Tuğrul Türkeş: Erdoğan'la Görüşen MHP'li Bahçeli

Tuğrul Türkeş: Erdoğan'la Görüşen MHP'li Bahçeli

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na giderek Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşen MHP'li kişinin Devlet Bahçeli olduğunu açıkladı. Türkeş ayrıca, "Rahmetli Türkeş sağ olsaydı 10 Haziran'da koalisyon kurulmuştu" dedi.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, HaberTürk'te konuk olduğu canlı yayın programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkeş'in açıklamasından satır başları şöyle: Kurulan Bakanlar Kurulu bir koalisyon hükümeti değildir. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Bu bir teknokrat hükümetidir. Hayır kilitlenmesinin dışında kişilere teklif yapılacaktır Bakanlar Kurulu için. Ben de 30 yıldır siyaset yapan biriydim.

ERDOĞAN'LA GÖRÜŞEN MHP'Lİ İSİM BAHÇELİ

Saray'a giden ve Erdoğan'la görüşen kişinin sayın Bahçeli olduğunu düşünüyorum. Şaka yapmıyorum.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde MHP'nin görüşünü, fikrini ifade edebilecek bir adayın gösterilmesinin yanındaydım. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tanıyorum. Bir MHP'li olarak, söylüyorum MHP'yi yansıtmayan bir projenin peşine gitti Bahçeli. Onunla konuştuğumda 'Tuğrulcuğum bu yanlışsa benim yanlışımdır, sorumluluğunu alıyorum' dedi. Ama almadı.

Bahçeli, bana yakın asgari ücretle çalışan çaycıyı görevden aldı. Böyle bir durum olamaz. Siyasette böyle öfke olmaz.

TÜRKEŞ SAĞ OLSAYDI 3 GÜNDE KOALİSYON KURULURDU

Türkeş sağ olsaydı 10 Haziran'da koalisyon kurulmuştu. 3 günde AK Parti ile MHP arasında koalisyon kurulurdu. Rahmetli Türkeş, Türk Milliyetçisiydi. Partizan değildi.

Tebligatı bile usulüne uygun gönderemiyorlar. kargoyla kazak kravat gönderir gibi 'biz sizi partiden attık' diye kağıt yollanmaz. Dava açma hakkım var.

'KARGOYLA TEBLİGAT GÖNDERDİLER'

Partililerden, ülkücülerden destek mesajları geldi 'Rahmetlinin izinden gittiğim' yönünde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la geçen sene görüştüm ve Türk Kurultayı'na dair paylaşımlarda bulunmuştum. Bahçeli bunu da kabul edemedi. Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi suç olarak görmedim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeni partiden atarım demek çok doğru bir görüş değil. Sen Türkiye'de yaşamamış bir aday çıkaracaksın, sonra yüzde yüz milli Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi kabul edemeyeceksin.

MİLLETVEKİLLİĞİ ADAYLIĞI

Başbakanlıkta Sayın Başbakan, bana 'ne oldu bu parti ile ihraç meselesi?' diye sordu. Bunun üzerine 'sizi listelere koyarlar mı?' dedi. Ben de koymacaklarını düşündüğümü söyledim dedim. O da anlayışla karşıladığını söyledi. Ben 15.30'ta öğrendim ve listeler o akşam YSK'ya gitti. MHP'lilerin yüzde 95'i beni destekledi.

Sandıktan yine koalisyon çıkarsa üçüncü seçim olur mu? Hayır tabi ki olamaz. MHP'lier koalisyon istiyordu. Ama tepedeki 50-100 kişi nedeniyle olmadı. İstişare yapılmayan bir partide koalisyon konuşamadık.

Ben Meclis'teki odamda çalışırken seçimden iki hafta sonra Başkanlık Divanı yapıldı. Bana haber verilmedi. Gazeteci arayıp söyledi. Ben de sorduğumda 'sadece Genel Merkez'de bulunanlar çağrıldı' denildi. Ama durum böyle değildi.

8 sene bu davaya kendini veren birini bu hale getirmek yakışıksız

7 Haziran akşamı Divan yapılmadı. Gece 1'de 15 Kasım'da seçim olsun dedi. İstişare yapmadan karar almadı. Bir de sonra çıktı Başbakan 1 Kasım seçimini açıkladığında 'sen nasıl tarih belirlersin' dedi. Fakat kendisi bunu 8 Haziran'da yaptı.

2 sarhoş, 3-5 çakal beni hedef aldı. Ben o kişileri kastettim basın açıklamamda. 2 sarhoşu gazetele yollayıp, demeçler verdirt bu olmaz.

Muhalefet bir yılını sadece bir Saray'a taktı. Baksalar Antalya Belek'te bir şirketin yada bir şahsın daha çok yatırımı ve lüksü var. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nın Saray'ı. İki mermeri çok görmeyin bu ülkeye. Bir taş binaya bu ülkeyi bloke etti muhalefet. Bir bina için Türk siyasetini kilitleyelim mi? Böyle bir mantık olur mu?