Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Ümmet-i Muhammed, Sünnet-i Muhammed

Ümmet-i Muhammed, Sünnet-i Muhammed’in oluşturduğu ve şekillendirdiği bir yapıdır. Bu gerçeği Hz. Peygamberimize tabi olan her Müslüman kabul eder.  İbn Kayyım el-Cevziyye, K.Ruh isimli eserinin 8. Bölümümde şu tespiti yapar:

Yüce Allah, Resulüne iki tane vahiy göndermiş; kullarının da bu vahiylere inanmasını ve bunlarla amel etmesini istemiştir. Bunlar, Kur’an ve Hikmettir: ‘Allah sana Kitabı ve Hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah’ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur.’ Nisa Suresi/113. Selef âlimleri ise, kitaptan maksadın Kur’an, hikmetten maksadın ise Sünnet olduğunda ittifak etmişlerdir.

Resulullah’ın dilinden Allah’ın bildirdiği şeylere inanmak, doğrulamak ne kadar gerekli ise; Resulullah’ın, Allah’tan bildirdiği şeylere ki hadis ve sünnet yoluyla gelen şeylere de o derece inanmak, doğrulamak gereklidir. Bu husus, gayr-i Müslimler dışında bütün müminler tarafından kabul edilmiş bir gerçektir.”

“Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.” İmam Malik. Muvatta. Kader Bölümü/4

Salih kullardan Süfyan-ı Sevri: İnsan başını bile hadis-i şerife göre taramalıdır, derken, İbn Hıbban isimli büyük hadis âlimi: Dört rek’atlı bir namazda Resulullah’ın 600 sünnetinin olduğunu haber vermiştir. Er Risale, el Kettani/47

Benim hayatım da, ölümüm de sizin için hayırlıdır” hadisini, Şifa-i Şerif müellifi, Beled Suresinin 1. ve 2. Ayetlerini okur, Yemin ederim bu şehre ki, sen içinde oturuyorsun ve sonra şöyle der: Sen bu şehirden çıktıktan sonra, sen orada bulunmadıkça, ben o şehre yemin etmem, der.

Belki okuyucularımız şöyle düşünebilir: 

Bu haftaki mesajınızın sebeb ve hikmeti nedir? Böyle bir yazıyı yazmanıza gerekçe nedir?

Biliyoruz ki nisan ayı Sevgili Peygamberimizin dünyayı teşrif ettiği bir aydır. Bu gerekçeden hareket ederek, sizlere bir ay boyunca Peygamberimizle ilgili önemli bilgiler sunacağız.’ Kur’an bize yeter, Hadislere, sünnetlere gerek yok’, diyen bir zihniyet, genç beyinleri sürekli tırmalamaktadır. Hayat tarzlarının Ebterleşmiş olduğunun farkında olmayan ve İmam Hatip neslimize el atmaya çalışan bu zihniyeti bir ay boyuca mesajlarımızla mercek altına alacağız. Kadavracılık (ölmüş insanın cesedini araştırmak) yöntemine benzer bir usul ile hadislere ve sünnetlere yaklaşarak, kişisel görüş ve kanaatlerini, birtakım kaynaklarla besleyip ortaya çıkanları, yakinen tanımaya çalışırsanız, Peygamberimizle ne kadar mesafeli olduğunu anlamış oluruz.

Ortada, bizzat Allah’ın kendisini savunduğu bir Peygamber vardır. Her alanda rehber ve örneğimiz olan bir Peygamber. Hayatımızda zerre kadar boşluk bırakmamış olan bir Peygamber (s.a.v). Tuvalette nasıl oturulacağından, ağzımıza aldığımız lokmalara kadar, devlet yönetiminden, zekâtlık develerin Medine’nin hangi otluk yerinde yayılacağını bildirmesine kadar hayatımızı Kur’an ve Sünnetiyle yönlendiren bir Peygamber (s.a.v) vardır elhamdülillah…

Teşride ikinci kaynağımız “İyi bilin ki, Allah’ın Resulünün haram kıldığı şeyler, Allah’ın haram kıldığı şeyler gibidir, buyuran (Ebu Davut. Sünnet 5) ve “Kendilerine Kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek, elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.” Tevbe Suresi/29. Ayetini nereye koyacağımızı elbette kitap ve sünnetten öğreneceğiz.

İhtiyar bir sahabe, Mescid-i Nebinin önünde bir gencin, parmaklarının ucuna koyduğu taşı sağa-sola fırlattığını görünce, genci uyarır ve böyle bir taş atma yönteminin Peygamberimiz tarafından uygun görülmediğini söyler. 

Namazını kılıp mescidden çıkarken, bakar ki genç, aynı şekilde sağa sola taş atıyor. Sahabe gence aynen şöyle söyler: Allah’a yemin olsun ki, ölürsen senin cenazene katılmayacağım, hastalanırsan seni ziyaret etmeyeceğim ve seninle bir daha konuşmayacağım.” Darimi: 17 443. Buhari Zebaih, Müslim Sayd.

Netice, önümüzdeki haftadan itibaren, Ümmet-i Muhammet, Sünnet-i Muhammed’in oluşturduğu ve şekillendirdiği bir yapıdır gerçeğini, değişik yöntem ve konularla inşallah ele almış olacağız.

yeniakit

Bu yazı toplam 929 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar