Adana'da “yasadışı dinleme” iddialarıyla ilgili olarak eski İstihbarat Şube Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Ertuğrul Yetkin ve 2. Sınıf Emniyet Müdürü İsmail Bilgin’in de aralarında bulunduğu, biri emekli toplam 6 polisin, “kaçma şüphesi” ve “delil karartma” durumları göz önüne alınarak tutuklanmasının ardından olayla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan tarafından yürütülen soruşturma kapsamında nöbetçi Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Yetkin’in, mahkemedeki ifadesinde çarpıcı bilgilere ulaşıldı. Görev sürecinde yoğun bir evrak akışı olduğunu ve günlük ortalama 350-400 belge geldiğini anlatan İstihbaratçı polis şefi, “Bu aşamada 5397 sayılı yasaya göre dinleme taleplerini ayrıntılı olarak inceleme fırsatımız yoktu. Dinleme talebi İstihbarata Karşı Koyma Büro Amirliği’nce yapılırdı” dedi.

"2 BİN AKTİF HATTI DİNLEDİK"

Yetkin, ifadesinde şunları söyledi: "Vekalet ettiğim dönemde imzalamış olabilirim. Yoğunluktan kaynaklı bir durum nedeniyle incelenmemiş olabilir, ayrıca bunların Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Şube Müdürlüğü tarafından ‘Uygundur’ görüşü alındığı için şüphem olmadı. Biz önümüze gelen evraklara işlem yapmak zorundayız. Sirkülasyon fazlaydı, tüm suçlarla ilgili 2 bin aktif dinlenen hattımız var."  

AYTAÇ AKYOL'U İŞARET ETTİ

Yetkin savunmasında, "Dinleme aşamasında suça konu telefonların dinlenen kişilerin hakim ya da savcı olduklarına dair herhangi bir bilgi alt kademeden bana gelmedi. Teknik dinleme ve istihbarata karşı koymada o dönem Trabzon’a tayini çıkan Aytaç Akyol, bu işlere bakıyordu. Benim söz konusu olaydan haberim yok. Olayı gazeteden öğrendim." diye konuştu.

"YARDIMCILARIMA GÜVENDİM"

Yine aynı soruşturma kapsamında tutuklanan eski istihbaratçı Bilgin de ifadesinde; dinleme yapılan telefon numaralarının kime ait olduğunu bilmediğini, sadece evrak üzerinde gördüğünü ve konu bazında çalıştıklarını vurguladı. Bilgin, "Ben büro amirime ve yardımcıma itimattan dolayı bu tür dinlemeleri sevk etmiş olabilirim" diye konuştu.

"DİNLENEN KİŞİLERİ BİLMEM"

Dinlenen kişilerin hakim ya da savcı olduğu yönünde alt birimlerden herhangi bir bilgi notu almadığını dile getiren Bilgin, dinleme sırasında herhangi bir suç unsuruna rastlanıldığında bilgilerin alt birimlerden geldiğini, daha sonra söz konusu bilgileri değerlendirip, şubelere yönlendirdiklerini anlattı. Bilgin, "Telefonun kime ait olduğunu bilmem. Bana gelen evraka göre işlem yaparım" ifadesini kullandı.

"ÇOK FAZLA KİŞİYİ DİNLİYORDUK"

İstihbarat Şube Müdürlüğü çatısı altında telefon dinlemeleri yapan ve nöbetçi mahkemece tutuklanan polis memuru Hasan Serçe, "O dönemdeki görevim; kulaklık takarak dinlemekten ibaretti. Çok fazla kişi dinlendiği için dinlenen kişilerin de hakim veya savcı olduğunu bilmiyorum. Dinlemelerde suç unsuruna rastlarsak gerekli işlemleri yapıyoruz. Bu kişilerin hakim veya savcı olduğunu tam dinleme yapmadığımız için bilemiyoruz" dedi.

"BENİM YERİMDE KİM OLSA AYNI GÖREVİ YAPARDI"

Dinlemeleri yapan ve tutuklanan polis memurlarından Ahmet Şenal ise savunmasında görevinin belirlenen numaraları dinlemek olduğunu ifade ederek, “Dinlenen kişilerin hakim veya savcı olduklarını bilmiyordum. Dinlerken de böyle bir kanıya varmadım. Ben konuşmanın her saniyesini zaten dinlemiyorum. Selamlaşma faslını geçerdim. Suç unsuruna rastlarsam onu not alıp, gerekli yerlere bildirirdim. Benim yerimde başkası da olsa aynı görevi yapacaktı” diye konuştu.

YENİ OPERASYONLAR OLABİLİR

Adana'da 'yasadışı dinleme' soruşturması genişliyor. Tutuklanan polislerin evlerinde bulunan dijital kayıtlar incelenmeye başlandı. Aralarında vali, savcı, hakim ve belediye başkanlarının olduğu yüzlerce üst düzey görevlinin dinleme kayıtlarıyla ilgili oluşturulan veri bankalarıyla yeni bilgiler doğrultusunda operasyonun genişleyeceği öğrenildi. Dinleme ağının halkası olan Ankara ve Mersin'de yeni operasyonlar olabileceği belirtildi. Yetkililer Adana'da buzdağının görünen yüzünün çıktığını, dinlemelerle ilgili verilerin incelenmesinin ardından şemanın deşifre edileceğini belirtti.