Suud'da  Saray Darbesi

Suud'da Saray Darbesi

Suudi muhalif Prens Halid b. Ferhan Suudi Arabistan’da oluşan muhalefet bloğu hakkında bazı bilgiler açıkladı.

Suudi muhalif Prens Halid b. Ferhan Suudi Arabistan’da oluşan muhalefet bloğu hakkında bazı bilgiler açıkladı.  

Kraliyet ailesinden Suudi muhalif Prens Halid b. Ferhan Âli Suud, yaklaşık iki hafta önce meydana geldiği açıklanan yeni muhalefet bloğunun, Veliaht Muhammed Bin Selman'ın çağdaş realitesini reddettiklerini ve gelecekte yönetimi ele almayı planladıklarını söyledi.

11 Kasım'da yapılan bir açıklamaya göre, kendilerini “Reşid Yönetim Koalisyonu” olarak adlandıran Suudi muhalefet bloğu, geçiş dönemi boyunca Suudi Arabistan'da iktidarı Prens Ahmed bin Abdülaziz Âli Suud'un devralmasını öngörüyor.

Halic Online’la yaptığı özel bir roportajda Prens Halid, "Bu blok, Suudi Arabistan'ın farklı eğilimlerini yansıtır ve tek bir şey ifade eder ki o da, Bin Selman'ın reddedilmesi ve Veliaht olarak Prens Ahmed'in kabul edilmesi ya da Kral'ın ekarte edilmesi ve onun yerinin alınmasıdır” dedi.

Yurt dışındaki Suudi muhalefet gruplarının birlik halinde olmaması konusunda Suudi muhalif şunları söyledi;

“Muhalefetin farklı ideolojileri ve yönelimleri var. Bunların her biri, bir grupta toplanmadan daha zengin ve daha olumlu olarak kendi yöntemleriyle redlerini ifade ederler.”

Muhalefet bloğu altı siyasi hareketten ve yedi bağımsız şahsiyetten (aralarında Prens Halid de var) oluşuyor. Siyasi hareketler şu şekilde:

Mean el-Cerba liderliğindeki Keramet Hareketi, Abdu’l-Hadi el-Yami liderliğindeki Yam ve Hemedan’ın Özgürlüğü Hareketi, Dehil b. Nasır el-Kahtani liderliğindeki Arap Yarımadasının Özgürlüğü Hareketi, Ulusal Seferberlik Hareketi, Merzuk Meşan el-Uteybe liderliğindeki Arap Yarımadası Subayları Hareketi, Mani’ b. Mehzel liderliğindeki Hak ve Adalet Hareketi.

Ülke yönetimindeki başarısızlık konusu

Bin Ferhan, Kral Selman’ın başa geçmesinden bu yana Suudi Arabistan’daki gelişen olayları, kesin bir şekilde başarısızlık ve akılsızlık olarak görüyor ve şuna işaret ediyor;

“Eğer ülkeler ve aileler Suudi kralına ve oğlu Muhammed’e kızarlarsa, bir şiddet dalgasının gelmesi muhtemeldir. Çünkü Krallık’taki yönetim tarzı cahilce ve barbarcadır.”

“Umarım derin devlete ve kritik güvenlik kurumlarının kontrolüne karşı yumuşak bir darbe olur ve daha sonra da Veliaht ve Kral ortadan kalkar.”

Suudi muhalif Prens’e göre, Prensler Muhammed b. Nayf ve Mütap b. Abdullah hala ev hapsindeler ve Suudi Arabistan dışına çıkmaları yasak. Evleri kilitli. Bütün hareketleri, Veliaht’e bağlı olan güvenlik sisteminin gözetimi altında. Ailelerinin o ikisinin hakkında herhangi bir hareket edemediklerini, çünkü o ikisinin mercek altında olduklarını ve tüm hareketlerinin Bin Selman'ın bilgisi ile olduğunu vurguladı.

“İki Ceylan” (Ğazzalen) lakaplı Prens Selman b. Abdulaziz b. Selman b. Muhammed Âli Suud hususunda ise Bin Ferhan, çocuğunun maruz kaldığı şeye itiraz etmesinden sonra tutuklanan babasıyla sohbet ettiği için üzerine saldırılıp dövüldükten sonra kendisini hapse girmeye davet eden Bin Selman’ın ‘kıskançlığı’ olduğunu belirtti.

Yakında ikisinin de salınıvereceklerine, ancak bunun Bin Nayf ve Bin Mütap’a yapılan gibi ‘aşağılayıcı bir şekilde’ olacağına ve o ikisinin mercek altında olacaklarına işaret etti.

Basında çıkan haberlere göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Krallık makamlarına, 2 Ekim'de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu’nda öldürülmesinden sonra ailelerinin hayatları için büyük korku duyması nedeniyle Prens Ğazzalen ve babasının serbest bırakılması yönünde girişimlerde bulundu.

Bu iki Prensin aileleri, ülkesinin yönetilişiyle ilgili fikirlerini ifade etmesinden ve Avrupa liderleriyle geniş çaplı ilişkilerinin olmasından dolayı Bin Selman’ın ‘kıskanması’ nedeniyle 10 ay önce yani geçen ocak ayında Krallık sarayına çağrıldıklarından beri tutuklu olmalarından ve tamamen ikisi hakkında heberlerinin olmamasından dolayı hayatları konusunda endişeliler.

Bin Selman'ın tutuklamasından bir yıl sonra kuzeni Halid Bin Talal'i serbest bırakmasının sırrı konusunda Prens Bin Ferhan şunları açıkladı;

“Hastalığın kendisini bitkin bir hale getirdiği kardeşi Prens Talal’e yaptığı son ziyaretten sonra Prens Ahmed bin Abdülaziz'in arabuluculuğu ve Kaşıkçı'nın suikastindan sonra Suudi yönetimini karıştı ve Prens Halid'in serbest bırakılmasıyla sonuçlandı. Gelecekte başkalarının da serbest bırakılmasına sebep olacak.”

Haliç Online’a verdiği röportajda muhalif Suudi Prens şunu vurguladı; Bin Selman'ın ortadan kaldırılması, devlet ve idaredeki uzmanlığı konusunda güçlü olduğu görünen amcası Ahmed'e dayatılan izolasyon ve yönetime bağlılığı gölgesinde zor bir iştir. Yönetimi ele geçirme konusunda aileden, kabilelerden ve Avrupa’dan destek gerekir. Ancak dikkatli adımlar atılarak ülkeyi kaosa sürüklemektan kaçınmak gerekir.

Bin Ferhan’a göre, Prens Ahmet sıkı bir mercek altında. Hareketlerinin, iletişimlerinin hepsi takip ediliyor. Aynı şekilde evi de.  Bunun için ‘hamlelerin kendisinden gelmeyeceği muhtemeldir. Bilakis Kral Selman’a ve oğluna karşı darbenin ailenin diğer kolları tarafından uygulanması ve onu Kral tayin etmeyi düşünmeleri muhtemeldir.’

“Bin Selman'ın amcası Ahmed'i tutuklaması veya yapabilirse şayet ona suikast düzenlemesi mümkündür. Ancak bu aile içinde olup bitenlerin ışığında çok zor görünüyor ve Kaşıkçı'nın ölümünün ardından, eğer aile bu konuyu sonuçlandırmış olsaydı, Bin Selman'a dönerlerdi ve ona iktidarı bırakırlardı” dedi.

Muhalif Prens Bin Ferhan'in kişisel güvenliğiyle ilgili olarak da, Alman makamlarının Kaşıkçı'ya suikastten sonra kendisine daha fazla güvenlik sağladığını ve aynı bağlamda son dönemde ciddi bir ölüm tehdidi almadığını belirtti.

Konuşmasının sonunda, muhalif Suudi Prens Krallık’taki olayların geleceğini saklamayarak şunları söyledi;

“Ancak, ülkede gerçekleşecek olan kesinlikle bir değişiklik var. İktidardaki aileye ve derin devletin güvenlik hizmetlerindeki kontrolüne bağlı olarak nazik olacağını umuyorum. Çünkü bunun aksi kanlı bir darbeye neden olabilir.”

islamianaliz