Sözcü Gazetesi Yazarı Nefret Kustu

Sözcü Gazetesi Yazarı Nefret Kustu

Necati Doğru'nun Sözcü'de "Devrilecek!" başlığıyla yayımlanan (10 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Gücü büyüdü, kendini zehirledi. Harlı yanan ocak üstündeki tavada kendi yanık yağına düştü, kavruluyor. Geldiği yeri, “geliştim, demokrat oldum” dediği günleri unuttu.  Değişmedik, “tekamül ettik” dediği günlerde önce kendini yetiştiren Erbakan Hocasını arkadan vurdu; o günden bu yana da iktidarında “kendine biat etmeyenleri” tek tek sildi, yok etti.  Bir çeşit yarı tanrı, eski firavunlar gibi oldu.

Kravatlı firavun.
Deniyor.
Dolu dizgin faşizm deniyor.
Dolu dizgin diktatör olacak.
Tuttururum sanıyor.
Tutturamayacak.
Seçimle devrilecek.
Yaptıklarını hiçbir toplum kabul etmez, bu toplum da hiç unutmaz.  Bir gün gelir; Rize Meydanı'nda, Sakarya Meydanı'nda,  İstanbul Yenikapı Meydanı'nda önünde derya kalabalık oluşturan türbana girmiş kadınlar, çember sakal bırakmış erkekler ve ellerini “rabia işareti” yapıp kollarını kaldırarak onu  “kravatlı firavun yapan” gençler uyanır, önce onlar terk eder.Altında imzası var.

Üniversitede “aydın insana yakışır duruş sergileyen” 330 üniversite hocasını (akademisyen) kürsülerinden, ders verdiği fakültelerden ihraç etti.

 

* * *

Ne yapmış hocalar?
Bildiri imzalamış.

 

Fikirlerini söylemiş.
Korkmamış.
Düşüncesini açıklamış.
Kendi devletini, ordusunu, iktidarını eleştirmiş.  Bir üniversite hocasını, üniversite hocası yapan altın ölçü, bir aydını, aydın yapan pırlanta mikyas; kendi milletini, kendi devletini, kendi yöneticisini, kendi ordusunu, kendi iktidarını, egemenlerini, firavunlarını eleştirebilmektir.
Silah almamışlar.
Dağa çıkmamışlar.
Orduya sızmamışlar.
Darbeye kalkmamışlar.
Sadece düşünce açıklamışlar.
Bildiri imzalamışlar.
Kürsülerinden atılan, öğrencilerinden koparılan bu 330 üniversite hocası, değerli bilim insanlarının ismini tek tek bu köşeye yazmak isterim. Köşe yetmez. Bunların içinde Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “ömrüm darbelere karşı mücadeleyle geçti, bu yapılan ayıptır, yanlıştır” diyor. 330 hoca içinde Türkiye'ye klinik nöropsikoloiyi  getiren Prof. Dr. Öget Öktem'i ben üniversite öğrencisi olduğum günlerde tanıdım. Psikoloji kürsüsünde hocamızdı,  öğretmek için çırpınırdı.  Diktatörlüğün, darbeciliğin sosyal psikolojik bilimsel analizini anlatırdı.
Darbeye de karşı oldu.
Diktatörlüğe karşı durdu.
Öget Hoca'yı da attılar.

 

* * *

Altında Cumhurbaşkanı, Başbakan, bütün bakanların imzası var. OHAL ve KHK düzenini kaldıraç yapıp; “FETÖ'cüleri sızdıkları üniversiteden temizliyoruz” görüntüsü altında solcu, demokrat, özgür düşünceli, aklı, vicdanı, ahlakı öne geçirmiş, darbeye, darbeciliğe, diktatöre, diktatörlüğe karşı duran bilim insanlarını üniversitelerinden uzaklaştırıyorlar.
Dolu dizgin faşizm deniyor
Dolu dizgin diktatör olacak.
Tuttururum sanıyor.
Tutturamayacak.
Geldiği yeri, “geliştim, demokrat oldum” dediği günleri unuttu.  Toplum unutmaz. Devrilecek.