenilir değil.. Boza ve türevlerini de çok bekletirseniz, yine alkolleşme başlar..

Yediğimize içtiğimize dikkat edelim. Bazı yiyip içtiklerimiz de sadece bizi alkole yaklaştırmaz, cinsel sapkınların bir kısmı yiyip içtiklerimizle besleniyor..

Bunların hemen bir üstünde bira türü içecekler var.. Ardından alkol türevleri gelir. Şarap, rakı, likör, votka, şampanya, cin/tonik, Bacardi, Bloody Mary. Adamlar Hz. “Meryem’in kanı” diye içki yapmışlar, Haşa!.. Şarap aslında Hristiyanlıkta da haram ama, Katolik dinini kuran, FETÖ’nün İslam’ı dönüştürmek için örnek aldığı adam, domuzu ve şarabı helal ilan etti.

Bu konuda devletin yapacakları da var, bizim yapacaklarımızın da. Bütün STK’lar, bünyelerinde Yeşilay’la işbirliği komiteleri kurmalı bana kalırsa, bütün okullarda örgütlenmeliyiz.. Bu konuda belediyelerin de, valiliklerin de, merkezi hükümetin de, STK’ların da yapacakları çok iş var. Muhtarlıklar da ve tabii Emniyetin de. Gümrüklerin daha sıkı denetlenmesi gerek..

Şu nargile ve sigara belasından da artık bir kurtulmamız gerek. Sigarayı yasaklıyorsunuz, Şeytanın askerleri başına fes takıp, Osmanlı Cafe diye çıkıyorlar karşınıza.. Neymiş, nargile Osmanlıymış. Yok canım, muzır olan şey neyse, kimden gelirse gelsin reddedilmiştir..

Buralarda bir de enfiye çekiyorlar. “Ot” yani.. Adım adım uyuşturucu cehennemine doğru, köşe başlarını tutuyor şeytanın askerleri.. “Kurbağa haşlaması” için tezgah böyle kuruluyor..

Fuhuş için bile fetva bulanlar, Sigara’ya, Nargile’ye, Ot’a da bulurlar, Yemenli kardeşlerimizin Gat’a buldukları gibi! Fetva dediğin ne ki! İcabında aralarına bir ilahiyatçı, bir Diyanet görevlisini de alıp gelirler..

Yemen’i önce Gat ile bitirdiler. Adamlar cami avlusunda Gat çiğniyorlardı. Şeyhin oğlu da Gat çiğniyordu. Kahve ağaçlarını söküp Gat diktiler. Etiyopya’dan, Somali’den, Eritre ve Cibuti’den Gat ithal ediyorlardı artık.

Gat da esrar gibi pasifleştiriyor.. Uyuşturuyor. Hayal dünyasında yaşıyorsunuz. Aklı baskıladığı için, aklı zail eden şeyler için verilen hüküm bunlar için de geçerli.. Bu Bonzai denilen sentetik uyuşturucular, biyolojik hayatı da tahrip ediyor. Akıl hastası ediyor.. Esrar ve Gat daha çok psikolojik bağımlılık yapıyor. Gat çiğnerken araba, hatta bisiklet bile kullanabiliyorsunuz.. Esrar içen bir köşeye sızar kalır. Hayal görür.. Ama mesela sıkı bir sigara kullanıcısının bedenindeki tahribat esrardan daha yüksek de olabilir. Bu sigara belası öyle basit bir bela değil.

Paranızı da alıyor bu bela, sağlığınızı da alıyor, aklınızı da. Bitmedi, dahası var, genetik risk oluşturuyor ve çocuklarınıza sirayet etmiyor sadece, aynı zamanda genetik olarak tevarüs ediyor. Neslin tereddisine sebeb oluyor..

Bizim Yeşilay hareketini İslam dünyasına da yaymalıyız. Daha doğrusu tüm dünyaya, ama öncelikle hemen komşu ülkelere.. Yoksa insanlık topyekûn tehdit altında..

Bakın, tarihte Çin ve Hindistan’ın işgali uyuşturucu yolu ile oldu.. Batılılar, Kızılderilileri yok ettiler, Kara derilileri köleleştirdiler, sarı ırkı sömürdüler.. Zencileri de, kendilerine “özgürlük”(!) verdikten sonra uyuşturucuya alıştırarak ölüme terk ettiler.

Bu CHP yok mu, bu CHP.. Yatacak yeri yok bunların! Sigarayı asker eli ile topluma dayattılar. Tekeli kurup, AOÇ birası, rakısı, şarabı ile balolar düzenlediler. “Milli Piyango”yu icad edenler de bunlar. Hem de “Cumhuriyet” adına. Güzellik yarışmalı, 19 Mayıs kutlamaları, romanlar, filmler, modern hayat, çağdaşlık, batılılaşma maskesi altında, Osmanlı’da başlayan yozlaşmayı zirveye taşıdılar. Ya hu, tek parti döneminde devlet eli ile eroin satışı yapılıyordu, eczahanelerde bile! CHP ve Eroin / Heroin yazın bakın ne çıkıyor internette!

Bu uyuşturucu türleri, merkezi sinir sistemini yavaşlatan, uyaran ve bozan maddeler olarak sınıflandırılıyor.. En meşhuru Afyon/Morfin/Eroin olarak bilinir. Kodein, şu öksürük şuruplarında bile olan bir madde bu. Barbituratlar, Trankilizanlar, Sedafifler, şu uyanıklık yapan türler de bu grubta sayılabilir. Metadon, uçucu çözücü kimyasallar. Koka, Kokain, Amfetaminler, Ectasy, bunlar bazı ilaçların üretiminde de kullanılıyor. Captagon, MDA, MDE, LSD, MBDB, DOB, Crack, Marihuana / Hint Keneviri (Sıvı ve plaka şeklinde de bulunuyor), Meskalin, PCP.. Bunlar farklı şekillerde birleştirilebiliyor. Kullanım şekilleri de oldukça farklı, damardan da veriliyor, ağızdan da alınıyor, burna da çekiliyor. Sakıza hatta çocukların vücuda obje çıkartmak için yapıştırdıkları bant şeklinde üretileni de var.

Yeni sentetik uyuşturucuların şekli, rengi, adları da her bölgeye göre değişiyor. Şarkılarda subliminal mesaj olarak veriliyor.. Extasy’nin adı olmuş şeker, Mety’nin adı, kristal, cam. Haşhaş’a “Koza” diyorlar mesela. Kokain olmuş “Kar”. Speed gençler arasında “Saf” diye de anılıyor. GHP “Fantezi” kod adı ile anılıyor. Başka adlarla da anılıyor. Bildik, temiz, güzel isimlerle.. 

Kumar ve fuhuşa gelmedi sıra. Yunanistan batının, bizim, Arapların, Balkanlar’ın kumar ve fuhuş merkezi oluyor giderek. LBGT’lilerin adamları var artık, sadece çıplaklar kampı yok. Ekonomik kriz, bir sosyal krize, ahlaki krize dönüştü. Yunanistan bölgenin uyuşturucu ve fuhuş merkezi oluyor sanki. Sanki yeni Katmandu! Göç’ün parçalanan ailelerinin yalnız çocukları yarın bu bataklığın “sermaye”si olursa şaşmamak gerek.

Hani şair diyor ya “Haykırmak istiyorum, kollarımı makas gibi açarak, Durun kalabalıklar, bu sokak çıkmaz sokak.” Durdurun bu cehenneme kalkan treni.. Durdurun! Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 945 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar