Ülkücü Yazardan  Erdoğan'a Davutoğlu Tepkisi

Ülkücü Yazardan Erdoğan'a Davutoğlu Tepkisi

Ülkücü yazar: Erdoğan'ın kiminle görüşeceğine biz karar verecek değiliz, ama...

Çiçek'in "Ahmet Davutoğlu'nun olduğu yerde milli duruş olmaz" başlığıyla yayımlanan (1 Şubat 2018) yazısı şöyle:

Türkiye'yi geçmişte Irak politikasında, Suriye politikasında, ABD politikasında, Ermeni açılımında, PKK açılımında, Kıbrıs açılımında batağa saplayan politikaları üreten ve "stratejik derinlik" adı altında bunları uygulamaya koyduran ve koyan Ahmet Davutoğlu yine sahnede pozlar vermeye başladı.

Danışmanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı sırasında "Bizden habersiz Ortadoğu'da yaprak kıpırdamaz!" diye diye Türkiye'yi her türlü tehlikenin eşiğine getiren Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Cumhurbaşkanlığı makamında 3 saate yakın görüştü. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen AKP'nin grup toplantısında da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın yanında oturarak poz verdi.

 

Kimileri bu manzarayı "Aradaki buzlar eridi" olarak, kimileri de "Ahmet Davutoğlu önümüzdeki yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Adayı olacak" şeklinde haberleştirdi. Ne diyelim Türkiye'ye ve Ankara'ya şimdiden geçmiş olsun!

Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kiminle görüşeceğine karar verecek bizler değiliz. Ama konu Türkiye'ye bu kadar kötülüğü dokunmuş Ahmet Davutoğlu olunca meseleye yorum yapmadan geçemiyoruz.

1 Kasım seçimlerinde %50 oy aldığı halde,  buna rağmen ilerleyen günlerde bir gecede Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığından alınan ve niçin alındığı hala muamma olan Ahmet Davutoğlu'nun tekrar piyasaya sürülmesi elbette bizde de merak uyandırmıştır.

Ahmet Davutoğlu biliyorsunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın yazar, yorumcu ve AKP'li yöneticilerinde hedefinde olan bir isimdi.

16 Nisan referandumunda "Evet" için kılını kıpırdatmayışı, Barzani'nin referandum kararını AKP'nin "tanımama" politikası karşısında, "Şimdi dondurun, ilerde uygulamasına bakın" mealinde açıklaması yapması sicilinin en güncel halleriydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ile Ortadoğu Bölgesindeki gelişmeleri konuştuysa buna zaten gerek yoktu. 

Zaten eseri ortadadır !

Yok, eğer Ahmet Davutoğlu'nun FETÖ ile bağlantıları hakkında ortaya atılan iddialar görüşmenin konusu ise orasını bilemiyoruz.

Aslında ben Ahmet Davutoğlu'nun, CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ı Musul Başkonsolosu iken IŞİD'in elinde rehine kaldıktan ve serbest bırakıldıktan sonra onu kahraman ilan edip alnından öpmesiyle alakalı yazı yazacaktım. Gündeme Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesi ve AKP Grup Toplantısındaki pozu gelince yazımın girişi bu şekilde olmuştur.

Öztürk Yılmaz Musul Başkonsolosu iken rehin tutulduğu IŞİD'in elinden kurtarılınca AKP medyası ve Ahmet Davutoğlu tarafından kahraman ilan edilmişti. Ama şimdi Öztürk Yılmaz ÖSO konusunda saçmalayınca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu onu "Şimdi bunları söylemek istemezdim ama bana gelip, 'Bu bakanlıkta bir tek Ak Partili varsa benim' deyip yalvaran bir zavallı, şimdi partinin adını bile doğru söylemiyor. Şimdi gelmiş Özgür Suriye Ordusu'na çamur atıyor.  Başka bir şey daha söyleyeyim ben size. Musul başkonsolosluğumuz DEAŞ tarafından ele geçirilince bu zat, bana bunu oradaki korumalar, özel harekâtçılar ve çalışanlar söylüyor, ifadelerinin kayıtları da bakanlıkta, korkusundan 'Başkonsolos ben değildim' diyen bir korkak bu. Ya, biz bunları yani kimseye saldırmamak, uğraşmamak için bugüne kadar söylemedik." şeklindeki tarifleriyle ezmeye çalışmaktadır.

"Ahmet Davutoğlu niçin onu milli kahraman ilan etti, alnından öptü o halde?" sorusunu elbette şimdi herkes soruyor.

AKP milletvekili Mehmet Metiner bile "Kabahat sende değil, haketmediğin halde alnından öperek seni kahramanlaştıran bizlerde asıl!" tepkisini göstermiştir.

Öztürk Yılmaz CHP'den aday olduğu zamanlarda Ahmet Davutoğlu'na bu durumu sorduklarında "Herkesin aday olma hakkı var. Geçmişte benim memurum olarak çalışmış bir isim. Zor bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti adına önemli işler yaptı. " cevabını vermişti. 

Ahmet Davutoğlu'nun açıklamasıyla, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun açıklamaları görüldüğü gibi çelişmektedir. Mevlüt Çavuşoğlu'nun Öztürk Yılmaz hakkındaki sözleri doğruysa, Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'yi yönetirken her şeyden bihaber olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Bu da demek oluyor ki, Ahmet Davutoğlu'nun aklını, fikrini, stratejik derinliğini Türk devlet kurumlarından uzak tutmakta fayda vardır.  Onunla geçen Türkiye günlerinde yaşananlar ortadadır. Türkiye gerçekten büyük badireler atlatmıştır. Bugün yaşananlar dünün ihanetlerini, gafletlerini düzeltme adına atılan doğru adımlardır. Milli duruş olan yerde Ahmet Davutoğlu duramaz. Durduğu yerde de zaten milli duruş olmaz.