"Türkiye ve NATO Mutsuz Evliliği Yürütmek Zorunda"

"Türkiye ve NATO Mutsuz Evliliği Yürütmek Zorunda"

The Economist dergisi Türkiye ile NATO arasındaki son durumu ‘mutsuz bir evlilik’ olarak nitelerken, iki tarafın her şeye rağmen dayanışmak zorunda kalacaklarını yazdı.

The Economist dergisi Türkiye ile NATO arasındaki son durumu ‘mutsuz bir evlilik’ olarak nitelerken, iki tarafın her şeye rağmen dayanışmak zorunda kalacaklarını yazdı.
 
İngiltere merkezli The Economist dergisi son sayısında Türkiye-NATO ilişkilerini ele alan bir analiz yayınladı.
 
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, dergideki yazı “Erdoğan muhtemelen bölgeyle eskisinden daha az ilgili olan Amerika’yı sindirebileceğini hesaplıyor. Haklı olabilir ancak Suriye’de çatışan çıkarlar, Türkiye’nin NATO üyeleriyle sorunlu ilişkisinde sadece tek bir unsur” cümleleriyle başlıyor.
 
Erdoğan’ın Batı’ya, Rusya lideri Vladimir Putin’inkinin aksine samimi bulmadığı destek açıklamaları nedeniyle küskün olduğu belirtilen yazıda, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilişkilerde yaşanan  sıkıntılar uzun uzun anlatılıyor.
 
NATO’da F-35 kaygısı
 
Economist NATO’daki Türkiye ile ilgili sıkıntısını şöyle anlatıyor:
 
“En fazla endişe yaratan konu ise Türkiye’nin F-35 programının da ortağı olması. Bu hayalet savaş uçakları, NATO’nun önümüzdeki 30 yıl boyunca hava muharabe kapasitesinin dayanak noktası olacak. Türkiye’ye de bu uçaklardan 116 tanesi teslim edilecek. Türkiye, hem S-400’ler hem de F-35’ler konusundaki bilgisiyle eşsiz bir konumda olacak. Rusya bu durumdan istifade edebilir. Amerika’da bazı ulusal güvenlik yorumcuları, ya Türkiye’nin S-400 alımını iptal etmesi ya da Ankara’ya F-35’lerden satın alamayacağının söylenmesi gerektiği görüşünde. Sonuçta karşılıklı meydan okuma Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasına yol açabilir.”
 
Economist’e göre NATO yetkilileri her şeye rağmen Türkiye konusunda “üzülmemiş numarası yapmak için” ellerinden geleni yapıyor. “Lekelenmiş demokrasi sicili, Türkiye’nin yeni bir üye olarak itifaka katılmasını önlerdi” diyen Economist, buna karşın bir ülkenin NATO üyeliğinin askıya alınması ya da ititfaktan ihraç edilmesine yönelik bir mekanizma olmadığını kaydediyor ve ekliyor: “Zaten böyle bir mekanizma olsa da, Türkiye’nin jeopolitik önemi her zamankinden fazla.”
 
Yazı şu satırlarla noktalanıyor:
 
“Sayın Erdoğan’ın, Rusya’nın Türkiye’yi kendi amaçlarına uygun şekilde kullandığını ve uzun vadeli bir güvenlik ortağı olarak NATO’nun alternatifinin olmadığını bildiği umuluyor. Henüz bu yönde çok az işaret olsa da, Erdoğan’ın darbe sonrasındaki paranoyasının son bulması da mümkün. Ancak birçok mutsuz evlilikte olduğu gibi, ortada bir gerçek var: Türkiye ve NATO’nun önünde, ne kadar endişe verici olsa da, ilişkiyi yürütmeye çalışmak dışında fazla bir seçenek yok.”