Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Üslup meselesi

İnsanoğlu böyledir. Kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözünde çöp arar!

“Laf ile verir aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde” der, şair!

Kur’an-ı Kerim, başkasına öğüt verenlerin, başkalarına verdikleri öğütten gafil olmalarını yerer!

İnsanoğlu böyledir..

Her insan hakikatin nurunu taşır yüreğinde ve herkesin nefsinde taht kurmuş oturan bir Şeytan vardır. Her insanın beyni ve yüreği bir savaş meydanıdır..

Kur’an-ı Kerim bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabileceğini söyler.. “Hakkı hak, batılı batıl görüp, Hak’ta toplanmamız” konusunda bizi uyarır..

Hiç kimse gaybı bilemez. Ve hiç kimse Kurtarıcı da değildir.. Peygamberler bile Kurtarıcı değildirler. Onlar insanları kurtuluşa çağırırlar. Allah’ın ipine sımsıkı tutunmaya çağırırlar..

Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Mezarlıklar vazgeçilmez sanılan insanlarla doludur.. Hele onlardan kimileri Rablik ve İlahlık taslamıyor mu idi! Rablik ve İlahlık taslayan dini önderler, krallar, güç ve iktidar sahipleri.. Ya da kutsal devlet adına insanlar üzerinde hüküm koymaya, onları terbiye etmeye kalkanlar!

Her insan ekmeli mahlukat ve eşrefi mahlukat olmaya aday olduğu gibi, esfeli safiline de yuvarlanabilir, Belhum adal da olabilir.

Bu süreç bizim için son derce öğretici ve açıklayıcı oluyor aslında. Vahdet’e giden yolda buna ihtiyacımız vardı. Mezhep, tarikat, her şey tartışılıyor. Mesih, Mehdi, Selefi, Şii, Sufi, Fırka-i Naciye, musalla taşında meyyid olmak, geleceğin keşfi, deccaliyet, tartışılmayan ne var! Gaybi tasarruflar, derin devlet, paralel devlet, din, dünya tarih, ırk, gelenek her şey tartışılıyor.

Bu kadar tartışmak iyi mi? Değil. Keşke tartışmadan konuşabilsek. Muhatabımıza “Güzel sözle hakkı anlatabilmek” en iyisi ama bazen bazıları “dilinin altındaki baklayı çıkartmak zorunda” hissediyor kendini.

Zaman da, başbakan için “bu adamı tımarhaneye yatırmak gerek” anlamına gelen şeyler yazılıyordu. Tehdit ediyorlar, “boşbakan” gibi yakıştırmalar yetmiyormuş gibi, Ecevit’e gönderme yapılarak hastaneye yatırılmak ya da kelepçelenip hapishaneye atılmakla bile tehdit ediliyordu.

Erdoğan, bir yüzüne vurulduğunda ötekini çeviren biri değil, “One Minute” çabukluğu ile anında misli ile mukabele ediyor. “İn”, “Haşhaşi” tanımı da böyle bir şey. Aslında sıfatlama yapmadan konuşmak daha doğru. Ama bir kavgada yumruk sayılmıyor sonuçta.

Bu “Haşhaşi” konusu önemli. “İpnoz” ve “uyuşturucu” kullanılarak insanların “Mankurt”laştırılması eski bir yöntem. Bugün bu iş derin devletin özel operasyon timleri tarafından da bir şekilde kullanılıyor. Sanırım adı “Pediheridol” olacak. Psikotrop bir ilaç bu alanda en yaygın şekilde kullanılan kimyasal. “Cesaret hapı” dedikleri de böyle bir şey! Sanırım deşifre olmalarına rağmen bir Japon “Kamikaze” gibi hedefe kitlenip saldıran paralel devletin özel harp elemanlarını Alamut kalesinin militanlarına benzetmek istedi.

Bu tartışma bu şekilde devam edemez. Etmemeli. Zaten bu konuda tartışmada kullanılan dil sınıra dayandı. Bundan sonra söylenecek olanlar muhtevaya ilişkin olacak.

Bu hesaplaşma Erdoğan, AK Parti, Cemaat, Türkiye ile sınırlı bir hesaplaşma değil. Tüm İslâm dünyası hedefte. Ve bu işin içinde ABD’nin içinde derin bir yapı, Vatikan içindeki bir grup ve İsrail var.

Bu iş uzun sürecek. İlk etap yerel seçimler, 2. etap Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Nisan’da Ermeni meselesi var. Ardından Anayasa ve milletvekili seçimlerine ilişkin süreç başlayacak.

2014 zor geçecek. Ama krizi iyi yönetirsek bu yıl bir milat olabilir. Türkiye-Suriye-Filistin-Mısır hattında yaşananlar, daha dorusu Kudüs merkezli, Nil ile Fırat arası, yani, Arz-ı Mev’ud çizgisinde gelişen olaylar yeni kurulacak dünyanın şeklini tayin edecek.

Zamana ve mekana şahidlik edelim ve sorumluluklarımızı kuşanalım. Bu sancılı süreç bir can çekişmeye değil bir doğum sancısına işaret ediyor.

Selam ve dua ile.

Not: Bugün saat 10’da Sultanahmet’te TYB’de son gelişmelerle ilgili basın açıklamasında olacağım inşallah. Öğleden sonra, Başbakan’ın katılacağı Üsküdar’da Burhan Felek Kapalı Spor Salonu’nda, ÖNDER’in düzenlediği, İmam-Hatip Buluşması’nda; Akşam Ümraniye’de İhyader’in, Haldun Alagaş Spor Kompleksi’nde gençlik buluşmasında olacağım, inşallah.

yeniakit

Bu yazı toplam 1388 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar