Soykırım davası için Adalet Bakanı'ndan izin bekliyoruz

Uluslararası hukukun "soykırım" ve "insanlığa karşı suçlar" başlığı altında zikrettiği ne varsa, İsrail tarafından Filistin halkına karşı öteden beri işleniyor.

Biz de öteden beri "İsrail yargılansın" deyip duruyoruz.

Bu konuda nihayet somut bir adım atıldı.

MAZLUMDER, Gazze'de katliam yapan İsrail'in cumhurbaşkanı, başbakanı, savunma bakanı, dışişleri bakanı ve ordu komutanları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Soru: Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri, TC sınırları dışında TC vatandaşı olmayan kimselere karşı suç işleyen ve kendileri de TC vatandaşı olmayan kimseleri yargılayabilir mi?

Cevap: "Soykırım" ve "insanlığa karşı suçlar" söz konusu ise, evet yargılayabilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yurt dışında işlenmiş olan soykırım suçu insanlığa karşı suçların Türkiye'de kovuşturulması bakımından evrensel yetki kuralı kabul edilmiştir.

Evrensellik ilkesinin 13. maddede düzenleniş şekline göre, bu maddede sayılan suçların yurtdışında işlenmesi durumunda, failin ve mağdurun vatandaşlığına bakılmadan, failin Türkiye'de bulunması da gerekli olmadan hakkında Türk kanunları uygulanır; suçun bir yabancı tarafında yurt dışında yabancıya karşı işlenmiş olması halinde ve failin yurt dışında bulunması halinde bile hakkında Türkiye'de kovuşturma yapılır.

TCK'nın 76. maddesine göre; bir plânın icrası suretiyle, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, mezkûr grupların üyelerine karşı şu fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur: Kasten adam öldürme, kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme, grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması, grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması"

TCK 77'ye göre ise; siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı şu fiillerin bir plân doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur: Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence / eziyet veya köleleştirme, kişi hürriyetinden yoksun kılma"

MAZLUMDER, Cumhuriyet Savcılığı'na sunduğu dosyada, bütün bu fiillerin İsrail tarafından Gazze'de Filistinlilere karşı işlendiğini en ufak bir tartışmaya mahal bırakmayacak kadar açık ve net bir şekilde ortaya koydu.

Keşke yeteri kadar yerim olsaydı da bu mükemmel suç duyurusunun tamamını köşeme alabilseydim (www.mazlumder.org.tr'de mevcut).

Özetle:

"İsrail ordusu, 27 Aralık 2008 tarihinde, Filistin Özerk Yönetimi'ne bağlı Gazze şeridinde bulunan yerleşim yerlerini önce havadan, daha sonra denizden ve karadan yoğun bombardımana tabi tutmuştur. Ardından tank ve ağır silahlarla işgal yapılmış; sivil halka, Birleşmiş Milletler binaları ve görevlilerine, medya kuruluşları ve medya mensuplarına, insani yardım kuruluşlarına, hastanelere, okullara vs. vahşice saldırılmıştır. Filistin halkına yapılan sistemli saldırılarla yok etmek isteyen ve soykırım yapan çoğunluğu İsrail ordusunda şüpheliler, soykırım ve insanlığa karşı suçları işlemişlerdir" İsrail ordusunun, sivil yerleşim bölgelerini "kasıtlı olarak bombaladıklarına" dair en önemli delillerden biri Zeytun bölgesinde yaşanan katliamdır. 4 Ocak 2009 günü İsrail güçleri Zeytun bölgesinde bulunan bir binaya yarısı çocuk 110 Filistinliyi kapatmış ve daha sonra bina top ateşiyle vurularak –çoğu çocuk olmak üzere- en az 33 sivil öldürülmüştür. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi PILLAY, bu olayın derhal soruşturulmasını istemiş ve saldırıyla birlikte İsrail'in savaş suçu işlediğine dair güçlü kanıtlar bulunduğunu dile getirmiştir" Yukarıda izah ettiğimiz tüm nedenlerle, şüpheliler hakkında soruşturma açılarak cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını, şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına girmeleri halinde tutuklanmaları için yakalama emri çıkartılmasını talep ederiz""

Cumhuriyet Başsavcılığı devrim mahiyetinde bir kararla MAZLUMDER'in suç duyurusunu kabul etti ve 20 İsrailli yönetici hakkında soruşturma başlattı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen soruşturma dosyası, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili uluslararası sözleşmeler çerçevesinde Türkiye'de başlatılan ilk soruşturma olma özelliğini taşıyor.

Soruşturma aşamasından dava aşamasına geçilebilmesi için Adalet Bakanı'nın izni gerekiyormuş.

MAZLUMDER yöneticileri 9 Şubat'ta Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile makamında görüşerek, soykırım davasına yeşil ışık yakmasını rica ettiler.

Bakalım Şahin ne yapacak.

Eğer soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili o maddeler TCK'ya süs olsun diye konulmadıysa, İsrailli yetkililer hakkında dava açılmasına mutlaka izin verecektir.

Bu yazı toplam 1542 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar