Sur'da Yasak Kalktı, Halk Yaşananları Anlattı

Sur'da Yasak Kalktı, Halk Yaşananları Anlattı

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı 10'uncu gününde sona ererken çatışmalardan büyük zarar gören halk, yaşananları anlattı.

Güneydoğu Anadolu bölgesinin en önemli tarihi yerleşim alanlarından biri olan Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, Şeyh Sait Meydanını da içine alacak şekilde genişletilen ve 6 mahallede uygulanan sokağa çıkma yasağı 10'ununcu gününde sona ererken çatışmaların arasında kalan halk çaresizlik içinde huzur istiyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve 2 polisin hayatını kaybettiği merkez Sur İlçesinde Kaymakamlık tarafından 2 Aralık Çarşamba günü Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahalleleri ile Gazi Caddesi'nde saat 05.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, 3 Aralık Perşembe günü saat 16.30'dan itibaren de, Dağkapı Şeyh Sait Meydanı  yasak kapsamına alınmıştı.  

Yasak uygulaması boyunca yaşanan çatışmalar durulduğunda halk, canı pahasına barikatları yararak,   ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. PKK ve polis barikatlarına takılan halk, barikatları sorunsuz bir şekilde aşmaya çalışarak evinin ihtiyacını giderebiliyor.

‘Yaşananların sebebinin toplumun işlediği günahlar'

İlçede dindarlığıyla bilinen Şeyh Hüseyin adlı yaşlı amca, yaşananların sebebinin toplumun işlediği günahlardan dolayı  olduğuna dikkat çekerek, “Bir toplumda merhamet kalmazsa, o toplumun bu hale gelmesi normaldir. Açlıktan küflü ekmek yiyecek kadar gariban insan var bir tarafta. Diğer tarafta lüks içinde yaşayıp fakir ve mustazafları görmeyen bir kesim var. Bir tarafta ezen ve sömüren var, diğer tarafta ezilenler ve zulme uğrayanlar var. Dinini unutmuşsa bir millet, namazını, davasını unutmuşsa, yolunu şaşırmışsa bir millet, Allah'ın bu belayı başlarına vermesi kadar normal ne olabilir?” dedi.

‘Sur ilçesi cezaevinden farksız'

Tek huzur kaynakları camiler olan ihtiyarlar ise yaşadıkları uzun ömürden sonra son anlarını camilerde geçirmek istiyor ancak, çatışmalar nedeniyle kapanan bazı camilerden geri dönmek zorundan kalıyorlar. Öte yandan yaşamının son demlerinde huzur isteyen yaşlılar, savaşın kimseye fayda vermeyeceğini ve bir an önce bitmesi gerektiğini söylüyorlar.

Yaşadıkları Sur ilçesinin kendileri için cezaevinden farksız olduğunu belirten Şükrü K. , “Günlerdir evlere hapsolmuş durumdayız. Şu an namaz için çıktım. Ulu Cami ve o bölgedeki camiler kapalı olduğu için çatışmaların olmadığı bölgedeki camilere gitmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

‘Evimizden iki adım attıktan sonra tekrar evimize dönüyoruz'

Yaşadıkları duruma şaşırdığını söyleyen ve ismini vermek istemeyen yaşlı bir adam da, “Allah bize bir yol göstersin. Elimizden başka gelen hiçbir şey yok. Allah bize bu günleri yaşatanlara hakkımızı bırakmasın. Evimizden iki adım attıktan sonra tekrar geri evimize gidiyoruz. Çünkü daha fazlasını yapamıyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘Açlıktan öldük, Allah böyle buyurmadı'

Zorlu günler yaşadıklarını vurgulayan ismini vermek istemeyen 84 yaşındaki bir vatandaş ise “Allah, bizi kurtarsın. Ne evimize rahat girebiliyoruz. Ne de rahat rahat çıkabiliyoruz. Yollar kapalı ve tehlikeli. Camiler dahi kapalı durumda. Sonumuz Allah'ın elindedir. Bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur.” diye konuştu.

Yaşanan gelişmelerin böyle devam edemeyeceğinin altını çizen yaşlı adamın ‘Açlıktan öldük. Allah böyle buyurmadı. Ancak her şey Allah'ın emri olduğu için sabredeceğiz' sözleri ise dikkatlerden kaçmadı.

Çatışmalarda zarar gören esnaf Hamdullah Mola da, “Her şey ortada. Ne halde olduğumuz belli. Ne yapacağız şimdi? Mağduruz. Zararımız karşılanmalı.” dedi. (M. Sıddık Bilge/Emrah Deniz – İLKHA)