Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Trump'ın zor günleri

Trump istifa mı edecek, bir suikasta mı kurban gidecek ya da görevden mi alınacak?

Bir ay gibi kısa süre içinde her şey birbirine karıştı. En son FBI, Trump’la arasına mesafe koydu. Kimse gelecek konusunda bir şey söyleyemiyor. Ama komplo teorisinin bini bir para. Kimine göre birlik dağılabilir. Kimine göre, ABD için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Rothschild ve Rockefeller toplantı üstüne toplantı yapıyorlar ama çözüm yok..

FETÖ’yle birlikte BOP da çöktü ve bütün planlar altüst oldu. Çeyrek asırlık bir senaryo iflas etti. Amerikalıların Gülen’le uğraşacak vakitleri yok. Ama bu adamın daha fazla başlarına bela olmasını istemiyorlar, onun için ne yapacaklarını bilmiyorlar..

Trump’ı göndermek zor değil de, o gidince ne olacak? Onun yerine kimi getirecekler.. Bu sorunun cevabını bulsalar bir dakika beklemezler. Trump ise ürkmüş vaziyette, fincancı dükkanına girmiş fil gibi.. En son Mass Media’ya vurdu. Onlar zaten her gün vuruyorlar.

ABD örtülü bir savaş yaşıyor. Evet, bunun adını koyalım. Bu ABD’nin kendi iç soğuk savaşı. Eğer bu süreç yönetilmezse bu hem bir iç savaşa, hem de dünya savaşına dönüşebilir.. Çünkü ABD kendinden ibaret bir ülke olmadığı gibi, BOP ve FETÖ gibi projeler sadece ABD ile başlayıp biten projeler de değil.

ABD eğer Trump ve Gülen’i feda ederek bu krizden kurtulacağına kanaat getirse, bir saniye bile beklemez.. Onları korkutan, yerine kimin geleceği ya da bundan sonra izleyecekleri rota!

FBI’ın Trump’ın, Rusya konusundaki talebine olumsuz cevap vermesi, Trump’a güvenmediğinden değil, Trump’ın geleceğinden emin olmadığını gösteriyor.

FBI ya da CIA sadece Trump’ın geleceği endişesini taşımıyor, kimse ABD’nin geleceğinden emin değil. Kimse AB’nin geleceğinden emin değil. NATO’nun geleceğinden emin mi ki insanlar. BM’nin geleceğinden kim ne kadar emin. İsrail kendi geleceğinden emin mi?

Peki, çıkış yolu hangisi, bu süreçte ülkeleri, toplumu çıkışa götürecek bir lider, bir örgüt var mı?

İşin çok daha vahim bir yanı var, o da “derin gerçek” ortaya döküldü. Ve Trump bu süreçte tek başına değil.. Trump kafası iktidarda olduğu kadar muhalefette de tahripkar olabilir.. Bu durum Trump’la başlayıp biten bir hadise değil.. Bir Trump gider, bin Trump gelir..

AB ülkelerindeki çıkmaz da bu.. Irkçı ve radikal eğilimler güç kazanıyor.. “Tarihin sonu” dedikleri o demokrasileri çöktü. Demokrasi dedikleri şey bir illüzyonmuş. Demokrasi Membiç’de öldü.. Made in USA bir Marksizm’in mantığını açıklar mısınız bana. Bu derin gerçek artık herkesin gördüğü bir gerçeğe dönüştü. PYD karargahında ABD bayrağı ve Amerikan askerinin kolunda PYD arması.. ABD’nin maaşa bağladığı Marksist savaşçılar..

Laik ve Demokrat batı(!?)da yükselen Faşizm ve İslamofobia’nın, haçlı refleksinin başka bir açıklaması olabilir mi?

Mızrak artık çuvala sığmıyor.. Brüksel’in Fehriye Erdal’ı himayesinin, ya da AB ülkelerinin FETÖ, PKK, PYD, KCK, DHKP-C’ye sahip çıkmasının onları korumasının başka bir mantığı var mı?

Batının, özelde ABD’nin temel sorunu sadece Trump değil. Temel sorun demokrasilerindeki, laikliklerindeki, ekonomilerindeki, siyasetlerindeki, paralarındaki sorundur.. Kutsadıkları düzenleri çökerken artık demokrasiden, özgürlüklerden, çoğulculuktan, insan haklarından, hukuk devletinden sözetmiyorlar..

Eğer bu işler daha bir süre böyle devam edecek olursa, dünya geri dönüşü mümkün olmayan bir yola girer.. İşte o zaman iç savaş da çıkan, dünya savaşı da.. Bu sürecin sonunda ne ulus devlet kalır, ne laiklik, ne de kapitalizm..

Bu saatten sonra batının toparlanması zor.. Tek çözüm, İslam dünyasının kendini yenilemesi ve bütün insanlığın hayrına olacak yeni bir çözüm önerisi ile tarih sahnesine çıkması.. Biz bunu ne kadar kısa sürece gerçekleştirebilirsek, dünya bu çıkmazdan o kadar kısa sürede kurtulacaktır. Biz de bunu ancak, bütün insanlığın hayrına olacak bir çözüm önerisi ile, bütün Müslümanların desteği ile ve aynı zamanda yeryüzündeki bütün mazlumlar ve erdemli insanların işbirliği ile gerçekleştirebiliriz.. Yeryüzünde değer üreten herkesin sürece desteğini sağlamakla mümkün bu mücadele.. Bu hedefe ulaşmak için göstereceğimiz çaba, cesaret ve zeka, bu işin kan, can, zaman maliyetini gösterecektir..

Bu hiç de kolay değil. Ama unutmayalım ki, Allah’ın kolaylaştırdığı bir işten daha kolay bir iş yoktur. Öte yandan; Allah’ın zorlaştırdığı bir işten daha zor bir iş yoktur. Görünen o ki, Allah (cc) onların işlerini sarp dağlara sardırdı..

Allah, servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirendir.

Görelim Mevlam neyler.

Selam ve dua ile.. 

yeniakit

Bu yazı toplam 816 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar