Suriye'ye askeri müdahale

Arkadaşlar sor(gula)maya devam ediyorlar: "Suriye'ye askeri müdahaleyi savunacak kadar ileri gidiyorsun. Osmanlı emperyalisti damarın kabardı galiba! Hadi itiraf et, Suriye'yi Türkiye'nin vilayeti veya eyaleti yapmayı hayal ediyorsun, değil mi?"

Neyi hayal ettiğimi söyleyeyim: Beşşar Esed yönetimi halkın hürriyet ve adalet talebini kan deryasında boğmakta ısrar ettiği takdirde devrim liderleri muhacerette –tercihan Türkiye'de- yeni bir hükümet (geçiş dönemi hükümeti) ilan edip "Suriye'nin meşru temsilcisi Baas rejimi değil biziz" diyorlar ve Suriye halkını Baas zulmünden kurtarması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyorlar, Türkiye de yeni hükümeti resmen tanıyor ve onun çağrısı üzerine Suriye halkının yardımına koşuyor... Gönlümden geçen şey, görüştüğüm sayısız Suriyeli devrimcinin de gönlünden geçen şey tam olarak şu: Türkiye ordusu İdlib, Halep, Hama, Humus üzerinden halkın sevinç gösterileri arasında Şam'a yürüyor, Baas rejimini yıkıyor, katliamı duruduruyor, işkencehaneleri boşaltıyor, Beşşar Esed ve avanesini tasfiye ediyor, hürriyet ve adalet ilan ediyor, halk iktidarının kurulmasına zemin hazırlıyor ve hiç vakit kaybetmeden Türkiye'ye dönüyor... Cumhurbaşkanımız Suriye konusunda sivil tedbirlerin yanı sıra askerî tedbirlerin de alınmakta olduğunu açıkladığına göre, askerî bir müdahale ihtimal dahilinde. Ama şimdilik benim gönlümden geçen şekilde değil de, mülteci akını sebebiyle Suriye topraklarında "tampon bölge" oluşturulması şeklinde bir askeri müdahale ihtimali üzerinde duruluyor... Yani, bende de devlette de emperyalist karın ağrıları yok kardeşim.

- Bize saldırmayan ve üstelik bizimle dost olmaya çalışan bir devletin hükümranlık alanına tecavüz etmekten bahsediyorsun. Bunun adı emperyalizmdir ve başka da bir şey değildir. Birçok yazında Suriyeli muhaliflerin 'Dış müdahaleye zemin hazırlanmasın' dediklerini ileri sürüp, bunu takdir ettiğini belirttin. Şimdi nereden çıktı bu dış müdahale merakı?

- Suriye bizim dışımız değil, biz de Suriye'nin dışı değiliz. Hükümetler ayrı olsa da biz iç içeyiz. Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi ABD yahut Fransa'nın müdahalesi gibi olmaz. Geçen gün de yazdım, dış müdahaleye zemin hazırlanmaması gerektiğini söyleyen devrimciler 'Türkiye müdahale etsin' diyebiliyorlar, çünkü Türkiye'yi Suriye'den ayrı görmüyorlar. Baas zulmü iyice çığırından çıkarsa ve Türkiye etkili bir şekilde müdahale etmezse belki bir gün bağırlarına taş basıp 'ABD yahut Fransa, kim gelirse gelsin, yeter ki bu alçakları başımızdan def etsin, sonrasına sonra bakarız' diyecekler.

- Yani diyorsun ki: ABD yahu Fransa yerine bu defa Türkiye oynasın hürriyet ve adalet fedaisi rolünü!

- Öyle demiyorum, şöyle diyorum: ABD yahut Fransa sadece rol kesiyor, üstelik çok berbat bir oyunculuk sergiliyor. Türkiye ise sahiden hürriyet ve adalet fedaisi olabilir. Böyle konularda Obama'ların, Sarkozy'lerin samimiyetine inanmamız için hiçbir sebep yok; ama Erdoğan'ın, Davutoğlu'nun, Gül'ün samimi olmadığına inanmamız için de hiçbir sebep yok. Bizimkiler 'Mazlum Suriye halkının hali içimizi yakıyor' diyorlarsa gerçekten içleri yanıyordur ve Suriye'ye müdahale kararı alırlarsa bunu gerçekten maşeri vicdanın gereği olarak yapacaklardır. Belki Birleşmiş Milletler kararlarını ve Fransa'nın Libya'ya re'sen müdahalesi örneğini bu yolda kullanırlar, ama onlar gibi olmazlar. Emperyalistler Suriye'ye müdahale kararı almadan evvel Türkiye bütün hazırlıklarını tamamlanmalı ve onlar harekete geçmeden evvel Türkiye harekete geçmeli.

yenişafak

Bu yazı toplam 1239 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar