Tiynet Müsait

Tiynet Müsait

Yenişafak gazetesi yazarı Salih Tuna bugün kçşesinden "Kılıçdaroğlu neden cesaret edemiyor" başlıklı bir yazı kaleme aldı...

Yenişafak / Salih Tuna

Kılıçdaroğlu neden cesaret edemiyor

 

CHP’nin siyaset yapmadığı artık o kadar bariz hale geldi ki CHP’li eski- yeni seçmeler bile isyan etmeye başladılar.

Mesela, bir hanımefendi, “Eski bir CHP’li olarak söylüyorum, proje üretin...” dedi, Kılıçdaroğlu’na.

Nerde mi?

İzmir Çeşme’de, çarşı esnafını ziyareti esnasında; televizyonlarda yayımlandı ya!

İzmir Çeşme’de böyle, peki Diyarbakır’da nasıl?

Nasıl olacak; “neden proje üretmiyorsunuz” diyebilecek eski- yeni CHP seçmeni bile kalmadı orda.

Bunda da şaşılacak bir şey yok.

Dersim katliamını, “Devrim koşulları içinde normal” gören, “Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı...” diyen Mahmut Esat Bozkurt adına park açılışı yapan bir liderin genel başkanı olduğu parti elbette Kürt seçmenden havasını alacak.

Gelgelelim, Sayın Kılıçdaroğlu’nu da fazla sıkıştırmamak lazım.

Bir gün kafasının tası atar, “Ben zaten projeyim, ne projesi” diye kestirip atarsa ne yapacaksınız?

Sevgili CHP’li kardeşlerim şansınızı zorlamayın, kapasite müsait değilse yapılacak bir şey yok.

İlla “proje üretin” diye zorlarsanız, işte böyle “CHP’yi kapatacaklar” şeklindeki zırtapoz üretime müstahak olursunuz.

Neyse ki başta Cumhurbaşkanımız, ardından Başbakan, “buyrun, parti kapatmayı hepten imkansız hale getirelim” dediler de, CHP seri üretime geçemedi.

Yoksa bu paralelci üfürüklerle seri üretime geçip hepten rezil rüsva olmak da vardı.  

Gerçi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yine etti eyledi, tek başına rezil olmayı başardı.

Hem “CHP’yi kapatacaklar” diye feveran eyle (bir başka ifadeyle, paralelci üfürüğün iğvasına kanıp mağdur pozlarına yatmaya çalış) hem de gelin anayasayı değiştirelim (parti kapatmayı tarihe gömelim) çağrısına icabet etme!

Nedir bu?

Yetmezmiş gibi Sayın Kılıçdaroğlu twitter hesabından da şu açıklamayı yaptı: “Davutoğlu, ‘Partiler kapanmasın diye anayasayı değiştirelim’ diyor. Anayasaya bakarsak; bizim zaten bir endişemiz yok. Demokrasi için kendini siper etmiş, ülkesi ve milletinin refahı ve güvenliğinden başka bir şey düşünmeyen CHP’nin kapanma korkusu olamaz!..”

CHP Genel Başkanı'nın derdi ne, anladınız mı?

AK Partililere saygı duymuyor, kendi seçmenine saygı duymuyor, kendine de mi saygı duymuyor?

Hiç değilse kendisine biraz merhamet etsin, bu nasıl bir açıklamadır?

Hiç kusura bakmasın mezkur açıklamanın hak ettiği soru şu: Partileri bu ülkede hangi kurum kapatıyor; Anayasa Mahkemesi mi, Zirai Donatım Kurumu mu?

Anayasa Mahkemesi’nin parti kapatmak için anayasaya dayanmak zorunda olduğunu ana muhalefet partisinin lideri bilmek zorunda.

Parti kapatmayı anayasada yasaklarsanız (sözgelimi, açık ve net şekilde “partiler kapatılamaz” derseniz) Anayasa Mahkemesi’nin değerli üyeleri hangi partiyi nasıl kapatsın?

Sayın Kılıçdaroğlu şuncacık şeyi bilmiyor mu?

Yoksa...

“CHP’yi kapatacaklar şeklindeki çıkışımız maalesef hataydı” diyebilecek cesaretten, özgüvenden mahrum mu?

Özgüven deyip geçmeyin, söz konusu hatayı kabul etmek paralelci üfürüğe alenen “yalan” demek anlamına gelir.

Bu da, paralelcilerin kaset kumpası ardından genel başkan olanların kolayından başaracağı bir şey değildir.

O değil de, CHP neden anayasa değişikliğiyle parti kapatmayı yasaklamaya yanaşmıyor?

Parti kapatılmasına açık kapı bırakılmasından hâlâ ne umuyor?

Ne umuyor ki, 2010’da da parti kapatılmasının yasaklanmasına engel olmuştu?

Naçizane tahminim şu:

Basın özgürlüğünü dilinden düşürmedikleri halde 8-9 Haziran’da ilk işlerinin “yandaş” tesmiye ettikleri “Yeni Türkiye”nin medyasına “el koymak” olduğunu söyleyen kafa iktidara gelirse, AK Parti’yi kapatmanın yollarını da haliyle arar.

Çünkü tıynet müsait.